7 Nisan 2012 Cumartesi

Keser Döner Sap Döner


Evren ve Şahinkaya’nın yargılandığı dava dün Ankara’da başladı. Adliye önünde buluşan binlerce mağdur ve yakınları, ‘2 general yetmez bütün darbecilerden hesap sorun’ dedi

12 Eylül davasının ilk duruşmasına Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Sanık olarak yargılanan 5’li cuntanın hayatta kalan iki üyesi Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya duruşmaya da gelmedi. Dava için Türkiye’nin birçok yerinden binlerce darbe mağduru ve mağdur yakını Ankara’ya geldi. 12 Eylül’de katledilen, kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıyan binlerce kişi, 12 Eylül’ün uygulaması olarak günümüze kadar devam eden katliamların hesabının verilmesini istedi.


‘Bugün tarihin bizi haklı çıkardığı gündür’

Diyarbakır Cezaevi’nde bedenini ateşe veren Mazlum Doğan’ın ablası Serap Doğan, 12 Eylül’den bu yana dört çocuğunu kaybeden Barış Annesi Sakine Arat ve Cemal Kırbayır’ın annesi 103 yaşındaki Berfo Ana adliyedeydi. Serap Doğan, “Bugün tarihin bizi haklı çıkardığı gündür” dedi.

Zihniyetini de yargılayın

Amed Milletvekili Leyla Zana: 12 Eylül anayasası halen devam ediyor. Bu zihniyetten bir an önce kurtulmalı. Bir bütün olarak zihniyetin yargılanması gerekir. Bu dava göstermelik de olsa geç de olsa bu zihniyetin yenilgisidir.”


HER ZALİM BİR GÜN HESAP VERECEK

 
12 Eylül askeri darbesine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ilk duruşması Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Binlerce kişi bütün sorumluların yargılanması gerektiğini haykırırken, yakınlarını kaybedenler yaptıkları açıklamada, ‘Tarihin bizi haklı çıkardığı gündür’ dedi. Leyla Zana ‘Bu dava temsili de olsa zihniyetin yenilgisidir. Fakat 12 Eylül zihniyeti hâlâ sürüyor’ derken, DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk ise, geçmiş açığa çıkarılmalı’ şeklinde konuştu.


12 Eylül askeri darbesine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın ilk duruşmasına Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Davada, 5’li cuntanın hayatta kalan üyeleri dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya sanık olarak yargılanıyor. 2 darbeci duruşmayada gelmedi.

‘Öcalan’a tecrit 12 Eylül uygulaması’


12 Eylül Davası öncesi Ankara Adliyesi önünde toplanan binlerce kişi, attıkları sloganlarla 12 Eylül’de görev almış herkesin yargılanmasını istedi. Birçok partinin, sivil toplum örgütünün ve derneğin katılım sağladığı yargılama sürecinde Ankara Adliyesi önü dikkat çekici görüntülere ev sahipliği yaptı. Adliye önünde toplanan binlerce kişi darbeyi anlatan kitapları kaldırarak, “Gün gelecek devran dönecek darbeciler halka hesap verecek” sloganları atmaları dikkat çekti. 12 Eylül mahkemelerinin fotoğrafı ile Roboski Katliamı ve tutuklu belediye başkanlarının fotoğraflarının olduğu dövizler, 12 Eylül’de hayatını kaybeden devrimcilerin fotoğrafları başta olmak üzere çok sayıda döviz ve pankart dikkat çekti.


12 Eylül Yargılama Platformu adına açıklama yapan Celalettin Can da, “Kürt halkı üzerinde yıllardır baskı ve katliamlar devam ediyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin, 12 Eylül uygulamalarının devam ettiğinin bir ifadesidir. İmralı’da sürdürülen tecrid görmezden gelinemez” dedi.

 
 
Perinçek: Direnişi Kürtler veriyor

Kürtçe konuşma yapan İnsan Hakları Derneği yöneticilerinden Mehdi Perinçek, “12 Eylül zihniyetine karşı en güçlü direnişi bugün Kürtler vermektedir. Ve Kürtler yıllardır Türkiyeli tüm kardeşleriyle birlik olma arayışı içindedir. Bugün görülen dava bir başlangıçtır. Hakikat ve gerçeklerle yüzleşilmek zorunda olan bu zihniyete, halklara yaptığının hesabı er ya da geç verecektir” dedi.


BDP’liler hakimle tartıştı


Duruşmaya DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, Milletvekilleri Leyla Zana, Sırrı Sakık, Levent Tüzel, Ertuğrul Kürkçü, Altan Tan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’ün yanı sıra çok sayıda milletvekili ile STK temsilcisi katıldı. Davaya ayrıca 80 avukat ile 3 sanık avukatı da katıldı.Duruşma öncesinde BDP’li milletvekilleri ile mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanı BDP’li milletvekillerini salona almak istemedi, bunun üzerine BDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü Mahkeme Başkanı ile tartıştı. Ardından BDP’li milletvekilleri salona girdi.


Yetkisizlik talebine ret

 


Kenan Evren’in avukatı yaptığı savunmada, Anayasa’da yapılan değişikliğin gerçekleşmiş bir dava için geçerli olamayacağını savunarak, mahkemeden yetkisizlik kararı vermesini talep etti. Mahkeme heyeti ise talebi reddetti. Mahkeme heyeti ayrıca Ankara Adli Tıp Kurumu’nun yeterli olmadığını bundan dolayı Evren ve Şahinkaya’nın sağlık durumlarını tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na yazı yazılmasına karar verdi.

‘Evren ve Şahinkaya tutuklansın’


Duruşmada müdahil avukatlardan Meral Danış Beştaş, cezaevinde yüzlerce hasta tutuklunun bulunduğunu Evren ve Şahinkaya’nın hasta oldukları gerekçesi ile gelmemelerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Eşitlik ilkesi ihlal ediliyor. Mahmut Karataş dün cezaevinde yaşamını yitirdi. Halen cezaevinde yüzlerce hasta tutuklu var. Kenan Evren’in buraya oturması gerekiyor. İddianame okunmadan tutuklama olmalı” dedi. Öte yandan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün müdahillik talebi ise mahkeme tarafından kabul edildi.

 
İşte darbenin bilançosu:

GÖZALTINA ALINANLAR VE FİŞLENENLER:

  • TBMM kapatıldı.
  • Anayasa ortadan kaldırıldı
  • Siyasi partiler kapatıldı.
  • 650 bin kişi gözaltına alındı.
  • 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
  • 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
  • 71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve
  • 163. maddelerinden yargılandı.
  • 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak”
  • suçundan yargılandı.  
  • 7 bin kişi için idam cezası istendi.
  • 517 kişiye idam cezası verildi.
  • İdam cezası verilenlerden 50’si asıldı.
  • İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.

İŞKENCEDEN ÖLENLER, CEZAEVLERİNDE ÖLENLER:

  • 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
  • 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi.
  • Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
  • 14 kişi açlık grevinde öldü.
  • 16 kişi “kaçarken” vuruldu.
  • 95 kişi “çatışmada” öldü.
  • 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi.
  • 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi.

YURTTAŞLIKTAN ÇIKARILANLAR:

  • 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
  • 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı.
  • 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
  • 30 bin kişi “siyasi mülteci” olarak yurtdışına gitti.

SAKINCALI BULUNANLAR, İŞİNE SON VERİLENLER:

  • 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı.
  • 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
  • 3 bin 854 öğretmen, 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.

HAPSEDİLEN VE ÖLDÜRÜLEN GAZETECİLER:

  • 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis istendi.
  • Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis verildi.
  • 31 gazeteci cezaevine girdi.
  • 300 gazeteci saldırıya uğradı.
  • 3 gazeteci silahla öldürüldü.
  • Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
  • Gazeteler için binlerce dava açıldı.
  • 39 ton gazete ve dergi imha edildi.

‘Bugün tarihin bizi haklı çıkardığı gündür’


Mazlum Doğan’ın ablası Serap Doğan, 12 Eylül’den bu yana dört çocuğunu kaybeden Barış Annesi Sakine Arat ve Cemal Kırbayır’ın annesi 103 yaşındaki Berfo Ana adliye önünde yaptıkları konuşmalarda, “Bugün tarihin bizi haklı çıkardığı gündür” dedi.

 
 
‘Bir halkın yiğit evladıydı’

Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde direniş ateşini yakan Mazlum Doğan’ın ablası Serap Doğan: “Bugün tarihin bizi haklı çıkardığı gündür. Kardeşim de adı gibi Mazlumdu. Mazlum bir halkın yiğit evladıydı. Böyle mazlum bir insanın şehit olmasının nedeni o dönem iktidarda olan faşist cuntaydı. Mazlum Kürt olduğunu inkar etmediği için sayısız işkenceye uğradı. Mazlum Kürtlerin hiçbir zaman bitmeyeceğini söyledi. O aynı zamanda halklar arasında kardeşliğin köprüsüdür. Bedenini ateşe verirken Kürt halkı şahsında ezilen insanlık onuru için direniyordu. Keşke hepimiz onun gibi olsaydık.”


‘Ben tabutunu istiyorum Evren’


12 Eylül döneminden beri kayıp olan Cemal Kırbayır’ın annesi 103 yaşındaki Berfo Ana: “Oğlumun yaşayıp yaşamadığına dair bile bir şey söylemeyen bir devlet, güya benimle görüştü. Hani benim oğlumu getirecektiniz. Hani onun hakkını arayacaktınız. Yok bir daha gelmediler kapıma. Ben oğlumu istiyorum. Ben oğlumu 30 yıldır benden kaçıranların hesap vermesini istiyorum. Ben tabutunu istiyorum Kenan Evren.”


‘Çocuklarımın hakkı için...’


12 Eylül’den bu yana Kürt halkının zulümlere uğradığını belirten ve 12 Eylül’den bu yana 4 çocuğunu kaybeden, buna rağmen barış demekten vazgeçmeyen Barış Annesi Sakine Arat: “Ben Kürt anasıyım. Ben bir Kürt geliniyim. Ben bir Kürt kadınıyım. 12 Eylül’den bugüne yaşadığım zulüm anlatmakla bitmez. Ben evlatlarımın hakkını almak için buraya geldim. Onların hakkını aradığım için her gün cezalar alan bir anaHen her şeye rağmen çocuklarımın haklarını aramaya devam edeceğim. Her zaman diyorlar ki Kürtler yok. Bizim de bunu söylememizi istiyorlar. Yok varlar, buradalar. Bugün hesap veriyorsanız bu Kürtler sayesindedir. Diyarbakır Cezaevi müze yapılsın. Kenan Evren ve arkasındaki katiller, 4 çocuğumun hakkını istiyorum.”



Zana: Zihniyet hâlâ yaşıyor

Mahkeme girişinde açıklama yapan Milletvekili Leyla Zana, bir bütün olarak zihniyetin yargılanması gerektiğini belirterek, “Bütün kesimlerin geleceği karartıldı. Sadece siyasi partilerle değil doğanın renkleriyle mücadele ettiler. Bu dava göstermelik de olsa geç de olsa bu zihniyetin yenilgisidir” dedi. Zana, 12 Eylül anayasasının halen devam ettiğini bu zihniyetten bir an önce kurtulması gerektiğini vurgulayarak, “130 bin kişi şu anda cezaevlerinde. Doğan çocukların gülüşleri ölmesin bizlerin yaşadıklarını gelecek nesiller yaşamasın. Çünkü toplum halen yaşananların travmasını yaşıyor” dedi.



‘Burada Allah yok Peygamber tatilde!’

DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, 12 Eylül’de tutuklu bulunduğu Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceleri anlattı. Türk şöyle konuştu: “Pislik içindeki betonun üzerinde ısınmak için sırt sırta verirdik. 24 saat işkence vardı. Gardiyanların ellerindeki sopalarda ‘Allah yok Peygamber tatile çıktı’ yazardı. Diyarbakır Cezaevi’nde 35 kişi öldürüldü. Evet, darbede sağcılar solcular büyük acılar çekti ama esas büyük acıyı Kürtler çekti. Bize cezaevinde 56 marş ezberletildi. Tahliye sonrası geceleri evde uyumadan önce bu marşları tekrar ederdim. İki, üç insanın yargılanıp cezaevine girmesi önemli değil, önemli olan geçmişin açığa çıkması.”

Hiç yorum yok: