Ortadoğu ve Mezopotamya coğrafyasında dengelerin alt üst olması ve
çeşitli cephelerden farklı güçlerin kendine göre yeniden dizayn
müdahaleleri, Kürt ve Kürdistan’ın durumunu da kritik bir aşamaya
getirdi. Kürdistan’ı işgalleri altında tutan İran ve Suriye,
uluslararası sistem güçlerinin baskıları karşısında savunmaya geçip
tümüyle olası bir müdahaleye karşı pozisyon almış durumdadırlar.
Türkiye, tüm cumhuriyet tarihi boyunca yaptığı gibi uluslararası sistem
güçlerinden yana tavır belirlediği gibi onların bölgedeki Truva atı
rolünü de büyük bir hevesle yerine getirme çabasındadır. Bu durum
anti-Kürt ekseninde oluşan Türkiye-İran-Suriye birlikteliğini bozmuş ve
TC şimdi de ileri karakol olarak öne atıldığı sistem güçleri adına, bu
iki eski partnerine sopa göstermektedir. Elbette bu durum ve ortaya
çıkan çelişkiler, Kürtler için değerlendirilmesi yaşamsal önemde olan
büyük fırsatlar açığa çıkarmıştır. Bu bağlamda:
2. TC devleti Suriye ve Batı
Kürdistan’daki durumdan, Esat rejiminden oldukça rahatsızdır. İran ile
gelişen ateşkes durumu Türk devletinin bu rahatsızlığını daha da
artırmıştır. TC basınının son senaryoları bu durumu yansıtmaktadır. TC
önümüzdeki süreçte Batı ve Doğu Kürdistan’da çeşitli provokasyonlar
geliştirebilir. Meşal Temo suikastında da dolaylı ya da direk TC parmağı
uzak bir ihtimal değildir.
4. AKP devleti bu durumu önceden öngördü ve Kuzey’de “açılım”
adı altında “çözüm” algısı yaratarak Özgürlük Hareketi’ni içselleştirme
ve tasfiye stratejisi izledi. Başarsaydı diğer Kürdistan parçaları ve
ilgili devletler üzerinde büyük söz sahibi olacaktı. Ancak bu siyaset
Özgürlük Hareketi tarafından boşa çıkarılıp da bölgedeki gelişmeler de
hızlanınca TC devleti bu sefer kendince zaman kazanmaya dönük şark
kurnazlığı tarzında “oyalama ve altını oyma” taktiğine başvurdu. Bir
taraftan son hız siyasi ve askeri operasyonları sürdürürken öte yandan
da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK ile görüşmeleri devreye
koydu. Elbette burada kimin “oyalandığını” gelişmeler ve onların
sonuçları gösterecektir. TC şimdiden “oyalanmanın” ağır faturasını
görmeye başlamıştır. Fakat Özgürlük Hareketinin bundan sonraki
göstereceği ustalıklı siyaset bu faturayı esasen belirleyecektir.
6.
Kürt Özgürlük Hareketinin askeri ve siyasi hamleleri karşısında da AKP
devleti iki şeyi devreye koymaktadır: Birincisi legal siyaseti ve
siyasetçileri kazıma harekâtı. İkincisi yoğun bombardımanlarla gerillayı
yıpratma harekâtı. Bu arada yaptığı son görüşme ve pazarlıklar
sonucunda ABD’den daha nitelikli, anlık ve sıcak istihbarat aldığı da
fark edilmektedir.
8. Çözüme getirilen bir Türkiye ve özgürleşen bir Kuzey Kürdistan, tüm Kürdistan’ın özgürlüğü için esas olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder