9 Ağustos 2012 Perşembe

Kalkan: Şemdinli Daha Başlangıç

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, Şemdinli’de yaşananın yeni bir tarz ve taktik olduğunu belirterek “Şemdinli bir uyarı, bu daha başlangıç, eğer bu uyarıdan doğru ders çıkarmazlarsa gerilla ve halkımızın daha neler yapmaya muktedir olduğunu göreceklerdir” dedi. Gerillanın kırda da şehirde de etkinliğini artırdığını kaydeden Kalkan, sadece Güneybatı Kürdistan’da değil Kuzey Kürdistan’da da bir devrim sürecinin yaşandığını dile getirdi.

KCK Yürütme Konseyi Üyesi ve Halk Savunma Komitesi Başkanı Duran Kalkan, ‘Devrimci Operasyon’ adı verilen gerilla eylemliliklerini ANF’ye değerlendirdi. “Gerillanın ordu ve devleti işlemez kılan bir düzeyi var. AKP hükümeti ve Türk ordusu çaresizdir. Devrimci Halk Savaşının serhildan ve gerilla ayakları yeni tarz ve taktikle sonuç alıcı bir biçimde gelişiyor” dedi.

AKP ve devlet faşizmine gerilla ve halk olarak sessiz kalmalarının beklenemeyeceğini vurgulayan Duran Kalkan, “siyasetle olmuyorsa Kürt halkı ve gerillası Kürt sorununun çözümünü direnerek geliştirme gücüne sahip olduğunu ortaya koymuştur. Şemdinli’de gerçekleşen bunun bir parçasıdır. Henüz bir başlangıç, bir uyarı niteliğindedir,” diyerek Kürdistan halkını ve Türkiye devrimci-demokratik güçlerini direnişi yükseltmeye çağırdı.

ŞEMDİNLİ BİR TESADÜF DEĞİL

Şemdinli’deki gelişmelerin bilinmeyen, beklenmeyen bir durum olmadığını kaydeden Kalkan, bu sürece götüren etmenleri şöyle sıraladı:

“Çözülmeyen Kürt sorunu, Kürt halkı üzerinde artan faşist polis terörü, demokratik siyasete dönük siyasi soykırım operasyonlarının hız kesmeden sürdürülmesi, Kürt halkının iradesine, seçilmişlerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına hakarete varan baskılar, gerillaya dönük imha operasyonları, hepsinin üzerine de bir yılı aşkın bir süredir Önder Abdullah Öcalan’la her türlü irtibatın kesilmiş olması, İmralı’da Kürt Halk Önderliği üzerinde uygulanan ağır tecrit ve imha koşulları, Kürt halkının ve gerillasının bütün bunlara karşı etkin bir direniş geliştireceğini gösteriyordu. Herhalde tüm bunlar olurken halk ve gerillanın sessiz kalacağı beklenemezdi. Dolayısıyla bir tesadüf değildir, bilinmeyen beklenmeyen bir durum değildir. Adeta bağıra bağıra gelen bir süreç bu.”

Şemdinli’deki gerilla etkinliğini de bu temelde gerçekleşen bir direniş süreci olarak tanımlayan Kalkan herkesi Şemdinli’yi doğru okumaya çağırdı:

“Aslında hala bir başlangıç düzeyinde. Bir uyarı niteliğindedir. Kürt vurulurken, hapislere konulurken, hakarete uğrarken görmezlikten gelenler bilmeliler ki bir gün Kürt de direnmenin yol ve yöntemini geliştirir. Eğer bu uyarıdan doğru ders çıkarmazlarsa gerilla ve halkımızın daha neler yapmaya muktedir olduğunu göreceklerdir. Belki birçok çevre bundan zarar görecektir, ama ilk defa zulmedenler, katiller, despotlar, faşist-şoven milliyetçiler de halkımızın geliştirdiği demokratik direnişten zarar görecekler, iktidarlarını kaybedecekler. Şemdinli bu anlamda doğru okunmalı. Onun için zararın neresinden dönülürse kârdır.”

Kalkan çözümsüzlüğün AKP politikası olduğuna da işaret etti ve bu direniş süreciyle savaşla sonuç alabileceği yanılgısına giren AKP’ye gerçekleri göstermeye çalıştıklarını ifade etti. “Önderliğimizin çağrısı üzerine hareketimizin son bir şans tanıdığı siyasal demokratik çözüm fırsatını heba eden, kendini peygamber, padişah, imparator sanan kişiliklere gerçeğin öyle olmadığını, AKP’nin gücünün de o oranda olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz. Mevcut direnişin esası bu” şeklinde konuştu.

MODERN GERİLLACILIK GELİŞİYOR

2011’de de devrimci halk savaşı kapsamında Zap’ta, Şemdinli’de, Botan’dan Amanoslar’a kadar gerillanın güçlü darbeler vurduğunu, fakat sonucunu koruyamadığını söyleyen Duran Kalkan, Gerillanın uzun süredir değişim ve yeniden yapılanma adı altında geçmiş sürecin yetersizliklerinden ders çıkarıp kendini eğitmekte olduğunu ifade etti. Kalkan, askerlikle ideolojik duruş, gerillacılıkla siyaset arasındaki bağı daha güçlü kurduklarını belirterek şunları kaydetti: “Gerillanın komuta ve savaşçı yapısı modern gerillacılığın ilke ve esasları üzerinde askeri anlamda yenilenme, stratejik bilinçte derinleşme, tarzda düzeltme ve yenilenme, gelişme ve zenginleşme temelinde yoğun bir askeri ve pratik eğitimden geçti. Bunun gereklerine göre örgütlenip donanan bir gerilla düzeni önemli oranda geliştirildi ve savaş-siyaset bütünlüğü sağlandı. Gerillanın cesareti ve fedakârlığı en üst düzeydedir. Müthiş bir fedai ruhu var ki, ‘Önder Apo’ya Özgürlük, Kürdistan’a Siyasi Statü’ hamlesini başarıyla geliştirebilmek için en ön safta yer alma yarışı var. Gerilladaki yeni eylemsel süreç bu temelde gelişiyor.”

HEDEF DEĞİŞTİ ARTIK TEKİL GERİLLA EYLEMLERİ YOK


Gerilla hamlesiyle yeni bir sürece girildiğini ve Şemzinan’ın buna örnek olduğunu vurgulayan Kalkan bu sürecin özelliklerini şöyle sıraladı:

“Üçüncü stratejik dönemde zaman zaman siyasal çözümü geliştirmek için karşı tarafa darbe vurarak uyarıda bulunmak isteyen gerilla eylemleri oluyordu. Siyasi çözüm bulunmazsa, tehlikeli gelişmeler olur diye onları doğruya çekmeyi hedefliyordu. Şimdi bu hedef değişmiştir. Tekil gerilla eylemleri yok. Amaç sadece karşı tarafa darbe vurmak değil, demokratik özerklik çözümünü gerçekleştirmektir. Kürt halkının demokratik öz yönetimini inşa etmektir. Mevcut mücadele parça parça, dağ dağ, köy köy kasaba kasaba, mahalle mahalle çözüm üretiyor. Ciddi bir yönetim çekişmesi yaşanıyor şu anda. Şemdinli’de olan da bu, diğer yerlerde olan da bu... Bundan sonra da bu yönlü gelişmeler daha çok olacak.”

YA ÇEKİLECEKLER YA TESLİM OLACAKLAR

Bu durumun Kürdistan’ın birçok alanına yayıldığını ifade eden Kalkan, kırsalda gerilla etkinliğinin daha fazla olduğunu, benzer bir durumun şehirler için de giderek geliştiğini dile getirdi.

Kalkan’ın tespitleri şöyle:

“Kırsalda ordu sınırlandırılmış, karakollardan çıkamaz hale getirilmiştir. Sadece Şemdinli değil, Geliyê Zap alanında, Zagros’ta Cilo ve Çarçela’nın birçok yerinde, Gostê’den Govendê’ye kadar gerilla hâkimiyeti mevcut. Türk ordusu oraya giremiyor. Gerilla birçok karakolu kuşatmış halde. Ya çekilecekler, ya teslim olacaklar. Bazı karakollar şu an o durumdalar.

Şehirlerde de devlet yönetimi büyük ölçüde yürütülemez hale gelmiştir. Halkın demokratik öz yönetimi kuruluyor, işliyor. Şemdinli bunun son dönemde önemli bir örneği oldu bu uygulamanın. 14 günü aşkın bir süredir kuşatma altındadır. Türk Ordusu buralara giremiyor. Bütün havadan ve karadan saldırılarına rağmen gerillayı ezemiyor. Şemdinli’de devlet yönetimi artık işlemiyor, yoktur. Bu da; despotik, soykırımcı yönetimi yıpratmayı ve onun yerine halkın demokratik özyönetimini geliştirmeyi ifade eden bir devrim oluyor.”

ÖZGÜRLÜK DEVRİMİ HER YERDE YAŞANIYOR

Kürt halkının 15 Ağustos Atılımı’nın 28. yıldönümüne büyük kazanımlarla girdiğini ve her yerde özgürlük yürüyüşü halinde olduğunu belirten Duran Kalkan, “özgürlük devrimi sadece Güney-batı Kürdistan’da değil, Şemdinli’de, Gever’de, Colemêrg’de, Cizre’de, Van’da, her yerde yaşanıyor. Bundan sonra bu yönlü gelişmeler daha fazla olacak. Tekrar ediyorum, bu bir uyarıdır! Biz istedik ki, demokratik siyaset yöntemiyle olsun, çatışmalı olmasın, kimse zarar görmesin. Ama ‘KCK teröristtir’ diyerek 10 bin insanı hapse attılar. Bu kadar uyarıya rağmen bunları dikkate almadılar. Madem siyaset yöntemiyle olmuyor, biz de direnerek bunu yaparız. Bu, Kürt halkı ve gerillasının Kürt sorununu her halükarda çözme gücüne sahip olduğunu ortaya koyuyor, Şemdinli’de ve diğer yerlerde kanıtlanan da bu oluyor” diye konuştu.

DEMOKRATİK TÜRKİYE BURADAN DOĞACAK

Şemdinli gerçeğiyle gelişen yeni sürecin doğru okunup iyi anlaşılmasının önemli olduğunu kaydeden Duran Kalkan, “özellikle Türkiye’nin demokratik güçleri ortaya çıkan sonuçları ve yeni süreci doğru okumalıdır. Bu bir demokratikleşme düzeyidir ve AKP despotizmini yıkıyor. Demokratik Türkiye burdan doğacak. Herkes buraya destek vermeli. Yeni bir süreçteyiz. Kendi gücümüzle çözüm üretiyoruz. Bunun pratiğinde cesur ve girişken olmalıyız. Halk serhildanla gerillaya destek vermeli. Eskiyi tekrarlayan taklitçilik devri geçti artık. Herkes sorumlu davranmalıdır. O zaman AKP faşizminin yerle bir olacağı açıktır. Gerilla karşısında yenilmiş bir AKP ve ordu gerçeği var. Devlet tümden etkisiz kılınarak Kürt halkının özgür iradesini temsil eden demokratik öz yönetim geliştirilecektir” diyerek aktif direnişin her alanda geliştirilerek sonuca gidilmesi zamanı olduğunu söyledi.

BASIN AKP’NİN GİZLEME TAKTİĞİNE BOYUN EĞMESİN


Duran Kalkan, Şemdinli’de Suriye’de olanın çok ilerisinde büyük bir mücadele ve çatışma, büyük bir savaşın yaşandığını, ama gerçeğin psikolojik savaşla halktan gizlendiğini vurguladı ve “devlet hâkimdir, devletin dediği doğrudur” mantığıyla gerilla açıklamalarına kuşkuyla yaklaşılmasını eleştirdi. Türk medyasının özel savaşın emrinde olduğunu ifade eden Kalkan medya mensuplarına da seslendi:

“AKP hükümeti tam bir kapatma, bastırma, gizleme taktiği uyguluyor. Buna da herkes boyun eğiyor. Savaş muhabirliği kolay bir iş değildir. Gazeteci olmak, ulaşılamayana ulaşmak demektir. Hükümet ve MİT’in servis ettiklerini yayınlamaya gazetecilik denmez. Gerillanın ordu ve devleti işlemez kılan bir düzeyi var. AKP hükümeti ve Türk ordusu çaresiz. Ambargo koyup basına yansıtmıyorlar. Şemdinli’nin etrafındaki dağlar tepeler gerillanın elinde. Her gün uçaklar, helikopterlerle bombalıyorlar, 24 saat boyunca toplarla vuruyorlar. Ama gerilla kuşatması ve etkinliği kırılamıyor. Tayyip Erdoğan’ın önceki yıl gelip izlediği tepeler bile şimdi gerillanın elinde. Ordu almak istiyor, alamıyor. Bu gerçekleri görmek, AKP’nin dezenformasyonunu ve halkın doğru haber alma hakkını engelleme tutumunu yırtmak-yıkmak lazım. Basın çevreleri bu kadar iktidarın uzantısı olurlarsa ona özgür basın denmez; Mehmetçik-Polisçik basın veya iktidar basını denebilir. AKP iktidarı gerçekleri halktan gizleyerek içine düştüğü acizliği, zayıflığı örtmek, sanki güllük gülistanlıkmış gibi göstermek istiyor. Beşir Atalay da çıkmış ‘bu operasyon sürüyor’ diyor. Herkes operasyonun sürdüğünü biliyor, ama bu operasyonun sonucu ne? Operasyona karşı gelişen gerillanın devrimci operasyonunun sonucu ne? Biraz da ondan söz et! Diğer yandan köyleri vuruyorlar, halk üzerinde baskı var zulüm var. Halkın durumunun ne olduğunu ben söylesem tek taraflı açıklama yapıyorlar derler. Basın gitsin kendisi bulsun tarafsız bir biçimde doğruları halka yansıtsın, kamuoyuna yansıtsın.”

ERDOĞAN’IN ÖZEL ORDUSU ŞEMDİNLİ’DE YENİLDİ

Ordunun kayıplarının çok olduğunu ama kayıplarını gizlediklerini söyleyen Duran Kalkan, bu konuda AKP’nin özel ordu elemanlarıyla mukavele imzaladığını belirterek şunları kaydetti: “Dikkat edilirse ölü değil, yaralı olarak verdiler. Bu, kayıplarını gizlediklerini gösteriyor. Eğer yaralı dersek kimse takip etmez, ölüleri gizleriz deniliyor. Bu yazın başındaki Şitazin-Oramar eyleminden bu yana ordu kayıplarını gizliyor. 15 kişi vurulmuşsa iki kişi vurulmuş diyor. Diğerlerini ya yok sayıyor, ya da yaralı deyip geçiyor. Kürdistan'da savaş yokmuş gibi bir hava vermek istiyorlar. Türkiye toplumunu aldatıyorlar. Sanki gerilla başarısızmış eylem yapamıyormuş gibi bir görüntü vermeye çalışıyorlar. Onun için bu paralı askerliği geliştirdiler. Aslında daha iyi savaşsınlar diye değil. Cenaze töreni yapamıyorlardı. Cenaze törenlerine Genelkurmay, Hükümet mensupları gitti halk kovdu, yuhaladı. Halkın tepkilerini engellemek, azaltmak için bu paralı askerlik sistemini geliştirdiler. İşte şimdi bu şekilde gizliyor Hükümet.. Bu özel paralı ordu en son Oramar- Şitazin’da yenildi. Şemdinli de AKP’nin paralı ordusunun yenilgi alanı oldu. Bu ordu artık sıfırı tüketmiştir, yarının çetecisi olacak. Nasıl ki 1994-95’te Çiller-Güreş-Ağar ekibinin özel ordusu yenilgiye uğrayıp daha sonra çeteleşti ve toplumun başına bela haline geldiyse, şimdi Tayip Erdoğan’ın özel ordusu da Şemdinli’de yenildi. Bundan sonra gerilla karşısında adım atamayacak haldedir. Gittikçe de çeteleşerek toplumun ve devletin baş belası haline gelecektir.”


SOYKIRIM REJİMİ YIKILMAK ÜZERE


Halkı her türlü zulme karşı direnmeye ve ayağa kalkmaya çağıran Kalkan, “artık bu zulme, AKP faşizmine karşı boyun eğilemez. Özgür yaşamı elde etmek için herkes daha fazla direnmelidir, daha fazla dayanışmacı olsunlar. Daha örgütlü hale gelsinler. Nasıl direnecekleri kendilerini nasıl savunacakları konusunda yol yöntem bulabilirler. Halk toplanabilir, protestoya kalkabilirler. Gerilladan destek isteyebilirler. Gerekirse gerilla denetimindeki alana çıkabilirler. Gerilla kendilerini savunabilir. Gençler daha fazla direnişe geçerek, serhildan ve gerillayı, öz savunmayı geliştirmelidir. Faşizm ve soykırım rejimi yıkılmak üzere. Artık bu belayı başımızdan atmamız gerekiyor. Böylece sonuç alınmış olur,” diyerek özgürlüğe her zamandan daha yakın olduklarını müjdeledi.

KORUCULAR HALKIN SAFLARINA GEÇMELİ

Duran Kalkan koruculara da yurtseverlik çizgisinde birlik çağrısında bulundu. “Aslında devleti otuz yıldır koruyan korucular oldu. Eğer korucular olmazsa ordu Şemdinli’nin tepelerinde adım bile atamaz, bir gün bile kalamazdı. Kürtler adına hiçbir gelişmeyi kabul etmeyen bir başbakanın politikalarına niye hizmet ediyorlar? Eskisi gibi çatışmalara girmiyorlar, ama bu yetmiyor. Halkın saflarına geçsinler. Bunu yapamayacaklarsa soykırım rejimi yıkılana kadar güvenli alanlara çekilsinler. Geçmişte bizim de hatalarımız olmuştur. Özeleştiri verdik. Eskisi gibi davranmadığımız ortada. Biz de birlik çağrısı yapıyoruz. Yurtseverlik çizgisinde hepimiz birleşelim diyoruz” dedi.

DEVLET MEMURLARI GÖREV BIRAKSIN


Kürdistan’da çalışan devlet memurlarına da seslenen Kalkan görev bırakma çağrısı yaptı. “Hizmet ettikleri devlet ve hükümet kürdü terörist sayıyor. Bütün Kürtleri tutukluyor, zindana koyuyor. Artık o devlete orada kimse memurluk yapamaz. O memur da devletin yaptığından sorumludur. Kim olursa olsun, ya halkın iradesini kabul edip görevlerini halka hizmet etmek temelinde kullansınlar, ya da görevi bıraksınlar. Bu devlet bu halka bu kadar zulüm ederken, o zulüm üzerinden maaş alıp kendilerini yaşatamazlar. Hızla kendilerini Kürt’e karşı suç işleyen pozisyondan kurtarmaları gerekiyor. Kendilerini Kürt halkına affettirmeye çalışsınlar. Ya da kendilerini hızla bu çatışma ortamından uzaklaştırsınlar. Eğer bunu yapmada ısrar ederlerse o zaman sonuçlarına da katlanırlar. Nasıl ki, her kürdü terörist diye hapse koyuyorlarsa, Kürtler de onları terörist sayar, tutup hapse koyar.”


ANF

Hiç yorum yok: