26 Kasım 2015 Perşembe

Bayık: Rus Uçağı DAİŞ İçin Düşürüldü


KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, gazetemizin bugünkü sayısında yer alan Kürtçe makalesinde Türk devletinin Rusya uçağını düşürebilmeyi göze alacak kadar çetelere angaje olmasını yazdı.

Türk devletinin DAİŞ, El Nusra ve Ehrar El Şam’ı korumak istediğinin bir daha görüldüğünü belirten Cemil Bayık, Türk devletinin sınır ihlalinden dolayı değil, destekçisi çeteleri vurmasını engellemek için Rus uçağını düşürdüğünü söyledi. Bayık, Türk devletinin böylece desteklediği çeteleri direnmeleri için cesaretlendirdiğini kaydederek, diğer hedeflerini de şöyle açıkladı:

* NATO ile Rusya’yı bir provokasyonla karşı karşıya getirmek.

* ABD ile Rusya’nın DAİŞ’e karşı ortak hareket etmesinin önüne geçmek.

* DAİŞ, El Nusra ve Ehrar El Şam gibi çeteler üzerindeki tazyiki azaltmak.

* ABD ve Rusya’nın yeni Suriye’nin oluşumu için ortak hareket etmesini önleyip ABD’nin kendisine muhtaç olmasını sağlamak.

*  Cerablus planını kabul ettirmek.

Cerablus zırhı, DAİŞ’i korumaktır

ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin “DAİŞ’e tüm kapıları kapattık. 98 km’lik Cerablus sınırı kaldı” şeklindeki açıklamasının, Türkiye’nin DAİŞ’e yardım ettiğinin tercümesi olduğunu ifade eden Bayık, “Bundan daha açık Türkiye-DAİŞ ortaklığını ortaya koyan kanıt olabilir mi?” diye sordu. Türk devletinin, Rojava güçlerinin Cerablus’u almaması için her gün tehditler savurduğunu; Kobanê’ye top atışları yaptığını hatırlatan Bayık, Cerablus’a zırh olmanın DAİŞ’i korumaktan başka anlamı olmadığını vurguladı.

Cerablus saldırı üsüdür

Cerablus’un Kürtler için saldırı tehdidi devam eden bir üs olduğunu belirten Cemil Bayık, 25 Haziran’daki Kobanê Katliamı’nı hatırlattı: “Kobanê kuşatmasında Türk devletinin desteği ile Cerablus ve Girê Sipî’den(Tıl Abyad) saldırılar yapıldı. DAİŞ, 25 Haziran’da bir kolu Cerablus ve bir kolu Türkiye’den olmak üzere üç koldan gelerek Kobanê içine girdi; 300 civarında kadın, çocuk, yaşlı, genç silahsız, savunmasız sivili evleri basarak katletti. Kobanê kuşatması kırılıp DAİŞ yenilgiye uğradıktan sonra Türk devletinin desteği ve teşvikiyle böyle bir insanlık dışı katliam yapıldı. Böyle bir katliam hangi devlet ve topluma yapılsaydı derhal cevap verirdi; bu tehdidin geldiği yeri de ortadan kaldırmaya yönelirdi. YPG, Til Abyad’ı DAİŞ işgalinden kurtardı ama Cerablus’ta varlığını sürdüren DAİŞ, her gün Kobanê’ye saldırılarını sürdürüyor.” 

DAİŞ’in suçlarına da ortak

Kobanê savaşçıları bu insanlık dışı saldırıların üsü olan Cerablus’a yönelir diye Türk devleti “Fırat’ın Batısına geçilirse vururuz” tehdidi yaptığını anımsatan Bayık, böylelikle hem DAİŞ’i koruduğunu hem de 300 sivilin dünyada görülmedik biçimde katledilmesinde suç ortağı olduğunu gösterdiğini kaydetti. 

“Kürtlerin katilleri cezalandırmasını engellemek için kendini siper etmiştir” diyen Bayık, “Sadece bu katliam bile DAİŞ’in bitirilmesi için bir gerekçeyken, Türk devleti bu katliamdan sonra YPG’yi tehdit etmiş, ‘Cerablus’a giremezsiniz’ demiştir” dedi. Bayık, şu soruları sordu:

*  Bundan daha açık DAİŞ destekçiliği olabilir mi? 

* ABD, Fransa ve tüm DAİŞ karşıtı koalisyon bu gerçeği görmüyor mu? 

Katliamlar Avrupa’ya taşınmazdı

DAİŞ’in Kobanê Katliamı’nın ardından YPG ve ittifak içinde olduğu Arap güçlerinin Cerablus’a girmesinin, Rakka’nın kurtarılmasını hızlandırmış olacağını ve belki Paris Katliamı’nın bile yaşanmayacağını yazan Cemil Bayık, şöyle devam etti: “Ancak Türkiye’yi idare etmek ve DAİŞ ile mücadelede engel olmaktan çıkartmak için Türkiye’nin bu tehditlerine tavır alınmadı. Rojava güçlerinin Cerablus ve başka yerlerde DAİŞ’in üzerine gitmesine fırsat verilmedi.”

Cerablus’u kurtarma hakkı

Kuşkusuz bugün de Demokratik Suriye Güçleri’nin Cerablus’u ve Rakka’yı DAİŞ işgalinden kurtarma hakkı olduğunu vurgulayan Bayık, “Eğer DAİŞ’e karşı ortak mücadele veriliyorsa Uluslararası Koalisyon da bu gerçeğe uygun sorumluluk almak zorunda” dedi.

Şimdi de Efrîn’e saldırı

Rakka ve Cerablus üzerinden Kobanê‘ye saldırıldığı gibi şimdi de Efrîn’e saldırıldığını ifade eden Bayık, çeteler koalisyonuna dikkat çekti: “Üstelik Efrîn’a sadece DAİŞ değil, Türk devletinin desteğini esirgemediği El Nusra ve Ehrar El Şam gibi çeteler birlikte saldırıyor.” 

“Peki, bu durumda Efrîn halkının El Nusra, Ehrar El Şam ve DAİŞ’e karşı mücadele etme hakkı yok mudur?” diye soran Cemil Bayık, yazısını şöyle sürdürdü: “Tabii ki vardır. Türkiye dışarıda Bayır Bucak Türkmenleri bahanesiyle çeteleri savunmak isterken, Rojava Kürdistan halkının saldırılara cevap verme hakkı olmaz olur mu?”

Türkiye’ye tutum alınmalı

Uluslararası güçlerin Türkiye’ye karşı pasif kaldığını kaydeden Bayık, hem DAİŞ’e karşı koalisyon kurulduğunu hem de DAİŞ ve diğer çeteleri en fazla destekleyen Türkiye’ye karşı tutum alınmadığığını söyledi. “Başta Paris halkı olmak üzere tüm insanlık bu ne biçim politika demez mi?” diyen Bayık, şunun çok açık olduğunu yazdı: “Türkiye’ye açık tavır alınmadan, mevcut AKP hükümetinden hesap sorulmadan DAİŞ’e karşı tutarlı bir mücadele verilemez ve bu mücadelede istenilen sonuç alınamaz. Kaldı ki AKP hükümeti, DAİŞ ve El Nusra’yı destekleyerek, onların katliamlarının suç ortağı olarak defalarca cezalandırmayı hak etmiştir.”

Kaynak:  http://www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nuce&id=48633