Federal Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen 3. Mezopotamya Sağlık Kongresi'nde konuşan Mesut Barzani, Kürtlerin silahlı mücadele yapmak zorunda kaldıklarını belirterek, "Bir bu parçada bir diğer parçada silahlı mücadeleye yapmaya mecbur kaldık. Bu süreç boyunca oldukça çok sayıda kurban verdik. Ulusal haklarımızı korumak için bunu yapmak zorunda kaldık. Bu mücadelenin sonucunda bu gün Federal Kürdistan Bölgesinde bir statü elde edildi" dedi. Bundan sonraki dönemin bilinçlenme, yeniden kurma, bilimsel devrimleri geliştirme dönemi olduğunu ifade eden Barzani, "Yeni nesil Federal Kürdistan Bölgesini kurum ve kuruluşlarına ulaştıracak gücüdür. Kahraman peşmerge güçleri kendi rollerini oynayarak Kürdistan'ı kurtardı. Bu gün de bu süreci daha ileri götürme işi omuzlarınıza düşmüştür" şeklinde konuştu.
Kürtlere tarihi uzun süreçte çok büyük haksızlıklar yapıldığını ifade eden Barzani, "Her millet bu tarihi süreçte ulusal ruh ve devlet sahibi oldu. Ama özellikle 2. dünya savaşından sonra Kürt halkı en fazla haksızlığa uğrayan halk olmuştur. Bu süreçte hiç bize 'Bir halk ve ulus olarak bağımsız mı olmak istiyorsunuz ya da şu devlet veya bu devletin yanında mı yer almak istiyorsunuz?' şeklinde bir soru sorulmadı. Bize kendi doğrularını farz kılmışlar" dedi.
"Ben çoğu defa Arap, Türk ve Fars yetkili kardeşlerimle şunu tartışmışım. Bizim mesajımız barıştır. Biz kardeş olmalıyız, fakat biz de bir ulusuz ne sizden bir eksikliğimiz ne de fazlalığımız vardır" diyen Barzani, şöyle konuştu: "Arap, Türk ve Fars kardeşlerimizin şuna inanmaları gerekir ki bizim de en az onlar kadar haklarımız var ve her parça kendi haklarına ulaşmalıdır. Dünya devletleri ve siyasetleri değişti bizim de buna göre değişmemiz gerekir. Savaşmamız gereken dönemde savaştık. Ulaşmış olduğumuz düzey ve tecrübeye göre mevcut durumda da haklarımızı elde etmek için savaşmamız gerekiyor, fakat demokratik yollarla bu mücadeleyi vermemiz gerekiyor."
Üç önemli amacı gerçekleştirmek için bölge başkanlığını kabul ettiğini kaydeden Barzani bu amaçları da şöyle sıraladı: "Birincisi Kürtler arası bir daha asla iç savaşın olmaması, ikincisi, Kürt halkının okuma ve yazma dilini geliştirmek ki Arap, Türk, Fars ve Almanların, dünyadaki tüm halkların vardır. Kürtlerinde yazma ve okuma dilinin geliştirilmesi gerekir. Üçüncüsü ise tüm çabalarımız barış için olacaktır. Çünkü gerçekten Kürt halkı olarak biz savaş isteyen bir halk değiliz. Şayet tarihimize bakarsanız bir kere bile başkasının topraklarına saldırmamışız, kimsenin topraklarına girmemişiz, kimsenin haklarını gasp etme gibi bir yaklaşımımız olmamıştır. Sürekli kendi topraklarımızı ve haklarımızı koruyamaya çalışmışız. Kürtlerin silah olarak sembol haline gelen hançer bile saldırı silahı değil savunma silahıdır. Fakat bu süreç içinde bir şeyi iyi öğrenmişiz, o da hiçbir zaman kendi ulusal haklarımızın gasp edilmesini asla kabul etmemişiz. Ulusal haklarımızı korumak için gerektiği zaman silahlı mücadele dönemi başlatmışız. Şimdi ise diplomasi ve demokratik yöntemlerle bu haklarımızı koruma dönemi olduğuna inanıyorum."
Halkın kendi tercihi ve seçimler yolu ile nasıl yaşayacağına karar vermesi gerektiğini vurgulayan Barzani, "Kürt halkı olarak istemimiz barıştır. Fakat Kürt halkı da ömür boyunca tutsak yaşayamaz. Kürt halkının da diğer halklar gibi özgür olma hakkı vardır" dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder