25 Şubat 2012 Cumartesi

Demirtaş: Kürtler Duygu Olarak Devletten Koptu (VİDEO-Haber)



Amed - BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Roboski katliamı sonrasında hükümetin tavrı, siyasi ve askeri operasyonlar, tutuklamalar, çağdışı yargılamalar ve anadile yönelik hareketlerin Kürt halkını duygu düzeyinde devletten kopardığını söyledi.

BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması, Öcalan'a özgürlük talebi ile siyasi ve askeri operasyonları protesto etmek amacıyla BDP Kayapınar ilçe binasında açlık grevi nöbetini devralan Diyarbakır İl Genel Meclis üyelerini ziyaret etti.

Sürdürülen açlık grevinin onurlu bir mücadeleyi ifade ettiğini, her yerde sahiplenmesi gerektiğini ve on binlerce insan tarafından ziyaret edilmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş, cezaevinde başlayan direnişe en anlamlı cevabın meydanlardan alanlardan verilmesi gerektiğini vurguladı. 8 Mart ve 21 Mart'ın yanı sıra her gün her baskıya karşı alanlara çıkılması direnişin yükseltilerek cevap verilmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş, gelinen noktada devlet yöneticilerinin, Kürt halkının duygu düzeyinde devletten koptuğunu anlaması gerektiğini söyledi.

Kürt halkının büyük bölümünün devletin kendi devleti olmadığını gördüğüne işaret eden Demirtaş, "Bu devletten beslenenler ihalesini alanlar rantı yiyen bazı çevreler, devlete sıkı sıkı sarılmış olabilir. Ama bu Roboski katliamı sonrası hükümetin tutumu bütün bu siyasi tutuklamalar, bütün bu çağ dışı hukuk dışı, ahlak dışı yargılamalar, ana dilimize yönelik bu hakaretler artık Kürtleri duygu düzeyinde devletten koparmıştır. Devlet bunu yapa yapa halkı kendinden duygu düzeyinde koparmıştır" ifadelerini kullandı.

‘KİMİN KANDAN BESLENDİĞİ ORTADA’

"BDP'nin kandan ve savaştan besleniyor" sözlerini hatırlatan Demirtaş, bu güne kadar barışın tesis edilmesi amacıyla yaptıkları açıklamalara dikkat çekerek, AKP'nin bu yönlü her hangi bir açıklamasının olmadığını ifade etti. Savaşın ve çatışmanın çözüm olamayacağı çağrılarını yenileyen Demirtaş, bunun tek bir AKP'li tarafından dile getirilmediğini ifade etti. "Kandan beslenme" suçlamalarına tepki gösteren Demirtaş, "Hem operasyonları yapıp kan döküyorlar, hem de kandan besleniyorlar diyorlar. Madem kandan besleniyoruz; bu kadar barış çağrısını biz yapıyorsak siz bunun yüzde birini neden yapmıyorsunuz? Kimin kandan beslendiği ortadadır. AKP'li milletvekillerine sesleniyorum; yüreğiniz varsa çıkın barış için iki çift söz söyleyin. BDP'li İl Genel Meclis üyeleri bunun için 3 gün bedenini açlığa yatıracaklar. AKP'nin kiler nerde? BDP'nin vekilleri alanlarda cezaevinde bile açlık grevinde, AKP'nin vekilleri nerde? Siz ne yapıyorsunuz? Bırakın artık genel başkanınızın kanatları altında sus pus olmayı. Bu gün sesinizi çıkaracaksanız çıkarın. Yoksa sonsuza kadar susun. Gelin iki tarafa da bu çatışmayı durdurması çağrısını beraber yapalım. Diyalogun müzakerenin başlaması için girişimde bulunalım. Bunları yapmak kutsal bir iştir. Biz demokratik çözüme demokratik zafere inanıyoruz tecrit değil özgürlük istiyoruz. Operasyon değil müzakere istiyoruz" dedi.

"Roboski'ye sessiz kalacaksınız, herkes tutuklanacak, sessiz kalacaksınız, gece gündüz cenazeler morglarda paramparça üst üste bırakılacak sessiz kalacaksınız, gençlerin bedeni yakılacak sessiz kalacaksınız. Ama kameralar karşısına geçip barış kahramanı olarak kendinizi ilan edeceksiniz. Bize de kandan besleniyoruz diye iftira atacaksınız" diyerek eleştirisini sürdüren Demirtaş, AKP hükümetine "Ya tarihi görevinizi sorumluluğunuzu yerine getirip halkın size verdiği temsili yeti layığı ile yerine getirin ve barış için çaba sarf edin ya da aradan çekilin" çağrısında bulundu.

‘ULUSAL KONFERANSA KATILIM KISITLAMASI YOK’

Her kesimin barış için kanın durması için daha fazla çaba sarf etmesi, müzakerenin yeniden başlaması için daha cesur olması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, aksi takdirde cesur olmayanların yarın savaş kızışınca kahramanlık yapamayacağına dikkat çekti. Basın mensuplarının Ulusal Konferans'ın tarihine ilişkin soruları üzerine Demirtaş, tarihin net olarak belirlenmediğini fakat teknik detaylar ile ilgili tartışmaların kararlaştırıldığını söyledi. Bütün Kürt parti ve hareketlerinin bu konferansa davetli olduğunun altını çizen Demirtaş, bu konuda herhangi bir kısıtlamanın bulunmadığına işaret etti.

Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin soruya ise Demirtaş, şu ana kadar talepleri konusunda beklentilerini karşılayacak her hangi bir çalışmanın yapılmadığını dile getirdi. Başından beri yol temizliği yapılmadan ifade, basın özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı sağlanmadan yeni bir anayasa yapmanın mümkün olamayacağına işaret ettiklerini söyleyen Demirtaş, talepleri ile ilgili henüz hayata geçen hiçbir şeyin bulunmadığını söyledi. Anadilde eğitim istediği için öğrencilerin, "Demokratik Özerklik Kürtlerin hakkıdır" diyen Kürt siyasetçinin tutuklu olduğunu hatırlatan Demirtaş, "Bu durumda nasıl özgürce konuşacağız. Kürtlerin taleplerini özgürce konuşamayacaksak bunun için miting yapamayacaksak yürüyüş yapamayacaksak peki bizim taleplerimizi anayasaya kim yansıtacak. Basın üzerinde muazzam bir baskı var; genel yayın yönetmeninden kameramanına kadar köşe yazarından medya patronuna kadar herkesin üzerinde muazzam bir baskı var. Bu gün hangi basın mensubu ben aklımdan geçeni yazabiliyorum ya da haberleştirebiliyorum diye bilir. Herkes bir oto sansür altında kendini sansürlüyor. Böyle bir ortamda yeni Anayasa nasıl yapılabilinir? Biz diğer partilerin anayasa çalışması konusunda çok istekli ve samimi davranmadığına inanıyoruz. Eğer samimi ve istekli olunsa yeni anayasa konusunda öncelikle bu taleplerimizin dikkate alınması gerekirdi. Bu nedenle biz yeni anayasa konusunda ısrarlıyız. Yapılması gerekir talepkarız ama diğer partilere bakınca çokta umutlu değiliz" diye kaydetti. .

ANF NEWS AGENCY

Hiç yorum yok: