21 Nisan 2012 Cumartesi

Avrupa'nın Bir Kaç Yüzlülüğü Üzerine

Avrupa derken herhalde ilk aklımıza gelecek olan tanımlama, bu dünyada insan haklarına ve insan onuruna en ileri düzeyde sahiplik eden ve kollayan toprak parçası gelir. Hele birde Avrupa hukuk normları dediğimizde ise kesinlikle insan haklarını ve adaleti en ileri düzeyde temsil eden ve savunan hukuk gelir. 

Ancak her nedense Avrupa insan hakları yaklaşımı ve de hukuk yaklaşımı söz konusu Kürtler oldu mu buz gibi kesiliyor. Avrupa’nın soğuk olduğunu bize söyleyenler olmuştur. Avrupa ikliminin bu soğukluğunun insan ilişkilerine de yansıdığı şöyle ya da böyle tahmin etmemiz zor değildir. 

Coğrafyanın, iklimsel şartların insan karakterine etki yaptığını da bir yerlerde okumuştuk. Ancak bir kıta parçasının bu kadar akan kana duyarsız kalacağını, insan yaşamına karşı bu kadar lakaytsız kalacağını ve de en önemlisi de bu kadar nam salmış olan bir hukuk sistemini sahip olan aynı bu Avrupa’nın kendi değerlerine bu kadar sırt çevireceğine inanmak gerçekten güç geliyor insana. 

Kürdistan’da bugün Kürt halkına karşı neredeyse tüm sömürgeci devletler korkunç baskılar uyguluyorlar. Kimi yerde bu baskılar idamlara kadar gidiyor. Kimi yerde kültürel soykırımı aşan bir düzeyde Kürt kültürü ve insanı katlediliyor. Ancak buna rağmen Avrupa devletlerinde tık ses çıkmıyor. Ses çıkmasını da bırakalım gerçekten bu namı diyar Avrupa devletleri; Kürtleri baskılayan, yok sayan, işkence eden devletlere en ileri düzeyde yardım ediyorlar. Para veriyorlar. Kürtleri katletmek için silah veriyorlar. Ve de uluslararası arenada Kürtlerin önünü almak için Kürtleri terörist ilan ediyorlar. 

Hâlbuki Avrupa’nın Kürtlere karşı bir diyet borcu olması gerekir. Kürtleri dört parçada yaşamaya zorlayan Avrupa’nın kapitalist modernist yaklaşımlarıydı. Kürtleri parçalanmaya peşkeş çekenler yine Avrupalardır. Kürtleri Sevr ile kandırıp onları Lozan’da yok sayanlar Avrupalardır. Kürtlere diren deyip arkasında Türklere silah satarak Kürtlerin katledilmesine yol açanlar yine Avrupa devletleridir. Başka bir kavramlaştırmayla “tavşana kaç tazıya tut” diyenler yine Avrupa devletleridir. 

Dediğimiz gibi Kürtler eğer bugün halen bu kadar acı çekiyorlarsa bunun baş sorumluları Avrupa devletleridir. Özelde İngiltere ve Fransa Kürtlere en çok zarar veren devletlerin başında gelirler. Madem Kürtlere tarihte bu kadar zarar vermişsin, Kürtleri statüsüz yaşamaya mahkûm etmişsin adeta özgürlüklerini elinden çalmışsın o zaman bu köle zincirlerinde kurtarmakta en başta Avrupa devletlerine düşer. Çünkü köle zincirlerini Kürtlerin boynuna geçiren sensin. Yani Avrupa devletleridir. 

Evet, Avrupa devletleri Kürtlere karşı büyük suçlar işlemiştir. Ancak buna rağmen Kürtler Avrupa’nın dünyaya empoze ettiği insan haklarına ve hukuk normları için her zaman Avrupa’ya ve Avrupa devletlerine saygılı yaklaşmıştır. Bunun için Avrupa’da Avrupa yasalarına saygılı yaklaşmışlardır. Ve yine Kürtler bunun için Avrupa’ya Kürt sorununun çözümünde rol almasını istemiştir. 

Ne var ki Avrupa bırakalım Kürt sorununu çözmekte rol almasını, ya da Kürtlere yardım etmesini bilakis tersine Avrupa her zaman sömürgeci devletlere Kürtleri daha fazla katletmeleri için yardım etmiştir. Saddam’a kimyasal silahları verenler Avrupalılardır. Türkleri en ileri öldürme teknolojileriyle donatanlar yine Avrupalılar olmuştur. 

Biz Kürtler giderek artık siz Avrupalılardan umudumuzu kesiyoruz. Kürtlere destek sunmak istemediğinizi artık anlamış bulunuyoruz. Ancak bari sömürgeci devletlere yardım etmeyin. Ortada kalın. Tarafsız kalın. İki de bir bizi terörist ilan etmekten vazgeçin. Genelde tüm sömürgeci devletlere özelde de faşist TC devletine artık her türden destek sunmaktan vazgeçin. Suç ortağı olmaktan vazgeçin. Zaten tarihte Kürtlere karşı işlediğiniz onca suç vardır. Suçunuzu hafifletmek için tarafsız kalın. Israrla ama ısrarla Kürt siyasetine Türk devletine teslim olması için dayatmalarda bulunmayın. Artık birazda olsun buz gibi çıkar ilişkilerinizden vazgeçin. Biraz da olsun hümanist olun. Kendi geçmiş tarihinize sahip çıkın. Kendi geçmiş tarihinize biraz da olsa saygılı yaklaşın. 

Ve gerçekten artık Kürtlere karşı izlediğiniz ikiyüzlülüğü de aşan politikalarınızı bırakarak biraz da olsa kendi hukuk normlarınıza saygılı yaklaşarak Kürtlere geçmişte ve bugün verdiklerinizin zararların telafisine başlayın. Aksi taktirde insanlık vicdanında Avrupa’nın bu buz gibi soğuk çıkar ilişkileri ve de ikiyüzlülükleri her zaman kara bir leke olarak halkların özelde de Kürtlerin hafızalarında yaşayacaktır. 

Kasım Engin

Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi

Hiç yorum yok: