23 Mayıs 2012 Çarşamba

Erdoğan Uludere Katliamını Savundu: ''Tazminatsa Tazminat''

Daha önce ‘milli katliam’ diyen Erdoğan’ın Roboski itirafları sürüyor: ‘Yetkiyi biz verdik TSK de samimi olarak görevini yaptı. TSK Ahmet mi Mehmet mi nereden bilsin. Tazminat verdik, daha ne konuşuyorsunuz’

EMRİ BİZ VERDİK TSK VURDU

Pakistan’da gazetecilere konuşan Erdoğan, Roboski Katliamı’nın sorumlularına bir kez daha sahip çıkarken, adeta itiraflarda da bulundu. Yetkinin kendileri tarafından verildiğini söyleyen Erdoğan, “Biz yetkiyi vermişiz, TSK de bunu samimi olarak kullanmış” diyerek katliam emrinin kimin tarafından verildiğini de itiraf etti.

MAHKEMEYE ‘HATA’ TALİMATI

Siyasal sorumluğu üzerinden atıp, TSK’ye övgüler yağdıran Erdoğan, Roboski’nin hesabını soranlara da ‘para verdik niye susmuyorsunuz’ diyerek katliamı parayla kapatmaya çalıştığını ortaya koydu. Erdoğan, “Bir hatanın, hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Resmi tazminatımız ötesinde yaptık” dedi.

KATLİAMI MEŞRULAŞTIRMA ÇABASI

Aylardır Roboski’nin üstünü kapatmaya çalışan, Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmayacak dedikten sonra, “hatadır” diyerek adeta mahkemeye de talimat veren Erdoğan, katliamı da şöyle meşrulaştırdı: “CD’yi bizzat izledim. Burada katırlı yürüyen 30-40 kişi var. O yüksekten TSK Ahmet midir, Mehmet midir bilemez ki!”



Para verdik ya, ne uzatıyorsunuz!


Wall Street Journal’ın haberiyle ilişkili tartışmalarda işi geçiştirmeye çalışan ve katliamın bilgi kaynağının “milli” olduğunun altını çizerek, “Bilgi aldık adım attık” demekle yetinen Başbakan Tayyip Erdoğan, Roboski Katliamı ile ilgili olarak bir kez daha insanlık dışı açıklamalarda bulundu. Pakistan’da gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, çoğu çocuk 34 Kürdün öldürüldüğü katliamın sorumlularına sahip çıktı. Ordunun verilen yetki dairesinde görevini yaptığını dile getiren Erdoğan şunları söyledi: “Wall Street Journal’da Türkiye’yi sıkıntıya sokacak Uludere yazısı çıktı. Belli medya kuruluşları bir görüşü, belli medya kuruluşları farklı siyasi görüşü destekler. Amerika’nın da var. Wall Street Journal’ın da var. Mevcut yönetimi zora düşürmek için bu uydurma haberi yapmıştır. Bu TSK’nın birinci derecede görevidir. Biz güvenlik güçlerimize, askerimize, polisimize yetkiyi veririz. Onlar da yetkileri dairesinde kullanır. Yetkiyi vermişiz, TSK bunu kullanmış. Eğer, kuruluşlar olarak TSK’mıza, polisimize güvenmiyorsak, terörle mücadeleyi kiminle yapacağız?”


Orası ‘terör bölgesi’


Daha sonra geçmişteki Hantepe, Gediktepe olaylarında medyanın “neden vurmadınız” eleştirilerini anımsatan Erdoğan, izlediği CD’yi anlatarak, “Katırı da vardı, yürüyen insanlar da vardı. Ben izlediğim CD’de bir hareket gördüm. Bizzat izledim. Bir konvoy gidiyor. 30-40 kişi var. O yüksekten görebilmek mümkün değil. Bizim gözcülerimizin (Heronların) vermiş olduğu CD. Silahlı Kuvvetlerimiz de gerekli adımı atmıştır. Bu bölge, terör bölgesidir. Halkın, sivilin oturduğu bir bölge değildir. Böyle bir bölgede Silahlı Kuvvetler bu Ahmet midir Mehmet midir bilemez ki” dedi.


Tazminatsa tazminat!


Katliamı sonradan duyduğunu iddia ederek siyasal sorumluluğu üzerinden atan Erdoğan, TSK’yi övgülere boğarak sürdürdüğü konuşmasında, resmi tazminatı aşarak halka “sus payı” vermek istediğini de itiraf etti. Erdoğan, “Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz bu görevi samimi bir şekilde yapmıştır. Hata da olabilir. Hatayı da özrü de açıkladık. Tazminatı da açıkladılar. Ama birileri istismar ediyor. Bir hatanın, hatamızın olduğunu söyledik. Allah aşkına tazminatsa tazminat. Resmi tazminatımız ötesinde yaptık.”


Baştan beri geçiştiriyor


Erdoğan, katliamın başından bu yana katliamı normal göstermeye, bölgede gezmenin zaten “tehlikeli” olduğunu söylemeye çalışıyor. Bilindiği gibi Erdoğan, ilk 48 saat kamuoyuna açıklama yapmamıştı, geride kalan 5 ayda da konu ile ilgili sorumluluğu olanların hesap verdiğine dair kamuoyuna bir bilgi yansımadı. En son Amerikan Wall Street Journal gazetesinde çıkan haberde, katliam öncesinde istihbaratın ABD’ye ait insansız hava uçaklarından geldiği ve Türkiye’nin daha yakın bir görüntü almak yerine saldırmayı seçtiği yönündeki haberin ardından Erdoğan “Bu haberler seçimler öncesinde Obama’yı sıkıştırmak için yapılıyor” gibi anlamsız bir iddiada bulunmuş istihbaratın “milli” olduğunu söyleyerek katliamı savunmuştu. Şimdi ise Erdoğan, hukukta yeri olmayan “terör bölgesi” gibi bir kavram uydurarak, belli bölgelerde öldürülmenin “kader” olduğunu söylüyor. Doğal olarak, böyle bir geniş ve hukuksuz tanımın yarın Taksim Alanı ya da Mersin mahalleleri gibi yerleri de kapsayıp kapsamayacağı kamuoyunda tartışılıyor.


Buna karşın katledilenlerin aileleri ve kamuoyu, devletin resmi düzeyde sorumluluğu üstlenerek siyasi ve askeri sorumluların tümünün yargı önüne çıkarılmasını bekliyor.

Kaynak: Özgür Gündem

Hiç yorum yok: