17 Kasım 2011 Perşembe

KCK’yi Bilmeden Yazan Cahiller Kimler?

Bir başbakana bu yapılabilir mi? Bilmediği bir konuda Tayyip Erdoğan’ı niye konuşturuyorlar? Kim konuşturuyor, bilmiyorum ama Tayyip Erdoğan hakkında bilgi sahibi olmadığı konular hakkında yorum yapınca sürekli faka basıyor. Hem kendisini hem de temsil ettiği konumu hasara uğratıyor. Hatta rezil oluyor. KCK’yi paralel devlet olarak tanımlayan düşüncenin sahipleri ise Tayyip Erdoğan böyle konuşunca kıs kıs gülüyorlar.

Peki, KCK cahilleri ve bu konuda faşist-ırkçı propaganda yapanlar kimdir? Hemen sıralayalım: Taha Akyol bu konunun en cahili ve cahilliğini sürdürmek için kendine göre referanslar oluşturanların başındadır. Hakikaten bilmiyor ve cahil. Hiç öyle yılların yazarı, bakanı, tv yöneticisi diye kimse yutturmasın. Bildiği konu devletin algılayabildiği ölçülerdir. O ölçüde en dip noktadadır. İkincisi Hüseyin Gülerce’dir. Öcalan’ın avukatları ile görüştükten sonra Fethullah Gülen’den fırça yedi ve anlama merakı son buldu. O günden bu yana KCK konusunda en cahil ve polisiye kurgu ile yazılar kaleme aldı. İşine geldiğinde liberalleri KCK’ye karşı referans olarak kullandı, işine gelmediği durumlarda ise liberalleri KCK’li olmakla tehdit etti.

KCK cahili konusunda sıralamayı Ekrem Dumanlı, Bülent Korucu, Akif Beki, Yasin Doğan, Yasin Aktay, Emre Uslu, Önder Aytaç takip ediyor. Bu efendiler KCK yapılanması diyerek polisin algısı ve savcıların yorumu ile KCK yapılanmasını çözümlüyorlar. Ama gerçekten yanlış sonuçlara varıyorlar. Çünkü bu beyefendilerin bu konuda kitap okumadıkları, siyaset bilimine oldukça yabancı oldukları gözleniyor. Bu zevat, doğrudan demokrasi ile temsili demokrasi arasındaki farkı ayırtedemiyor; toplumsal dayanışmayı bu dayanışmaya uygun siyaset felsefesinin kodlarını çözemiyor.

Toplumsal tarih, antropoloji ve sosyoloji okumadıkları için de devletsiz bir toplumun varolabileceğinin hayalini bile kuramıyorlar. Ortadoğu toplumunun devletsiz yaşayabileceğini tahmin etmek istemiyorlar. Türk tarihi Asya steplerindeki devletsiz-sınıfsız toplumsal dayanışma ile yaratılan yaşamdan da haberleri yok gibi. Varlık gerekçeleri devlet ve bürokrasi olduğu için de sımsıkı sarılıyorlar devlete. Devletin dili, kulağı ve gözü olmuşlar. Sanki büyük bir marifetmiş gibi. KCK cahilleri bu yazarlarla sınırlı değil. Memleketin başbakanı sıfatını taşıyan Tayyip Erdoğan da KCK konusunda bir hayli cahil. O kadar görüşme yürütülmüş KCK yetkilileri ile ama görüştüğü KCK’nin ne olduğunu sormamış ve konuşmamışlar. Peki o zaman konuşmadınız, KCK yetkililerinin o kadar açıklamaları oldu, o açıklamalardan da mı bir şey anlamıyorsunuz?

İşinize geldiği zaman o açıklamaları “BDP’ye talimat, memleketi bölecek açıklama” diye yazıp çiziyorsunuz. Bakın hiçbirşey bilmiyorsanız KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın geçtiğimiz hafta Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan röportajını okuyun. Bakın KCK için Karayılan ne diyor? ANF’ye ulaşımınız TC tarafından engellenmiş ve ulaşamıyorsanız bu konuşmaya size kısaca özetleyelim.

İşte size KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan’ın KCK’yi anlatan röportajından Hangi tanımlamaları: “Şimdi her şeyden önce KCK sistemi, bir devlet sistemi değildir; Adevlet sistemidir. Yani demokratik toplumun devlet olmayan, kendi kendini yönetmeyi öngören bir sistemdir. Daha çok sivil toplumcu bir anlayışı esas alan, devletleşmeyi hedeflemeyen, demokratik toplum olmayı öngören bir zihniyetten ileri gelmektedir.”

“Yani biz PKK hareketi olarak devlet ve iktidarı öngörmeyen sivil-demokratik toplum çizgisini esas alıyoruz” diyen Karayılan bu konudaki görüşlerini şu sözlerle özetliyor: “Bizim görüşümüze göre ne kadar çok devlet, o kadar az demokrasi; ne kadar çok demokrasi, o kadar az devlet olur. Bu açıdan KCK sistemini, devlet içinde bir devlet olarak görmek doğru değildir; bu yanlıştır. Devletin kendisini kabulü, kendisinin de devleti kabulü temelinde, daha çok sivil toplumcu bir sistem diyebileceğimiz demokratik bir toplum sistemidir.”

Ve Karayılan şöyle devam ediyor: “İşte KCK’nin zorladığı şey de budur; toplumu demokratikleştirme, devlete demokratikleştirmeyi dayatmadır. KCK, Türkiye’yi demokratikleştirecek bir sistemdir ama bu KCK henüz uygulanmış değildir; yani o sözü edilen KCK’li adı altında yakalanan insanlar KCK’li filan değildir. Fakat KCK, demokratik toplum ve demokratik siyaseti esas alan bir zihniyetin sistemidir. Şiddetten, baskıdan, otoriteden uzak, toplumun kendi kendini yönettiği bir sistemdir.”
BAKİ GÜL

Hiç yorum yok: