6 Kasım 2012 Salı

KCK: Makul Talepler Karşılanırsa Açlık Grevleri Sonlanabilir


KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, cezaevlerinde açlık grevinde olan tutsakların taleplerinin “haklı ve gerçekçi” olduğunu belirterek, AKP hükümetini bu talepleri karşılamaya çağırdı. KCK, “Hareket olarak, şahadetlere yol açmadan, direnişin makul taleplerinin karşılık bulması temelinde sürdürülen eylemliliğin sonlanabileceğine inanıyoruz” dedi.

PKK lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve cezaevlerinde 12 Eylül’den bu yana süren açlık grevlerine ilişkin açıklamada bulunan KCK, Öcalan’ın durumuna ilişkin şunları ifade etti:

ÖCALAN İNSANLIK DIŞI AĞIR TECRİT ALTINDA

“Kürt sorununun çözümü için büyük bir sorumluluk ve fedakârlıkla çaba sarf eden, çözüm için protokoller hazırlayıp AKP hükümetine sunan Kürt Halk Önderliği, AKP hükümetinden şimdiye kadar olumlu hiç bir karşılık almadığı gibi, her türlü hukuk ve insanlık dışı ağır tecrit ve izolasyon altında tutulmaktadır

AKP hükümeti, ölümcül ve tamamen bir zulüm sistemi olan İmralı koşullarını daha da ağırlaştırarak, Kürt halk önderliğini bir yılı aşkın bir süredir ciddiyetten uzak “koster bozuk” gerekçesiyle avukatlarıyla görüşmesini engellenmektedir. Siyasi soykırım operasyonları sonucunda, cadı avı misali 10 bine yakın insan tutuklanarak ceza evlerine doldurulmuştur. Kürt halk önderliğinin sağlık, güvenlik ve özgür hareket etme koşulları yerine getirilmemiştir.”


KCK açıklamasında devamla şu ifadeler yer aldı: “AKP hükümetinin böylesine açıktan uyguladığı saldırı ve şiddet politikasına karşı halkımız ve Hareketimiz, “An Azadi An Azadi” şiarıyla direnişi hayatın her alanında yükseltme sürecini başlatmıştır. Kürt Halk Önderliğinin özgürlüğünü, yaşam ve mücadele eksenine oturtmuştur. Gelinen noktada sürecin iyileşmesi, ancak tahammül sınırlarını çoktan aşmış olan İmralı sisteminin aşılmasıyla mümkündür. Zira, hiç bir Kürt yurtsever, siyasetçi, kendisine insanım diyen hiç kimse İmralı hücre gerçeğini asla normal göremez.

GREVLER TUTSAKLARIN KENDİ ÖZGÜR İRADELERİYLE GERÇEKLEŞTİ

Cezaevindeki yoldaşlarımız kendi iradeleriyle süresiz - dönüşümsüz açlık grevi eylemini başlatarak AKP zulmüne karşı sessiz kalmayıp onurlu bir duruş sergilemişlerdir. PKK tarihinden de bilinmektedir ki, cezaevlerinde ki tüm direnişler her zaman tamamen tutsak yoldaşlarımızın kendi özgür irade ve kararlarıyla gerçekleşmiştir. Zindanlardaki yoldaşlarımız geliştirdikleri direnişle özgürlük mücadelesinin tüm safhalarında yer almışlardır. Diyarbakır zindan direniş örneğinde görüldüğü gibi, özgürlük mücadelesine fiilen öncülük etme rolünü de yerine getirmişlerdir. PKK zindan direniş çizgisini ortaya çıkaran da bu soylu gelenek olmuştur. Mazlumlarla başlayıp, Kemaller, Hayriler ve Ferhatlarla devam eden direniş geleneği de böyle oluşmuştur. Hiç kimse bu gerçeği ters-yüz edip başka bir biçimde gösteremez. 12 Eylül 2012 tarihinde başlatılan son direniş kararı da tamamen tutsak yoldaşlarımızın kendi özgür iradeleri sonucu olmuştur. Hareket olarak bize ve halkımıza düşen ise, zindanlarda ki bu onurlu direnişi laikiyle sahiplenmektir.


TUTSAKLARIN TALEPLERİ HAKLI VE GERÇEKÇİ

Halkımız, demokratik kamuoyu, BDP yöneticileri, sivil toplum örgütleri, sanatçılar, yazarlar, aydınlar kamuoyu vicdanını temsil eden herkes harekete geçerek, zindanlardaki onurlu direnişi sahiplenmenin ahlaki ve vicdani gereklerini yerine getirmenin büyük çabası içerisinde olmuşlardır. Kuşku yoktur ki, bu, son derece anlamlı ve değerli bir çabadır. Ne var ki, AKP devleti, zindan direnişçilerinin haklı ve meşru taleplerini görmezden gelen bir tutum içerisine girerek, şahadetlere adeta kapı aralayan, ölümleri bekleyen zihniyetinden ısrar etmektedir. Hareket olarak, tutsak yoldaşlarımızın taleplerini haklı, gerçekçi ve karşılanabilir talepler olarak görüyor ve destekliyoruz.

TALEPLER KARŞILIK BULURSA AÇLIK GREVLERİ SONLANABİLİR

Ölüm sınırında seyreden tutsak yoldaşlarımızın direnişi, 56. gününe girmiş olup oldukça kritik bir noktaya gelmiştir. Halkımızı, direnişin bu kritik noktasında, meşru ve demokratik tepkilerini daha fazla yükseltemeye, cezaevi direnişlerini daha güçlü sahiplenmeye çağırıyoruz. Sorunun çözümü için duyarlılık gösteren birçok sivil toplum örgütü ve şahsiyetin gösterdiği çabayı anlamlı buluyor, kamuoyu vicdanını temsil eden bu çabaların sonuç vereceğine inanıyoruz.

Hareket olarak, şahadetlere yol açmadan, direnişin makul taleplerinin karşılık bulması temelinde sürdürülen eylemliliğin sonlanabileceğine inanıyoruz. Bunun için, cezaevi direnişçilerinin makul taleplerinin karşılanması yönünde herkesin değerli çabalarını yoğunlaştırmaya, AKP hükümetini de çözüme hizmet etmeyen üslup ve tutumundan vazgeçip, direnişçilerin taleplerini karşılamayı bir zafiyet ve geri adım atma olarak algılamadan, çözüm için çaba gösterenlere olumlu karşılık vererek, üzerine düşeni bir an evvel yerine getirmeye çağırıyoruz.”


ANF