25 Mart 2012 Pazar

‘Yeni Konsept’ mi?

Türkiye, Newroz’un ardından, sanki Newroz’dan çıkarılmış ders olarak, birkaç gündür “Fikret Bila’nın Yeni Konsepti”ni tartışıyor.

Bila’nın üst üste iki gün köşesinden yayınladığı makaleler başlattı tartışmayı. Ya da Başbakan son Genel Seçimler’in hemen ardından mı başlatmıştı? Aynısıyla Bila’nın başlık olarak attığı “Kürt sorununda yeni strateji”nin sözünü ederek, Başbakan, “Silopi’ye saldıran PKK...” diye düğmesine bastığı, kış aylarında bile durmamacasına sürdürülen operasyonları başlatma talimatı vermemiş miydi? Hep de nasıl “yeni” oluyor? Sayın Bila, dağarcığınız bu kadar sınırlı mı? “Yeni”! Bari “yepyeni” falan deseydiniz!


Yazılara bakınca insanın Bila tarafından yazıldığına bile inanası gelmiyor. Devlet yazmış gibi. Bir bürokrat sanki yazarı. MİT yöneticilerinden biri sanki. Devlet adına ve devlet tarafından kaleme alındığı o kadar belli ki, “çözüm”den söz ederken, Sayın Bila, “devletin çözüm dediği ise PKK’nin beklentilerinden çok uzaktır” dedikten sonra nereden ve kimin konuştuğunu ele veriyor: “Başbakan Erdoğan’ın ëözerkliğin bizim kitabımızda yeri yoktur’ sözü anımsanırsa, siyasal iktidarın da bu çizgide durduğu daha net görülür.”


“Açılım”dan falan söz açmış, PKK ile Oslo ve Kandil’de tabii ki “devlet adına” açıktan görüşmeler yapmış Başbakan, “devlet çizgisi”ne geldiği için kutlanıyor sanki. Gelinen yer neresi, peki? Eski durulan yerden farkı nerede? Öyleyse neresi “yeni”? Bir aralar görüşmeler yoluna girilerek, barışçıl çözüm umudu okşanmıştı Kürt halkının. Yalnızca bir ara dönem değil miydi bu? Eskisi, bugün Bila tarafından yeniden “yeni” ve “yeni strateji”, “yeni konsept” diye dile getirilen şey değil miydi zaten? Newroz’u bile inkar etmek.. Operasyon üzerine operasyon.. Hem sınır içi hem sınır dışında silahla bastırma faaliyeti.. Bombalamalar.. Köy basma ve yakmalar... Açıkta hak arayan Kürt bırakmamacasına tutuklamalar.. Aydını, gazeteciyi, sendikacıyı, avukatı.. yardımcı, yatakçı olarak hedefe koymalar. Bunlar mı yeni?


Aslında o da pek yeni değildi, ama yeni olduğu söylenebilecek olan, Öcalan ve PKK ile görüşmeler yapılmasıydı. Hiç görüşme olmamış mıydı eskiden? Olmuştu ve ne denli “yeni strateji”den söz edilirse edilsin, yine olacaktır. Ama bu kez planlı-programlı, gündemli ve oturumlar halinde görüşülmüş ve bir “anlaşma”ya varılmaya çalışılmıştı. “Açılım” gibi, görüşmeler de “tasfiye”yi amaçlıyordu ve zaten buradan akim kaldı.. Ve bir kez daha eskimiş “yenilikler”in peşine düşüldü. Silah gücü öne çıkarıldı “yeniden”! Zaten silah hiç elden bırakılmamıştı.


“Yeni konsept”te sözde “terörist”le Kürt halkının ayrılmasına özen gösterilecekti! Lafının edilmesi bedavaydı! İcraata gelince... Koca bir halka, hem de Bayramı vesile edilerek saldırı düzenlendi. Nasıl bir ayrımsa! Sanki Newroz tüm Ortadoğu halklarının ve özellikle Kürt halkının değil de “PKK’nin bayramı”ydı!


“Ders” olarak hiç de yeni olmayan vurdulu-kırdılı “yeni konsept” ve “stratejiler” peşine düşüleceğine... Hiç değilse son Newroz dolayısıyla anlaşılmış olmalıdır ki, korkunun ecele faydası yoktur. Ve gerekli olduğu kadar... Saygı duyulması da gereken sadece eşitliğin tanınması... Kürtle Türkün eşit olduklarının kabullenilmesidir ki, bunda korkulacak ne olabilir? Bırakalım “derin”ini.. Demokratlığı da bir yana koyalım... Sadece insanlıktır. Eşitlik insanlığın gereğidir.


Ve görülmektedir ki “yeni” denen eski enstümanlarla olmamaktadır! Ters tepmekte, “balta ayağa vurulmaktadır”! Tecrit ve giderek tasfiyesi hedeflenilerek PKK ile halkın ayrılması yönünde mesafe alınması bir yana tersi olmaktadır. Siz “güç gösterisi” korkusuyla “gününde kutlayın” gibi saçma gerekçelerle halkın Newroz’u yasaklarsanız, bırakın ayırmayı, birleştirirsiniz, birleştirmektesiniz. Bir önceki sınır içi ve ötesi yoğun saldırının üzerine yapılan yerel seçimlerde de Kürt halkının iradesi öngördüğünüzün tam tersine tecelli ederek, iki il ve çok sayıda ilçe belediyesini kaybetmemiş miydiniz? BDP elindeki belediye sayısını ikiye katlamamış mıydı? Üstelik Diyarbakır’da örneğin yasağınız kırılmakta, aczinizi yaşamaktasınız.


Böyle “yenilikler”le inkar ve saldırıyı sürdürürseniz, korkarız ki, sonunda ülkeyi de siz böleceksiniz!


Mustafa YALÇINER

Hiç yorum yok: