10 Haziran 2012 Pazar

SUK’un Yeni Lideri Abdulbasit Seyda

Batılı devletler ile Türkiye-Katar ikilisinin İstanbul’da kurduğu Suriye Ulusal Konseyi (SUK) başkanlığına Abdulbasit Seyda getirildi.

Konsey’den yapılan kısa açıklamada, “Seyda, Dr. Burhan Galyun’un ardından Suriye Ulusal Konseyi’nin yeni lideri seçilmiştir” ifadesi kullanıldı.

SUK başkanlığına seçilmesinden sonra açıklama yapan Seyda ise, Suriye hükümetinin ‘son ayakları’ üzerinde durduğunu belirterek, birçok kentte kontrolünü kaybettiğini söyledi. Seyda, “Hassas bir döneme giriyoruz. Rejim son ayakları üzerinde. Katliamlar ile saldırılar mücadele içinde olduğunu gösteriyor” dedi. Seyda, SUK'taki temel görevinin ise "reform ve yapısını değiştirmek" olarak tanımladı.

Uzun yıllardır İsveç’te yaşayan, Batı Kürdistan’lı felsefe doktoru Abdulbasit Seyda’nın Kürt sorunu konusunda herhangi bir geçmişi bulunmuyor.

SUK’un dişilişkiler sorumlusu Basma Kodmani, daha önce yapmış olduğu bir açıklamada, hem Kürtler, hemde muhalefet içerisinde tanınmayan Seyda için “Suriye’ye ve Kürt sorununa çok bağlı ama ılımlı birisidir. Yani Kürtlere ve diğer tüm azınlıklara verilen bir mesajdır” demişti.

Suriye iç muhalefetin temsilcisi Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi Başkan Yardımcısı ve PYD’nin lideri Salih Muslim Muhammed, Seyda’nın SUK’un başına getirilmesi konusunda “Az çok bildiğimiz biridir. Kendisi bir akademisyen ama hiçbir zaman Kürt sorunu ile ilgilenmemiş biridir” dedi.

Muslim, ANF’ye dün yaptığı açıklamada, Seyda ailesinden daha önce soruna yakın duran insanların olduğunu belirterek, ancak Seyda’nın batılı güçlerin belli hesapları doğrultusunda öne çıkarıldığını söylemişti.

Irak Devlet Başkanı Celal Talabani örneğini göstererek, Arap kamuoyunun Seyda’yı kabul edeceğini sanmadığını ifade eden Muslim, “Kürtler için yapacağı bir şey yok” dedi. SUK’un halkla bir bağlantısının kalmadığını ifade eden Muslim, “Uluslar arası güçlerin elinde bir oyuncağa dönüştüğünü herkes biliyor artık” dedi.

Muslim, ayrıca mevcut durumda Suriye’nin önünde uluslar arası müdahale veya barış gücünden oluşan iki yol bulunduğunu belirterek, uluslar arası güçler dengesinin müdahaleye izin vermediğini, bundan dolayı BM gözlemcilerinin 3-4 bin kişilik Barış Gücü’ne dönüştürülmesinin son çare olduğunu belirtti. Muslim, aksi durumda yaşanacak bir iç savaşta Suriye diye bir şeyin ortada kalmayacağını belirterek, Hula ve Humus bölgelerinde yaşanan katliamların iç savaş belirtileri olduğunu kaydetti.

Hiç yorum yok: