23 Haziran 2012 Cumartesi

FLAŞ: HPG Anakarargah'ından Detaylı Hakkari-Dağlıca Açıklaması


Behdinan - HPG Anakarargah Komutanlığı, Hakkari’de yaşanan çatışmaların ayrıntılarını açıkladı. Genelkurmay’ın açıklamasının doğruları yansıtmadığını ifade eden HPG, sadece 8 normal askerin ölümün açıklandığını, ölen paralı askerlerin gizlendiğini belirtti. HPG, 30-40 km’lik bir alanda yaşanan çatışmaların Güney Kürdistan’daki gerilla güçleriyle ilgisi olmadığını, Eylemin Zagros eyalet güçleri tarafından gerçekleştirildiği bildirildi.

HPG Anakarargah Komutanlığı, 19 Haziran’daki gerilla eylemi ve sonuçlarına ilişkin detaylı bir açıklamada bulundu. HPG, eylemin sınırın hangi tarafından olduğu, hangi güçler tarafından eylemin gerçekleştirildiği, Türk ordusunun kayıpları, çatışmalar sırasındaki pozisyonu ve gizlenen asker ölümleri konusunda önemli bilgiler verdi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Önderliğimizin ve Hareketimizin bütün barışçıl çabalarına rağmen Kürt sorununu şiddetle ortadan kaldırmayı kararlaştıran AKP hükümetinin, İmralı’da Kürt Halk Önderliği’ne, siyasi alanda Kürt siyasetçilerine, sokakta Kürt halkına ve tüm Kürdistan’da gerilla güçlerimize karşı geliştirdiği saldırılar topyekun yok etme savaşının kapsamlı bir biçimde sürdürülmesidir. Bu yok etme savaşının bir parçası olarak güçlerimize karşı operasyon hazırlığında bulunan ve paralı-özel ordu mensuplarının bulunduğu Şitazin, Oramar ve kısmen Rubarok askeri güçlerine karşı güçlerimiz tarafından 19 Haziran sabahı başlayan bir devrimci harekat gerçekleştirilmiştir.

GERİLLA NEDEN BÖYLE BİR EYLEM YAPTI?


Bugün normal hukuk yerine sömürgeci savaş hukuku gereğince İmralı İşkence Sistemi ile birlikte siyasi soykırım, faşizan uygulamalar ve Kürdistan’daki katliamları hiç kimse normal gösteremez. AKP öncülüğündeki Türk devleti bir taraftan yoğun bir savaş yürütürken, öbür taraftan kapsamlı bir manipülasyon ve psikolojik savaş çalışmasıyla her şeyi normalmiş gibi göstermeye çalışmaktadır. Böylece yürüttüğü savaşa ulusal ve uluslararası düzeyde meşruiyet kazandırmak istemektedir. Milliyetçi, ayrımcı ve despot bir zihniyetle Roboskî’de, Urfa Cezaevi’nde ve Kürdistan sokaklarında gerçekleşen işkence ve katliamlar açıkça gözler önündedir. Başta İmralı’da olmak üzere Kürt halkına karşı her alanda hukuki, siyasi ve emniyet güçlerince yürütülen operasyonel devlet terörü ile gerilla güçlerimize karşı aralıksız sürdürülen yok etme operasyonları böyle bir devrimci harekatla cevap vermemizi kaçınılmaz hale getirmiştir. AKP devletinin Kürdistan’da yoğunlaştırdığı katliam ve yok etme politikasına rağmen, “PKK Dağlıca’da neden böyle bir eylem yaptı” diyenler ya gerçeği görmeyenler ya da gerçeği bilinçli bir biçimde çarpıtanlardır.
SÖMÜRGECİLİĞİN HİÇBİR SALDIRISI KARŞILIKSIZ KALMAYACAK

Açık ki bu şiddeti hareketimiz değil, AKP hükümeti gündeme koymuş, şiddet yoluyla hareketimizi tasfiye etmeyi ve Kürdistan halkını teslim almayı önüne koymuştur. Esas stratejisi budur. Geliştirilen diğer bütün açıklamalar ve çözüm yaratma umutları tümüyle bu stratejiye hizmet için kullanılan psikolojik savaş yöntemleridir. Pervasızca yürüttüğü psikolojik savaş yöntemleriyle kendisince örgütlü halkta ve temsilcilerinde zafiyet, parçalanma, çözülme ve son darbeyle de teslim almayı hesaplamaktadır. Bunun için her türlü kirli yöntemi mubah görenler bilmeli ki, Kürt halkının ve onun özgürlük güçlerinin de bütün bu saldırılara karşı halkını ve kendisini savunma hakkı vardır.

Kürt halkına ve Hareketimize karşı ilan edilen topyekun savaşa karşı savunma hakkı evrensel bir hak olarak var olmanın ve varlığını korumanın doğal bir gereğidir. Savaşta ısrar eden, Kürdistan Özgürlük Gerillaları olarak biz değil, AKP hükümetidir. Biz AKP’nin saldırılarına karşı savunma savaşını yürütmek durumundayız. Kürdistan Özgürlük Gerillası, sömürgeci-faşist saldırılara karşı kendini, halkını ve bağlı olduğu değerleri sonuna kadar savunacaktır. Bu savunma savaşını yürütecek güç ve kudrete sahip olan tüm HPG güçleri, bundan sonra da sömürgeciliğin hiçbir saldırısını karşılıksız bırakmayacaktır. Her türlü saldırıya karşı kutsal savunma hakkını sonuna kadar kullanacak olan Kürdistan Özgürlük Gerillası, topyekun saldırıya karşı halkımızın büyük tarihi direnişiyle zafer kazanmayı bilecektir.

GENELKURMAY’IN AÇIKLAMASI DOĞRULARI YANSITMIYOR

19 Haziran günü sabah saat 04.00 sıralarında başlatılan bu harekat gün boyunca sürdürülmüş, yoğunluklu çatışmalar 20 Haziran gününün sonuna kadar da devam etmiştir. 2 günlük bu yoğun çatışma ortamında güçlerimiz öngörülen planlama çerçevesinde hedeflerine varmış, önemli sonuçlar elde etmiştir. Bu konuda Türk Genelkurmaylığı’nın yapmış olduğu açıklama önemli oranda gerçekleri ifade etmemekte ve doğruları yansıtmamaktadır. 109 asker kaybı kesin olmakla birlikte daha fazla kayıpların da olduğu da mutlaktır. Genelkurmay özel olarak 2’si Kürt 8 normal askeri kamuoyuna açıklamış ama tasfiye edilen paralı askerlerin ölümünü kamuoyundan özenle gizlemiştir.

40-50 KM’LİK SAHADA ÇATIŞMALAR YAŞANDI

Gündüz yapılan bu eyleme, yakın olan Yüksekova Tümeni’nden yoğun bir biçimde kobra saldırıları desteğinde skorskylerle araziye indirme yapılarak müdahale edilmek istenmiştir. Ancak Türk ordusu, güçlerini indirmek istediği bütün noktalarda darbe almış, gerillalarımız tarafından indirmeye müsaade edilmemiştir. Bu çatışma sürecinde toplam olarak 4 skorsky düşürülmüş, 3 kobra ile 6 skorsky ise darbe alarak merkezlerine zorunlu iniş yapmışlardır. Çarçela ve Cîlo dağları boyunca 40-50 km’lik sahada 19 ve 20 Haziran günlerinde arazi üzerinde yaşanan geniş kapsamlı çatışmada güçlerimiz yüksek performans göstermiş ve Türk ordusunu geri püskürtmüştür.

TÜRK GÜÇLERİ SADECE İKİ YERDE İNDİRME YAPABİLDİ

Sadece 2 yerde indirme yapabilen Türk ordu güçleri gerillanın kuşatması altında kalmış, ancak gece karanlığında ve hava saldırıları desteğinde geri çekilme yaparak kendilerini kurtarmış ve araziyi terk etmişlerdir. Bu geniş arazinin tüm zirveleri halen gerillanın denetiminde bulunurken, Türk ordusu ise 5 günden bu yana sergilediği tüm çabalara rağmen karadan Şitazin ve Oramar Taburlarına ulaşamamıştır. Şuanda Şitazin ve Oramar Taburu’na sadece havadan ulaşım sağlanılmaktadır. Karadan ulaşım hatları ise hala güçlerimizin denetiminde bulunmaktadır.

TONLARCA AĞIRLIKTA BOMBALAR ATILDI

Geçen 5 gün boyunca tüm çabalara rağmen Cîlo ve Çarçela dağlarında etkinlik sağlayamayan Türk ordusu, 4 gün boyunca yüzlerce uçak sortisi ve karadan toplarla Çarçela ve Cîlo alanlarına saldırmıştır. Tonlarca ağırlıktaki bombanın kullanıldığı bu saldırılar yer yer devam etmektedir. Yine Oramar ve Şitazin’da içine girmiş olduğu kıskaçtan kurtulmak için Küçük-Büyük Garê ve Ertuş gibi Çukurca kırsalına, yine Zap, Metîna, Xakurkê, Haftanîn, Avaşîn ve Garê alanlarına yapmış olduğu yoğun top ve uçak saldırısıyla sonuç almak istemektedir.

Mevcut durumda çok geniş bir araziye yayılmış olan bu savaş düzeyini, sanki sadece bir karakolun basılarak 8 askerin öldürüldüğü bir olaymış gibi yansıtmak Türkiye ve Dünya kamuoyundan gerçekleri gizlemekten başka bir şey değildir. Özellikle Türk basını bu yalana ortak olarak psikolojik savaşın birer aracı rolündedir. Halktan ve kamuoyundan savaşın gerçek sonuçları gizlenmektedir. Gerçekler çok daha farklıdır.


BU EYLEMİN GÜNEY KÜRDİSTAN’DAKİ GÜÇLERLE İLGİSİ YOK, CİLO’DAN HAREKETE GEÇİLDİ

Özellikle bu harekatın Güney Kürdistan’da üstlenen güçlerimizle hiçbir alakası yoktur. Harekatın ilk başladığı Şitazin alanı kuş uçuşu olarak sınırdan 15 km uzak olup, bu eylemi yapan güçler daha çok sınırdan 30-40 km uzaklıkta bulunan Cilo Dağı tarafından harekete geçmişlerdir. Nitekim çatışmaların Güney Kürdistan sınırları içerisinde değil, 30-40 km içeride olan kesimlerde yürütülüyor olması bunun açık göstergesidir. Bu eylemi yapan Zagros eyalet güçleri olup şuanda da kendi alanlarında bulunmaktadırlar. Bunu Türk Genelkurmaylığı ve AKP hükümeti çok iyi bilmektedir ama buna rağmen gerçekleri çarpıtarak gerillanın Güney’den sınırı geçip bu eylemi yaptığı ve geri döndüğü biçiminde yansıtmaktadır. Bu, güçsüzlüğünü kamuoyundan gizlemenin kurnazca bir yöntemi olurken aynı zamanda gerçekleri tersyüz etmektir.

Tüm yurtsever Kürdistan halkı ve Kürdistan halkının dostlarını, AKP hükümetinin topyekun savaşına ve psikolojik savaş yöntemlerine karşı mücadele etmeye, yükselen direnişe katılmaya, tüm Kürdistan gençliğini direniş kalesi olan gerilla saflarına katılmaya ve Türk ordusuna askerlik yapmamaya, askere gitmemeye çağırıyoruz.

Bu önemli devrimci harekatta, yüksek bir fedai ruh ve büyük bir kahramanlıkla rol üstlenen ve görevlerini yaparken büyük bir direniş sergileyerek kahramanlık destanları yaratan 14 yiğit Kürt evladı şehit düşmüştür. Tüm Kürdistan halkı önünde bir kez daha söz veriyoruz ki, bu kahraman şehitlerimizin anısını Önder Apo’yu ve Kürdistan’ı özgürleştirerek yaşatacağız. Onların büyük fedai ruhu, mücadelemizin zaferini müjdelemektedir. Kürdistan Özgürlük Gerillası, onların bu fedai ruhuyla zafere ulaşacaktır.”


ANF

Hiç yorum yok: