24 Mart 2012 Cumartesi

AKP-Fetullah Faşizminin Suriye'de PYD Korkusu

Kürt karşıtlığı temelindeki Suriye politikası fiyaskoyla sonuçlanan Türkiye, ipleri tekrar eline almak için çalışmalarını hızlandırdı. Kürtlerin hiçbir hak elde etmemesi için Şam’a karşı savaşı dahi göze aldığını gösteren açıklamalarda bulunan Ankara yönetimi, Ulusal Koordinasyon’la(PYD'nin de içinde yer aldığı Konsey) ilişkilerini Kürtler olmadan normalleştirmek istiyor. Ancak dış güçlerden bağımsız hareket eden Ulusal Koordinasyon Konseyi, Kürtlerle yola devam etmekte kararlı.

Türkiye, ‘Arap Baharı’yla birlikte hep yanlış ata oynamanın acısını çekiyor. Tunus, Mısır ve Libya, Suriye’de gelişmeleri okumayan Ankara yönetimi, ‘sıfır sorunlu dış politika’da sıfır sonuç elde etti. Yıllardır ‘komşularla sıfır sorun’ adı altında bir politika yürüttüğünü iddia eden Türkiye, ‘Arap Baharı’nın Suriye’ye ulaşmasıyla dış politikasını değiştirmek zorunda kaldı. Zira, Suriye’de Kürtler vardı. Ve Şam’da bir iktidar değişikliği halinde Kürtlerin yıllardır mahrum bırakıldığı haklarına kavuşma ihtimali vardı. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kabusa son vermesi için kardeşi Beşar Esad’a destek verdi. Ancak kardeş Esad, olayları kontrol altına almadı. Türkiye de başta Müslüman Kardeşler olmak üzere çoğunluğu Suriye dışında yaşayan muhalif isimleri önce Antalya’da biraraya getirdi, sonra da bunlara İstanbul’da bir ‘Ulusal Konsey’ kurdurttu. Türkiye bu konseye tek bir şartla destek verdi: Olası bir rejim değişikliğinde Kürtlere hiçbir hak verilmeyecekti. Bunun karşılığında da sözkonusu konsey Suriye’deki muhaliflerin ‘tek temsilcisi’ olma sözü verildi.

Planları bozuldu

Türkiye, kendi sözlerinden çıkmayan ‘Ulusal Konsey’e her platformda yer vererek, Esad rejimine alternatif yaptı. Tunus’ta yapılan ‘Suriye’nin Dostları Konferansı’nda Suriye’deki diğer muhalifler yok sayılarak, ‘Ulusal Konsey’in muhatap alınması kararlaştırıldı. Ancak Ulusal Konsey, son zamanlarda adeta mitoz bölünme evresine girdi. Zira Konsey’in önde gelen onlarca isimi, ya istifa edip yeni oluşumlar kurdular ya da üyeliklerini dondurdular.

Ulusal Konsey üzerinden Suriye’de söz sahibi olmak isteyen Türkiye, bölünmeler üzerine hem Ulusal Konsey’e hem de ayrılanlara sert mesajlar verdi. Konsey’e bölünmüşlüğe son vererek Şam rejimin karşı ortak bir duruş sergilemesini isteyen Ankara yönetimi, ayrılanları da lojistik desteği kesmekle tehdit etti.

Ulusal Konsey’le Suriye’nin geleceğini belirleyeceğini sanan Türkiye’nin planlarını, BM Güvenlik Konseyi ile Arap Birliği’nin yeni dönemi bozdu. Zira Güvenlik Konseyi geçtiğimiz günlerde Suriye’de sadece batı destekli ‘Ulusal Konsey’ adlı muhalif örgütü olmadığını söylemiş ve diyalog için tüm Suriyeli muhaliflerin varlığını kabul etmişti.

Yine bugüne kadar Ulusal Konsey’e destek veren Arap Birliği’nin dönem başkanlığının Suriye’de barışçıl çözüm isteyen Irak’a geçmesiyle de, Suriye politikasının değişmesi bekleniyor.

Yeni hamle sonuçsuz

Suriye’de iplerin elinden kaydığını gören Türkiye, yeni bir hamle yapmak zorunda kaldı. Sözkonusu hamle ise Suriye topraklarında en güçlü iç muhalefet konumunda olan Ulusal Koordinasyon Konsey’le ilişkileri normalleştirmek. Ankara yönetimi, Şam’daki büyükelçisi aracığıyla Ulusal Koordinasyon Konseyi Koordinatörü olan Hasan Abdulazim’e ‘ilişkilerimiz normalleşin’ mesajını verdi. Büyükelçi, Abdulazim’e ilişkilerinin normalleşmesi için örgütlü en büyük Kürt partisi PYD’nin PKK ile ilişkili olduğu gerekçesiyle dışlanmasını istedi. Ancak Abdulazim’in cevabı Büyükelçi’ye şoğuk duş etkisi yarattı. Kendisinin Suriyeli olmasına karşın Mısırlı Cemal Abdülnasır’ın düşüncelerini savunduğunu belirten Abdulazim, “PYD, Abdullah Öcalan’ın fikirlerini benimsemiş olabilir ancak bir Suriye partisidir. Biz Kürtlerle birlikte Suriye’nin demokratikleşmesi için mücadelemize devam edeceğiz” cevabını verdi. Abdulazim’in bu cevabı üzerine Büyükelçi, Abdulazim’e en azından Ulusal Konsey’e karşı eleştirilerini sona erdirmesini talep etti ancak bu talebi de reddedildi.

Elinde sadece parçalanmaş bir Ulusal Konsey kalan Türkiye, şimdi tüm gücüyle 1 Nisan’da İstanbul’da yapılacak ‘Suriye’nin Dostları Konferansı’na odaklandı. Ankara yönetimi, konferansta Ulusal Konsey’in ‘Suriye’nin meşru temsilcisi’ olarak kabul edilmesi ve Esad rejiminin yıkılmaması halinde Suriye’nin ‘bölüneceği’ni iddia ederek, Şam yönetimine karşı hava operasyonları başlatılması için çaba gösterecek.

Bu arada İstanbul’daki Suriye Dostları Konferansı’na eşzamanlı olarak Rusya da, Ulusal Koordinasyon Konseyi temsilcilerini Moskova’ya davet etti. Moskova yönetimiyle görüşecek heyetin arasında PYD lideri Muhammed Salih de yer alacak.

Kaynak: Yeni Özgür Politika

Hiç yorum yok: