1 Temmuz 2012 Pazar

DÖKH’ten Zana’ya Sert Tepki

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH)
Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın Başbakan Erdoğan ile yapmış olduğu görüşmeye sert tepki göstererek, "DÖKH, sayın Leyla Zana'nın 'bağımsız milletvekili' sıfatı ile AKP hükümeti ile geliştirdiği diyalogu gayri meşru ve anti demokratik bulmaktadır. Binlerce kadının ağır bedeller ile kazandığı yüzde 40 cinsiyet kotası, seçim sürecinde esas emek sahibi olan ve şuan KCK operasyonları sonucu cezaevinde bulunan binlerce parti kadrosunun iradesi ve halkın meydanlarda oyladığı siyasi talep ve doğrultusuna aykırı bulmaktadır" dedi.

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın Başbakan Recep Erdoğan ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamaya ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, siyasal statünün, bir halkın kendi kaderini belirleme ve kendini yönetme hakkının sağlanması olduğu belirtilerek, Kürt halkının demokratik siyaset felsefesi ve demokratik ulus paradigması çerçevesinde ortaya koyduğu projenin demokratik özerklik olduğu ve bu temelde kendi kaderini belirleme iradesini defalarca deklere ettiği kaydedildi. "Kürt halkı ve Kürt kadınları kendini yönetme hakkını Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a özgürlük ve PKK'nin demokratik siyaset alana katılımı ve yönetim gücü olması temelinde görkemli bir direniş temelinde talep etmiş" denilen açıklamada, bunun dışındaki tüm alternatiflerin "Ya özgürlük ya ölüm" netliğinde karşılamış ve kamuoyunun bunun direnişçiliğine tanıklık ettiği aktarıldı.

"AKP hükümeti bu gelişme düzeyinin ve ruhun yakıcılığının farkındadır. Ancak, temsil ettiği faşizm ruhu ve siyasal karakteri imha ve inkar siyasetinde ısrarı getirmektedir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan bir yıllık tecrit, siyasi soykırım operasyonları ile Kürt halkının siyasal, sosyal, kültürel kurum kadro ve çalışanlarından oluşan 10 bine yakın tutsak, Roboski katliamı, askeri operasyonlar ile halkın özgürlük savaşçılarına dayatılan imha konseptinin tek amacı vardır. Kürt halkının kendi kaderini tayin etme ve kendini yönetme hakkını gasp etme, gelinen bu düzeyi imha etme ve yerine bir Kürt çocuğunun bile kanmayacağı gülünç kendi çözümünü dayatmak" denilen açıklamada, şöyle devam edildi:

"Seçmeli ders, bir-iki Kürdoloji bölümü gibi ortaya atılan önermelerde dahi resmi olarak yaşayan diller tanımı yapılmakta, Kürt tanımının resmileşmesinin bir şark kurnazlığı ile nasıl engelleneceği formüle edilmektedir. AKP hükümetinin bu minvalde esas tehlikesi Türkiye ve Kürdistan kamuoyunun ulaştığı demokratik çözüm olgunluğunu ve tarihsel gelişmenin vardığı demokratikleşme çağı ile bir savaş içine girmesidir. Tecrit, katliam, binlerce tutuklama ve imha operasyonlarına hız kesmeden devam eden AKP hükümetinin oluşturmaya çalıştığı çözüm algısı bir zihinsel yozlaşma ve demokrasiye tecavüzden başka bir anlam ifade etmemektedir. Unutulmamalıdır ki Kürt halkı ve Kürt kadınları devrimci bir halktır ve son derece ciddidir. Bu ciddiyeti dikkate almayanlar bunun sonuçlarını da hesaplayabilmelidirler."

Açıklamada, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanmadan ve siyasi önderi olarak çözümün tek adresi olarak muhatap alınmadan, özgürlük hareketi Kürt halkının siyasi organizasyonu, kendini yönetme hakkının resmi temsili olarak görülmedikçe Kürt kadınları ve Kürt halkının hiçbir girişimi, tutumu onaylamamakta ve bu tür tutumları itibarsız gördüğü belirtildi.

"AKP hükümetinin kendi Kürdünü yaratma projesine ve sömürgeciliği güncelleme oyunlarına alet olmak günümüzde bir trajedi değildir, gülünç bir hal almaktır" denilen açıklamada, "DÖKH, Sayın Leyla Zana'nın 'bağımsız milletvekili' sıfatı ile AKP hükümeti ile geliştirdiği diyalogu gayri meşru ve anti demokratik bulmaktadır. Binlerce kadının ağır bedeller ile kazandığı yüzde kırk cinsiyet kotası, seçim sürecinde esas emek sahibi olan ve şuan KCK operasyonları sonucu cezaevinde bulunan binlerce parti kadrosunun iradesi ve halkın meydanlarda oyladığı siyasi talep ve doğrultusuna aykırı bulmaktadır. Halkın, demokratik siyaset kadrosunun ve kadın hareketinin siyasal temsiliyeti seçkinci tasarrufa açık değildir. Bu zemin ile tartışılmadan, halkın onayı alınmadan elit siyaset alışkanlıklarını tüm Kürtleri ilgilendiren konularda devreye sokmak Kürt sorununun çözümünü bilmemektir" diye kaydedildi.

Açıklamada, Erdoğan'ın kendisi ile görüşmeden önce Kürtleri kendi siyasi iradesine karşı ayaklanmaya çağırmasını, görüşmeden sonra da Kürt halkının siyasi iradesine hakaretlerde bulunmasını nasıl bir vicdana sığdırdığının anlaşılmasının mümkün olmadığına dikkat çekildi. "Kürt halkının duyguları ile oynanmasın" denilen açıklamada, Kürt kadınlarının ortak irade ve ortak aklına davet edilerek, hiç kimsenin bu iradeden bağımsız olmadığı kaydedildi. 


ANF

Hiç yorum yok: