16 Haziran 2012 Cumartesi

Seçmeli Anadil Dersi Çözüm Değil Aldatmaca


Hükümetin "seçmeli ders" girişimine tepki gösteren dilbilimci ve yazar Necmiye Alpay AKP Hükümeti'nin gerçekçi yaklaşmadığına vurgu yaparak; "Bunu çözüm gibi sunanlar, ancak kendilerini aldatmış olur" dedi. Alpay, Hüseyin Çelik'in Kürtlerle ilgili olarak, Pakistanlılar ve İngiltere karşılaştırmasına da, "Türkiye Kürtleri kendi ülkelerinde yaşıyor, başka bir ülkede değil" sözleriyle değerlendirdi ve Çelik'i özeleştiri yapmaya çağırdı.

AKP'nin, Kürtçe için "seçmeli ders" girişimini ANF'ye değerlendiren dilbilimci Necmiye Alpay, Kürtçenin eğitim dili olması gerektiğine işaret ederek, ekledi: "Ancak, haftada iki saatlik seçmeli dersi Kürt çocuklarının anadili sorununa çözüm gibi sunanlar yalnızca kendilerini aldatmış olurlar. Kişisel olarak yıllardır şunu söylüyorum: Anadili sorununun eğitim ayağı ancak anadili temelinde düzenlenecek ikidilli eğitimle çözülebilir. UNESCO da on küsur yıldır iki ve üç dilli eğitimin çağımızda kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu savunuyor."

Türkiye'de genel olarak da bir anadil sorununun olduğunu belirten Necmiye Alpay, anadillerin varlığı için, "cumhuriyet tarihi boyunca inkâr edildiler" dedi. Alpay, şunları kaydetti: "Hatta bir ara 'Kürtçe' sözcüğü sözlüklerden çıkarıldı. Dilbilimcilerin de susturulması sonucu, 'anadili' kavramı bile anlamından saptırıldı. Kürt sorununun temelinde, bu ağır tekçi politikalar yatıyor. Oysa dil meselesi insan dediğimiz varlığın bütün psikolojisiyle temelden ilintili bir mesele."

NE YAPMALI?

Alpay'a göre anadili sorununda atılması gereken adımların başlıcaları; çocuk merkezli bir eğitim için, anadili temelinde çokdilli eğitimin düzenlenmesi; dillere ve taşıdıkları kültürlere sahip çıkılması, bunun gerektirdiği kaynakların ve olanakların yaratılması, Kürt Enstitüsü gibi girişimlerin desteklenmesi ve tüm dil ve kültürlerin eğitimde ve diğer toplumsal alanlarda eşit değerde yer bulması; yalnızca kendi mensuplarının değil, diğer toplulukların da gündeminde olması.

Anadili sorununun bir bütün olarak ele alınmasını isteyen ve 'yıllardır bu konuda çaba gösteren' olarak tarif ettiği Eğitim-Sen, ERF (Eğitimde Reform Girişimi) gibi ilgili meslek kuruluşlarının katkısıyla yeni politikaların oluşturulmasını kaçınılmaz bulan dilbilimci Alpay, "AKP, Erdoğan'ın önderliğinde 'parti merkezli' ve dar ufuklu bir politika güdüyor. Oysa eğitim ve kültür politikalarının çocuk ve toplum merkezli, geniş ufuklu politikalar olmaktan başka çaresi yoktur. Anadili temelinde eğitim, bir anayasa ilkesi olmalıdır. Böyle yapılmaması, çocuklarımızın ve gençlerimizin o dar siyasete kurban edilmesi anlamına gelecektir" diye kaydetti.

Devletler ve AB, BM gibi resmî yapıların iç işlerinin iş ve ticaret ilişkileri gibi, mümkün olduğu kadar az sayıda dille çalışmayı gerektirdiğini anımsatan Necmiye Alpay, "Başta çocuklar olmak üzere bireyler ve topluluklar ise anadillerine gereken değerin verilip dikkat gösterilmesine vazgeçilmezlik derecesinde ihtiyaç duyuyor. Türkiye'deki tekçi politikaların tek kurbanı Kürtçe değil aslında. Yarattığı sonuçlar açısından en ağır kurbanının Kürtçe olduğu doğrudur, ancak, bu inkâr politikası Türkçe dahil diğer tüm anadillerini de etkilemiştir. Yabancı dil öğrenmekte en çok güçlük çeken toplumlardan biri olmamızın başlıca nedeni, anadili bilincimizin olmayışıdır" yorumunda bulundu.

'SEÇMELİ DERSİ ÇÖZÜM OLARAK SUNMAK, KÜRTÇE'Yİ YOK SAYMAKTAN FARKSIZ'

Devletin hâlâ bilinç eksikliğiyle hareket ettiğini düşünen Alpay, düne kadar özellikle MHP'de, 'Kürtçe Türkçenin bir lehçesidir' diyen siyasetçilere rastlandığını ve bakanlıklardan ya da akademik kuruluşlardan dahi buna herhangi itirazın gelmediğini hatırlatarak, şöyle dedi: "Oysa Türkçe dilbilimiyle ilgili hiçbir kaynakta böyle bir bilgiye rastlanmaz. Böylesine bilim dışı, gayriciddi söylemler yıllarca toplumda egemen kılındı. Seçmeli dersin çözümün bütünü gibi sunulması o söylemlerin bugün hâlâ etkili olduğunu gösteriyor."

'AKP'NİN YAYILMACI DUYGUSU ÖNE ÇIKIYOR'

Necmiye Alpay, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in, "Anadil seçmeli ders olarak batı ülkelerinde de veriliyor. Pakistanlılar İngiltere'de kendi anadillerini seçmeli ders olarak alıyor" sözlerine de, şu tepkiyi gösterdi: "Türkiye Kürtlerini Britanya'da yaşayan Pakistanlılarla karşılaştırmak bir garip akıl yürütme oluyor elbette. Türkiye Kürtleri kendi ülkelerinde yaşıyor, başka bir ülkede değil. İkinci bir nokta da, Britanya'nın emperyalist bir ülke olması. Cumhuriyet Türkiye'si olarak kendimizi Britanya gibi bir emperyalistle aynı kefeye koymaya razı mıyız? Razı olacak mıyız? Yoksa yayılmacı ve ilhakçı duygularımız yine öne çıkmaya mı başlıyor? Gerçi anadilleri farklı olan çocukları düşünürken benzer karşılaştırma hataları yapabiliyoruz. Ben de anadili Türkçe olan çocukları düşünürken, 'Yunanistan'dakiler, Bulgaristan'dakiler' diye başlayınca 'Almanya'dakiler' diye devam ederim bazen. Oysa Yunanistan ve Bulgaristan Türklerinin konumuyla Almanya'daki Türklerin konumu karşılaştırılamaz. Bu fırsatla özeleştiri yapmış olayım. Umarım Bakan Hüseyin Çelik de yapar böyle bir özeleştiri."

Hiç yorum yok: