15 Temmuz 2012 Pazar

Demirtaş: Yenilen Çürümüş Faşizan Zihniyet Oldu

AMED - Özgürlük için Demokratik Direniş" şiarı ile yapılması planlanan mitingin valilik yasağı ile engellenmesinin ardından başlatılan oturma eyleminde bir açıklama yapan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bu halkın Önderliği'ne ne kadar sevdalı olduğunu ortaya koymuştur" dedi. Demirtaş, "Diyarbakır Meydanı'nda yenilen çürümüş faşizan zihniyet olmuştur. Artık devletin aklını başına alması lazım" şeklinde konuştu.

DTK, BDP, ESP, EMEP ve sivil toplum örgütü temsilcileri, mitingin yasaklanması ve polisin orantısız güç kullanmasını Sümerpark'ta yaptıkları basın açıklaması ile protesto etti. Sümerpark'ta oturma eylemi yaparak müdahaleyi protesto eden ve aralarında BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gültan Kışanak, DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk, gözünden yaralanan DTK Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Batman Milletvekili Ayla Akat, ESP, EMEP, HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Sanatçı Suavi ve Ferhat Tunç, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in yanı sıra binlerce kişinin katıldığı açıklamada sık sık "Biji serok Apo", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Diren ha diren Amed" ve "Öcalan" sloganları atıldı.

Açıklamayı yapan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gün boyu baskılara boyun eğmeyen yurttaşlara teşekkür ile konuşmasına başlayarak "AKP'nin faşizmine karşı bu halkın boyun eğmediğinin, eğmeyeceğinin direnişi bu gün Diyarbakır'da ortaya konulmuştur" dedi. Halkın özgürlüğe nasıl sevdalı olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Bu halkın Önderliği'ne ne kadar sevdalı olduğunu ortaya koymuştur. Bu halkın Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü net bir şekilde istediği talep ettiği ortaya konulmuştur. Yapmak istediğimiz miting AKP'nin kurmayları tarafından bizzat Başbakan'ın talimatları ile yasaklanmış ve bu gün halka seçilmişlerine ve 7'den 70'e herkese gün boyu sokaklarda işkence yapılmıştır" dedi.

Gün boyu süren olaylar sırasında halkın kendisine yönelik işkenceye rağmen iradesinin kırılmadığına vurgu yapan Demirtaş, "Halkın iradesi teslim alınamamıştır. Bu gün Diyarbakır meydanında yenilen çürümüş faşizan zihniyet olmuştur. Hiç kimse halkı kendi kentinde köleliğe hiçbir halkı kendi ülkesinde anavatanında köleliğe mecbur mahkum edemez. Bunu dayatamaz. Bu gün bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sömürgeci zihniyet anlayışı ile halkımıza yaklaşanlara bu gün halkımız görkemli direnişi ile cevap vermiştir. Bu böyledir; böyle olacaktır. Herkes bunu artık zihnine yazmalıdır" diye konuştu.

Polisin orantısız müdahalesi sonucu yüzden fazla yurttaşın yaralandığını yüzden fazlasının da yaralandığına dikkat çeken Demirtaş, "Buna rağmen halkımız sokak, sokak meydan, meydan direnişini ortaya koymuştur. Bizde bütün seçilmişler olarak vekillerimizle, belediye başkanlarımız ile parti meclisi merkez yürütme kurulumuz ile il-ilçe teşkilatlarımız ile birlikte bu akşam halkımıza yönelik bu faşizan tutumu protesto etmek için burada sabahlayacağız" ifadelerini kullandı.

Halkın onurlu duruşunun mutlaka demokratik zaferi ve özgürlüğü kazandıracağına işaret eden Demirtaş açıklamasında şunları belirtti: "Bu duruşa her kesin ama her kesin sahip çıkması lazımdır. Sadece Amed halkı değil! Herkesin bulunduğu her yerde bu duruşa sahip çıkması lazım. Artık devletin aklını başına alması lazım, işlerin böyle gitmediğini ve gitmeyeceğini bilmesi lazımdır. Süreç böyle bir süreçtir. Halk sürece müdahale etmiştir. Halk AKP'ye aklını başına al, durumun iyi değil durum iyi değil demiştir. AKP artık kendini gözden geçirmelidir, çünkü halk bu faşizan baskıları durdurmayı başarmıştır."

OTURMA EYLEMİ SABAHA KADAR SÜRECEK

Demirtaş ve beraberindeki milletvekillerinin yanı sıra belediye başkanları, BDP'li yöneticiler ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının da aralarında bulunduğu yüzlerce kişinin başlattığı oturma eylemi yarın saat 11.00'da İstasyon Meydanı'nda düzenlenecek kitlesel basın açıklaması ile sona erecek.


Fırat Haber Ajansı(ANF)

Demirtaş: Zalim Kendi Zulmünde Boğulacak




ANF 12:15 / 15 Temmuz 2012 AMED - Mitingin yasaklanmasın rağmen Kürt halkının dün görkemli bir direniş sergilediğini belirten BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Amed zindanlarındaki 14 Temmuz 1982 direnişinin bugün Amed’de yankılandığını söyledi. Demirtaş, “Zalim kendi zulmünde boğulacak” dedi. “Öcalan, Kürt ayaklanmasının temsilcisidir” diyen DTK Eşbaşkanı Tuğluk ise, “Bu halkın tahammülü daha fazla zorlanmamalı” diyerek AKP Hükümeti’ni uyardı.

14 Temmuz 1982 ölüm orucu direnişinin yıldönümünde DTK ve BDP, PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde bir yılı aşkın süredir devam eden tecrit koşullarına dikkat çekmek amacıyla düzenleyeceği tarihi mitinge valiliğin izin vermemesinin ardından gün boyu yaşanan saldırıları protesto ederek Sümer Park’ta oturma eylemine başlayan DTK ve BDP’li seçilmişler, oturma eylemini yaptıkları basın açıklaması ile sonlandırdı.

Aralarında Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk, İdris Baluken, İbrahim Binici, Emine Ayna, Hasip Kaplan, Sebahat Tuncel, Osman Baydemir’in de bulunduğu BDP’li seçilmişler dün Amed’de gün boyu yaşanan polis şiddetinin ardından Sümer Park’ta oturma eylemi başlatmışlardı. Gece boyu süren eyleme sanatçılar Suavi, Rojda, Ferhat Tunç, Comert ve Xalil Brad gibi birçok isimde katıldı.

Sık sık “Kürdistan faşizme mezar olacak”, “Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız”, “PKK halktır, halk burada” sloganlarının atıldığı eylemde, Kürt özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Sümer Park’ta açıklamada bulunan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sözlerine, dün Amed’de yaşanan faşizm karşısında Kürt halkının direnişini kutlayarak ve Amed halkına destek verenlere teşekkür ederek başladı.

“AKP’nin faşizan rejiminin Amed’deki görkemli direnişle ne kadar çaresiz kaldığı sergilendi” ifadesini kullanan Demirtaş, “Devletin çıplak şiddeti karşısında direnen halkın görkemli direnişi var. Elinde sadece copu kalan devlet her şeyini yitirmiştir. Kürt halkı Öcalan’ın özgürlüğünü istiyor. Devlet, bu talebin ortaya çıkmaması için 24 saattir ev ev, sokak sokak faşizm uyguladı. Ancak engelleyebildi mi hayır” diye konuştu.

AKP AĞZIYLA KUŞ TUTSA MEŞRUTİYETİNİ YİTİRMİŞTİR’

Kürt halkının gündeminde ve çalışmalarında öncelikli olarak Öcalan’ın özgürlüğü olduğunu belirten Demirtaş, “Hükümet buradan ders çıkarmalı. Halka saygı duymuyorsa bile halkın iradesini görmeli” dedi. AKP’yi anonim şirkete benzeten Demirtaş, “AKP ağzıyla kuş tutsa bile bu topraklarda meşrutiyetini yitirmiştir. Vicdanı olan herkes bu anonim şirketini terk etmelidir” ifadesini kullandı.

Kürt halkının çözüm için uzattığı ele cop vurulduğunu, işkence uygulandığını söyleyen Demirtaş, “Valiliğin verdiği yasak bu halkı bağlamaz. Halk buna gösterdiği görkemli direnişle yanıt vermiştir. AKP’nin polisleri, kent giriş çıkışlarında, sokaklarda ulaşabildikleri herkese işkence yapmıştır. Diyarbakır hala gaz kokuyor. Böyle bir hükümetin demokrasi getiremeyeceğini sanırım herkes gördü” diye konuştu.

Amed zindanlarındaki 14 Temmuz 1982 direnişinin bugün Amed’de yankılandığını vurgulayan Demirtaş, “Zalim kendi zulmünde boğulacak” dedi. Amed’deki direnişin bir çizgi, duruş olduğunu söyleyen Demirtaş, Öcalan serbest bırakılıncaya kadar, Kürt halkının talepleri yerine getirilinceye kadar bu direniş ruhunun süreceğine vurgu yaptı.

Demirtaş son olarak, miting sonrası Mersin’e dönen bir aracın kaza geçirmesi sonucu yaşamını yitiren bir kişiye ve dün akşam Amed’de haberleri izlerken fenalaşarak kalp krizi geçiren ve yaşamını yitiren kişinin yakınlarına başsağlığı diledi.

‘ÖCALAN SON KÜRT AYAKLANMASININ TEMSİLCİSİ’

Demirtaş’ın konuşmasının ardından DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk ise yaptığı konuşmada, “Dün Diyarbakır, AKP faşizmi ile devletin 90 yıllık inkar ve imha politikası ile kin ve nefret yüklü politikalarıyla karşı karşıyaydı” dedi.

Direniş ve mücadelelerinin devam edeceğini belirten Tuğluk, “Bir halk Sayın Öcalan’ı iradesi kabul edip, bu sorunun demokratik çözümü için muhatabıdır dediği için, dilimle, kimliğimle özgür yaşamak istiyorum dediği için bunlar yapılıyor. AKP Hükümeti Kürt halkına inkâr ve imha politikaları ile diz çöktürmek istiyor. Ama bu halk, örgütlü bir halk bu halk diz çökmeyecek” diye konuştu.

Öcalan’ın 354 gündür ailesi ve avukatları ile çeşitli gerekçelerle görüştürülmediğine işaret eden Tuğluk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir devlet acizliğe düşüyor açıkça yalan söylüyor. Demokratik olduğunu söyleyen bir devlet, İmralı’da Evren İnsan Hakları Sözleşmesi’ni tanımıyor. Bütün bunlar AKP’nin inkâr ve imha politikalarıdır. Sayın Öcalan sıradan bir kişi, sıradan bir tutsak değildir. Milyonlarca insanın irademdir dediği bir siyasidir. Son Kürt ayaklanmasının temsilcisidir.”

BU HALKIN TAHAMMÜLÜ DAHA FAZLA ZORLANMAMALI’

AKP Hükümeti’nin Öcalan nezdinde barışı tecrit ettiğin ifade eden Tuğluk, “Erdoğan şunu bilmeli; tüm bu çabalarınız diz çöktürmek içinse bilin ki, Kürt halkı diz çökmeyecek. Yanıtımız onurlu direniş olacaktır” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye, Mısır, Libya’da ki demokrasi söylemlerine de değinen Tuğluk, ancak söz konusu Kürt halkı olunca bu demokrasinin olmadığı yönünde konuştu.

Tuğluk son olarak, Kürt halkının bugüne kadar bedel ödeyerek geldiğini vurgulayarak AKP Hükümeti’ne şöyle seslendi: “Bu gidişat iyi bir gidişat değil. Bu halkın tahammülü daha fazla zorlanmamalı. Yol yakınken bu politikalarınızdan vazgeçin. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırın. Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne giden yolu başlatın. Başka çözüm yoktur.”

Güny Afrika’dan Öcalan’a ‘Özel Kabul’ ödülü


Güney Afrika Komünist Partisi (SACP) Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı Kürt Özgürlük Mücadelesinin simgesi olarak tanıyarak ‘Özel Tanıma/Kabul’ ödülünü verdi.

Ödül, SACP’nin Natal Eyaleti KwaZulu kenti ONgoye’de gerçekleştirdiği 13. Ulusal Kongresi’nde verildi. SACP Genel Sekreteri Blade Nzimande, ödül vesilesiyle yaptığı konuşmada Öcalan için, “Devrimci bir enternasyonal savaşçı ve Kürt özgürlük mücadelesinin sembolü. Acımasız, insanlık dışı koşullar altında bir Türk ada hapishanesinde tutulan siyasi bir tutsak. Onun emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı amansız mücadelesi Ortadoğu halkları için barış, demokrasi ve sosyalizmin ışığı olmaya devam ediyor” dedi.

İmralı Adası’nda 12 yıldır ağır tecrit altında tutulan Öcalan’a verilen özel teşvik ödülünü, Öcalan adına ‘Öcalan’a Özgürlük –Kürdistan’a Barış’ adlı uluslararası inisiyatifin sözcüsü aldı. Sözcü Heider, ödülü alırken Öcalan’ın Kürt Ulusal mücadelesinin lideri olarak Kürt sorununun barışçıl çözümünde kilit konumuna dikkat çekti. Öcalan’ın tutulduğu ağır tecrit koşullarına da dikkat çeken sözcü, “"11 aydan fazladır, ne avukatları, ne de ailesi, kimse O’nu görmedi. Ne telefon ne de mektup yok. O’ndan haber alamıyoruz”" dedi.

SACP ödülleri her 5 yılda bir parti kongreleri sırasında, mücadelede üstün başarılar için verilir. Kongre’de Öcalan yanında, devrimci mücadelede sergiledikleri başarılar ile yolsuzlukla mücadelelerinden dolayı Küba lideri Raoul Castro, efsanevi devrimci lider Che Guevara ve SACP’ın önde gelen üyelerine verildi.

SACP’ın 11 Temmuz günü başlayan 13. Ulusal Kongresi bugün sonuçlanacak. Kongreye 2 bin delege ile 57 uluslararası davetli katılıyor. SACP, 150 bin üyesi ile Güney Afrika’nın en büyük siyasi partisidir. Güney Afrika’da iktidarda bulunan Afrika Ulusal Kongresi ANC, Güney Afrika Sendikalar Kongresi COSATU’nun da bulunduğu üçlü ittifakta yer alıyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 2010 yılında da Güney Afrika Mücadelesi Gazileri Eylem Komitesi (SVAC) tarafından ‘Uluslar arası Barış Ödülü’ almıştı.

Amed Öcalan için Direndi


DTK ve BDP tarafından düzenlenen "Öcalan'a Özgürlük" mitingine getirilen yasak ve yasakla birlikte kurulan barikatlar, alınan olağanüstü önlemler ve sert müdahalelere rağmen, . Öcalan'ın özgürlüğünü isteyen on binlerce kişi, bir kez daha Kürt sorununda muhatabın Öcalan olduğuna işaret ederek, Öcalan'a özgürlük için irade gösterdi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve BDP tarafından "Öcalan'a özgürlük" amacıyla "Özgürlük İçin Demokratik Direniş" şiarıyla bugün düzenlenecek olan miting için gözlerin çevrildiği Diyarbakır, tarihi bir güne daha tanıklık etti. BDP'den, DTK'ye, bölgedeki sivil toplum örgütleri ile farklı siyasi partilere kadar, yine birçok aydın, yazar ve siyasetçinin Kürt sorununda muhatap olarak gösterdiği İmralı'da Öcalan'ın özgürlüğü için düzenlenmek istenen ve valilik tarafından yasaklanmasına rağmen 7'den 70'e sokağa çıkan, Öcalan'ın özgürlüğü konusunda bir kez daha irade ortaya koydu. Kurulan barikatlar, her sokak başına yerleştirilen onlarca polis, caddelerde konumlandırılan ve OHAL dönemini hatırlatan panzerler ile çevik kuvvet ve özel harekat timleriyle alınan olağanüstü önlemlere rağmen, barikatları aşan yurttaşlar, Öcalan'ın özgürlüğü konusunda bir kez daha irade ortaya koydu.

Zırhlı polis araçları, panzerler, havada durmadan kenti gözlem altında tutan helikopterler, özel harekat polisleri, sık sık yaşanan patlamalar ve kentten yükselen dumanlarla savaş alanına dönen Diyarbakır'ın 14 Temmuz'unda notlar…

*Günlerdir hazırlıkları yapılan mitingin valilik tarafından yasaklanmasının ardından dün akşam saatlerinde zırhlı araçlarla mahallelerde gezen polis Türkçe ve Kürtçe mitingin yasaklandığı anonsu geçmesi dikkat çekerken, yurttaşlar anonsu yuhalayarak protesto etti.

*Mitingi engellemek için tüm yollara başvuran valilik Erzurum, Bitlis, Kayseri, Malatya, İstanbul, Ankara, İzmir, Urfa, Batman, Şırnak, Dersim ve Mardin'den kente adeta bir polis ordusu takviyesi yapıldı.

*Sabah saatleriyle birlikte esnafın büyük bölümü kepenk açmazken, kentteki sessizlik ilerleyen saatlerde tekrar polis araçlarından yapılan anonslarla bozuldu.

*Kentin birçok noktasına onlarca zırhlı polis araçları, panzerler, özel harekat timleri, çevik kuvvet ve sivil polisler konumlandırılırken, yoldan geçen herkes polis sorgusuna tabi tutuldu. Önlemler kapsamında polis helikopteri sık sık kent semalarında uçarak gelişmeleri havadan aktardı.

*Alınan önlemler OHAL dönemini hatırlatırken, önlemlere ve engellemelere rağmen halk "Öcalan'a özgürlük" sloganları ile sokağa çıkarak toplanmaya başladı.

*Yenişehir, Sur ve Bağlar ilçelerinde binlerce kişi yaklaşık 10 ayrı noktada gruplar halinde toplanırken, toplanmaya izin vermeyen polis, kitleye müdahale etti.

*Müdahale sırasında polisin rasgele attığı gaz bombaları ile kent semalarında gaz bulutu oluştu.

*Polisin sert müdahalesi karşısında sokaklardaki öfke ana caddelere ve kentin en işlek noktalarına taştı.

*Polisin sert müdahalesi karşısında, kentin en işlek semtlerinden biri olan ve en son 28 Mart 2006 yılında çıkan olaylarda kitlenin girebildiği Ofis Semti'nde yurttaşlar saatlerce polisle çatıştı.

*Mahallelerde barikatlar kurulurken, yüzleri puşi kapalı gençler ellerinde ses bombaları, Molotof, taş ve havai fişeklerle polis barikatına yürüdü.

*Kitlenin ısrarı karşısında polis çılgına dönerken, müdahalenin boyutu sokak işkencesine döndü. Polis, bir genci önce ayaklar altına aldı, üstünü parçaladı, ellerini arkadan kelepçeledi daha sonra da caminin duvarına yapıştırarak çıplak sırtına arka arkaya coplar indirdi.

*Hızını alamayan polis, Ofis'te bir camiye girip, "Demokrasi uyguluyoruz" diyerek, 4 kişiyi tartakladıktan sonra gözaltına aldı.

*Yaralıları taşıyan ambulansları durduran polis, yaralıları gözaltına almak istedi.

*Kentin birçok noktasında işlek caddelere Öcalan posterleri asıldı.

*Atılan rasgele gaz bombaları evlere ve araçlara isabet ederken, bir araç atılan gaz bombası ile yandı.

*DTK, BDP, EMEP, ESP, HDK'li seçilmişler, sivil toplum örgütü temsilcileri, sanatçı Suavi ve Ferhat Tunç'un yanı sıra çok sayıda tanıdık simanın daralarında bulunduğu çok sayıda kişi Bayındırlık Caddesi üzerinde kurulan polis barikatı karşısında kavurucu sıcağa rağmen saatlerce direndi.

*BDP Grup Başkanvekili ve Iğdır Milletvekili Pervin Buldan İstasyon Meydanı'na girdiği sırada polislerin müdahalesiyle karşılaştı. Ayağına isabet eden gaz bombası sonucu yaralanan Buldan'ın hastaneye kaldırıldı.

*DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk ile BDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, BDP'li vekiller ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de aralarında bulunduğu kitleye polis sert müdahalede bulundu.

*DİHA muhabirleri Mahsum Sağlık ve Mehmet Begüm Ekinciler Caddesi üzerinde büroya gelirken gözaltına alındı.

*Diyarbakır'daki olaylar esnasında bir caminin avlusunda oturan genç bir kadını polisin elleriyle taciz etmesi objektiflere yansıdı.


DİHA