30 Mart 2012 Cuma

Kremlin’in Nasıl Bir Yol İzleyecek

Moskova - Rus jeopolitiğinin önemli mimarlarından Aleksandr Dugin, Rusya Federasyonunu; devlet tarihi olmayan “sınırları tesadüfî, kültürel eğilim noktaları bulanık, siyasal sistemi sallantılı ve müphem, etnik haritası çeşitli, ekonomik yapısı bölük pörçük ve kısmen çürümüş” bir yapı olarak değerlendirmişti.

Ünlü jeopolitikçi siyasi yapıyı istikrarsız ve geçiş sürecinin ürünü olarak tanımlaması şaşırtıcı değildi şaşırtıcı olan bunun bugüne kadar sarkması ve bir rejime dönüşmesidir. Bu, seçim sürecinde (Doğu’daki ayaklanmaların da etkisiyle) siyasi karışıklıkların gerçek nedenini teşkil ediyor.

Kendisine “imparatorluğun toparlanması stratejisinin mimarı ve kaçınılmaz lideri'' olarak gören Putin demokrasiyi uygulanması zorunlu bir rejim olarak değerlendirmiyor ve var olan durumu aslında Rusya için yeterli buluyordu. Ama bu ülkedeki aşırı merkeziyetçiliğe ilişkin eleştirilerden çok bunun aşılmasının önündeki engelleri tartışmak daha yararlı olabilir.

BATI RUSYA’DA DEVRİM İSTEMİYOR

Muhalefetin politik sistemin reformasyonu için başlattığı kampanya kremlin aristokrasini değiştirebilecek kadar büyük gösterilere dönüşmedi. Bunun için ilk genel yargılar gösterilerdeki aktif kitlenin milliyetçi kesimlerden oluşması ve bunun taşradaki kitleleri ürküttüğüdür. Ama büyük gösterilerin bazılarının komünist parti tarafından düzenlendiğini unutmamak gerekir. Sonuç olarak bunlar rejimi değiştirecek kadar büyük politik hareketler değildi.
Ama yine de politik sistemin anti demokratik yapısını deşifre etmesi, meşruiyetini tartışmaya açması ve yöneticilerin istedikleri her şeyi yapamayacaklarını anlamaları açısından önemliydi. Artık Kremlinin kusurlarını listelemekten çok muhalefettin gerçek yapısını analiz etmek çıkış açısından daha çözümleyicidir. Herkes muhalefetin olgun ve yeterli bir çizgiden ve liderden yoksun olduğu konusunda hem fikir. Ancak Rusya halkının ana gövdesinin neden rejimin demokratikleşmesi için daha fazla çaba göstermediğine ilişkin gerçekçi tespitlerden kaçınılmaktadır. Tabi ki Rus halkı örgütsüz ve güçlü siyasi partilerden yoksundur.
Yine rüşvet, yolsuzluklar ve gelir adaletsizliklerinden büyük rahatsızlık duyuyor. Ancak kitlelerin temel istediği batılıların ve liberal demokratların iddia ettiği gibi özel mülkiyetin kurumlaştırılması ve bunun bireye dayanması değil, sosyalist deneyimin adil bölüşüm sürecidir .
Halk sosyalizmin aşırı disiplinci üretim biçimi ve demokratik olmayan uygulamalarından rahatsızdı ama ne kadar adil ve yaşam güvenceleri sunduğunu unutmadı. Sistem sosyalizme ilişkin pozitif toplumsal hafızayı silmeye yönelik çabaları da tam sonuç vermemiştir. Tam bu nokta ülkedeki örgütlü elitist muhalefet ile batının kitleleri Kremlindeki aristokrat sınıfı değiştirmek için kışkırttığını yönelik genel belirlemelerin tam olarak doğru olmadığını belirtmekte yarar var. Batı muhalefetin niteliğini ve potansiyel düzeyini analiz ediyor. Olası bir halk hareketinin kolaylıkla (ve aslında potansiyel olarak) sosyalist devrime dönüşme risklerini görüyor. Zaten ana muhalefette Komünist partisi duruyorken bunu anlamak için kâhin olmaya gerek yok.

Evet, hala Sibirya’daki enerji kaynaklarına ağzı sulanarak bakıyor, bu büyük jeopolitik gücün bölünerek yönetilmesi gibi rüyaları ya da Rus ulusal sermayesini ele geçirilmesi gibi fantezilerini koruyor. Ama halkın bu sosyo- politik arayışları ona ürkütücü geliyor. Bu ülkeye düzenli yatırımları her yıl (% 8 oranında) artıyor, Rusya gibi stratejik ve jeopolitik bir “canavarı” Avrupa’dan uzaklaştırıp sakinleştirmişken rastgele kurcalamak istemedi.

DEĞİŞİMMİ BASKIMI?


Putin oyların % 64 alarak iktidarını sürdürdü. Seçim alanlarından basına yansıyan ilk bilgilerden (ve bizzat yeni devlet başkanın da itiraflarından) anlaşıldığı kadarıyla yüzdeliğin bir kısmı seçim hilelerinin sonuçlarını ifade ediyor.

Örneğin Çeçenistan'ın bir bölgesinde seçmen sayısının 1389 olduğu halde Putin'e verilen oyların sayısının 1482 olması gibi. Tabi bu sadece seçimlerin meşruluğunu tartışanlar için değil komedyenler için de işe yarayabilir. Sistemin yasallaşmasını savununlar tamda bundan söz ediyordu.

Şimdi önemli olan kremlinin nasıl bir tavır alacağıdır. İki ana yaklaşım gözleniyor. Biri Medvedev’in sistemin demokratikleşmesine ilişkin reformlar konusunda yaptığı açıklama ve girişimler; diğeri Putin’nin muhalefete yönelik Kriminal iddiaları. (Provokasyon söylentileri kendisine yönelik suikast iddiaları), basın üzerindeki aşırı kontrol (internet üzerindeki sansür) ve Kafkasya’daki askeri operasyonlar. Bunlar demokratik güçler için yıkıcı girişimlere dönüşebilir. Kremlin zaferi onu eleştiren muhalefete karşı bir intikam sürecine mi dönüştürecek yoksa ülkeyi genel bir yeniden inşa ve demokratikleştirme yoluna mı sokacak?

Tabiî ki bu sorun artık bir kişinin gitmesi veya kalmasıyla ilgili bir sorun; değil ülkedeki politik sistemin tümden değişmesiyle ilgili bir durumdur. Bu süreç yerel yönetimler ve siyasi partilerin kuruluşuyla ilgili küçük reformlarla aşılamaz; Anayasanın tümden değiştirilerek sistemin resmi, demokratik ve efektif bir hale getirilmesinden söz ediliyor. Yani Rusya’nın yeniden inşa edilmesinden. Aksi takdirde Rus halkı politize olma sürecini yaşıyor ve belli bir olgunlaşma döneminden sonra kendi arayışlarının isteklerinin önderlerini ortaya çıkaracaktır.

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: