24 Aralık 2011 Cumartesi

Polis-Medya İlişkisi: Her Şey Aynı!

Taraf gazetesi yazarı, ünlü medya eleştirmeni! ve darbe günlüklerinin yayıncısı (Nokta dergisi) Alper Görmüş, ancak kafasını kaldırıp medyaya baktı ve hakikati gördü!  Görmüş  23.12.2011 tarihli, "CHP'liler yeniden ümitsizleşirken..." başlıklı yazısının son bölümünü şöyle bitiriyor:
...
Polis-medya ilişkisi: Her şey aynı!

Polisin, "KCK'nın medya ayağı" olduğunu öne sürdüğü gazete ve dergi çalışanlarına yönelik son operasyonunun muhafazakâr medyadaki haberleştirilme biçimi bir kez daha gösterdi ki, polis-gazeteci ve iktidar-gazeteci ilişkisi bu iktidardan önce nasılsa şimdi de aynıdır. Değişen tek şey, aktörlerdir. O zamanın "merkez medya"sının yerini şimdi, ona paralel başka bir "merkez" oluşturmuş bulunan muhafazakâr medya almıştır; hepsi o kadar.

Dün önce polisin "KCK'nın medya ayağına" karşı yürüttüğü operasyonun muhafazakâr medyadaki yansımalarını okudum, ardından, bundan 11 yıl önce polisin yürüttüğü büyük bir operasyon sırasında (Umut Operasyonu) Medyakronik'te yazdığım medya eleştirilerine dönüp baktım ve çok büyük bir karamsarlığa kapıldım. Neden öyle olduğunu, o zamanlar yazdıklarımdan birkaç paragraf aktardıktan sonra izah edeceğim... Buyurun:

"Gazetecilik 'temas ve mesafe mesleği'yse, gazeteci, polisle temas edecek; bu kaçınılmaz. Ama bu ilişki yapış yapış bir 'temas'tan ibaret hale gelirse, polisin her söylediği, gazete sayfalarına 'hakikat' hükmünde girerse, orada büyük sorunlar var demektir.

"Hafta başından beri Uğur Mumcu suikastına ilişkin olarak gazetelerimizde çıkmakta olan haberleri ele alıyoruz. Hatırlayacaksınız, bu yazılarda işaret edilen temel problem, polisin şimdilik 'açıklama' niteliğindeki sözlerinin 'hakikat' hükmünde haberleştirilmesiydi.

"Polisin bütün toplarına kale açık; hiçbir süzgeç yok, gelen giriyor. Oysa olan nedir? Polis, yaptığı bir operasyonun sonuçlarını açıklıyor. Normal bir ülkede bunun adı 'polisin yaptığı açıklamaya göre...'dir. Burası Türkiye'yse bir kat daha öyledir..."

Gelelim "KCK'nın medya ayağı" haberlerine... Vaziyet şöyle:

On bir yıl önceki bu eleştiri, "Uğur Mumcu suikastı" ibaresi hariç tek bir kelime değiştirmeden bu haberler için de geçerli... Yani her şey aynı... Şu ibarelere bakın:

"Bölücü terör örgütü KCK'nın propaganda ayağına yönelik İstanbul, Ankara, Şırnak, Diyarbakır, Van, Mersin ve İzmir de düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda..." (Yeni Şafak).

"Operasyonlarda terör örgütünün basın yayın organları Dicle Haber Ajansı (DİHA), Fırat Haber Ajansı, Özgür Gündem Gazetesi, Azadiya Welat Gazetesi, Etik Haber Ajansı, Özgür Halk Dergisi..." (Zaman).

Fakat zirvede Star gazetesi var... Yeni Şafak ve Zaman, böyle bir haberde hiç olmaması gereken"kaydedildi", "belirtildi" gibi yüklemlerin yanı sıra birkaç yerde polisin "iddia"larından da söz ediyorlar...

Oysa Star'ın uzun haberinde "belirtildi", "ortaya çıktı", "kaydedildi" gibi yüklemler bolca kullanılırken, tek bir "iddia" sözcüğüne bile yer verilmemişti. Düşünün, ortada henüz bir savcılık iddianamesi bile yok ama, Star'a göre polisin öne sürdüğü her şey "hakikat..."

Hiç yorum yok: