16 Ekim 2011 Pazar

İşte Bu Asıl Türkiye'nin Resmidir

Cumhuriyet tarihi boyunca yok sayılan, dışlanan bütün renkler, sesler Kongre Hareketi’nin Ankara’daki Genel Kurultayı’nda buluştu. Kurultay asıl Türkiye’nin resmini ortaya çıkardı

» 13 AYRI DİL AYNI SALONDA BULUŞTU

Kurultayın yapıldığı Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’ndeki salona Türkçe ve Kürtçe’nin de aralarında bulunduğu 13 ayrı dilde “Birleşiyoruz” pankartları asıldı. Lazca, Süryanice, Mahalmi, Ermeni, Çerkes, Gürcü, Alevi, Nusayri, Roman, Arap, Rum, Pomak, Kurmanci, Afrikalı ve Êzidî delegeler salondakileri anadilleriyle selamladı.

» BÜTÜN HALKLARLA YOLA ÇIKIYORUZ

BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, salonu Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamladı. Çeşitliliğe dikkat çeken Kürkçü, “Bütün bunlara hayat veren Kürt özgürlük mücadelesini, onun baş eğmez savaşçılarını saygıyla selamlıyoruz. Ama sadece onunla değil, bütün halklarla birlikte kendimizin efendisi olmak için yola çıkıyoruz” diye konuştu.


Demokratik ulus için ilk adım atıldı


Kongre Hareketi, Kuruluş Kurultayı dün Ankara’da başladı. Anadolu Gösteri ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen kurultaya Suavi, Ferhat Tunç, Onur Akın gibi sanatçılar ile DTK Eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, yazar Sezai Sarıoğlu, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, siyasi parti temsilcileri, blok milletvekillerinin çoğu, değişik etnik, dini grupların temsilcilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi katıldı. Kongre, Laz, Süryani, Mahalmi, Ermeni, Çerkes, Gürcü, Alevi, Nusayri, Roman, Arap, Rum, Pomak, Kurmancî, Afrikalı ve Êzidî delegeler tek tek kürsüye çıkarak salondakileri kendi anadilleri ile selamladı. Selamlamanın ardından Divan Başkanlığı’na seçilen Akın Birdal, “Kürt Özgürlük Hareketi ve emek, demokrasi, özgürlük mücadelesinin” birleştiğini söyledi.


Birdal’ın ardından konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, salondakileri Türkçe, Kürtçe ve Arapça selamladı. Kongre Girişimi’nde sadece Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku bileşenleri bulunmadığını anımsatan Kürkçü, salondaki çeşitliliğe dikkat çekti. “Herkesi biraraya getirmek” istediklerini ifade eden Kürkçü, “Bütün bunlara hayat veren Kürt özgürlük mücadelesini asla ve asla unutmuyoruz, onun baş eğmez mücadelesini, savaşçılarını saygıyla selamlıyoruz” diye konuştu.


Halkların mücadelesinin kaçınılmaz bir şekilde emekçileri bir araya getirdiğini belirten Kürkçü, ötekilerin çektiği acılar nedeniyle birbirine yaklaştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Kürt’ün hakkı için savaşmayana, Arap’ın, Êzidî’nin, Rum’un, Ermeni’nin hakkı için savaşmayana sosyalist denmez. ”


‘Kadınlar bizi yönetecek’


Kadınların mücadeledeki yerine de işaret eden Kürkçü, “Kadınları bir tarafa bırakırsanız bir kurtuluş hareketi, ancak yarım bir kurtuluş hareketi olabilir. O yüzden biz bayrağımızı mor bayrak yapıyoruz. Her gün 5 kadını doğrayan bu sisteme karşı kadınlarla birlikteyiz. Onlar bizi yönetecekler, bu hareketin yönetici sınıfı kadınlar olacak” ifadelerini kullandı. Mücadele içerisinde yer alan hiçbir kesimi bir diğerinden üstün tutmadıklarını ve hepsinin iç içe geçtiğini belirten Kürkçü, doğa ve çevre mücadelesine işaret ederek “Temiz bir su içmeye mecbur olduğumuz için hepimiz ekolojik mücadelenin birer neferiyiz” dedi.

Yolu birlikte yürüyeceğiz


Kürkçü konuşmasına şöyle devam etti: Kürt halkının özgürlük mücadelesini tanıyoruz, bütün uğraklarında varız, Kürtler özgürleşmeden Türkler asla özgür olamayacak. Kürtlere özgürlüğünü vermeyen bir düzen asla barış düzeni olamayacak. Kürt halkının ortaya koyduğu barış programını temelden tanıyoruz. Demokratik Özerklikle bütün yöreler, bütün iller kendi kendini yönetecek, bunlar tanınana kadar özgürlük kazanılmış olmayacak. Bize bu perspektifi kazandırdıkları, bu mücadele azmini aşıladıkları için Kürt halkının mücadelesinin önünde saygıyla eğiliyoruz. Alevi mücadelesini ve diğer dini azınlık mücadelelerini sahipleniyoruz. Kendimizi ezilen bütün inançların, kanaatlerin savunucusu olarak görüyoruz, mücadeleleri önünde eğiliyoruz. Bu hareket başarıya ulaşacaksa, bunlarla ulaşacak, başarılı olmayacaksak, AKP’nin egemenliğinin altında ezilmeye mecburuz. Buna kendimizi mecbur edecek miyiz? Ya kendimize bir yol bulmak ya da bir yol yapmak zorundayız. Ya serkeftin ya serkeftin.”


BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da, divana çıkan renkliliğe işaret ederek, “Bu renklilik yaşıyor olsaydı, Türkiye bugün bu durumda olmayacaktı” dedi. Ortak mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen “Bunu başarmaktan başka şansımız yok” dedi.
 
 
Türkiye’nin asıl yüzü

Kongre delegeleri, Kongre Hareketi’ni değerlendirerek, ‘İşte Türkiye’nin asıl olması gereken yüzü bu. Türkiye bu yüze çok muhtaç’ dedi.


Afrika kökenli delege Yalçın Yanık:
Kongrede oldukça olumlu bir hava var. Türkiye’nin muhalif güçlerinin kenetlendiğini hissediyorum. Mhalle ve il meclisleri çok önemli çünkü Kongre esas olarak bu yerel ayaklar üzerine kurulu olacak.

Veysi Buruk (Êzidî):
Anadolu ve Mezapotamya toplumlarının renklerini birarada görmek insanı heyecanlandırıyor. Umarım bu Kongre ülkemize barış ve kardeşliği getirir.

Ayhan Gürkan (Süryani):
Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir süryani vekil Meclis’e giriyor. Bu gelişmeyle birlikte biz Süryaniler de artık bizde varız diyoruz. Kongre halkların kardeşliğini perçinledi. İşte Türkiye’nin asıl olması gereken yüzü bu. Türkiye bu yüze çok muhtaç.

Selma Koçiva (Laz):
Laz aktivistler olarak siyasetten şimdiye kadar hep uzak durduk.Kongrenin niteliği, kapsayıcılığı bu Kongre’ye katılmamızı sağladı.

Süleyman Sayar (Nusayri):
Nusayrileri temsilen buradayım. Nusayriler Arap Alevisi halktır. Etnik bakımından Arap, inanç bakımından Aleviyiz. Türkiye’de yaşayan Nusayrilerin hem etnik bakımdan, hem mezhepsel olarak sorunları var. Sesimizi daha güçlü bir şekile duyurmak istiyoruz.

Ramadan Güldür (Roman):
Romanların sesini duyurmak istiyorum. Kongrenin taslak metinlerinde bütün etnik kimlikler sayılırken, Romanların adı geçmedi. Bu durumun değişmesi için buradayım. Kürtlerin demokratik olarak çözümü, Romanların haklarını da kazandıracaktır.

Batıgül Tunç (İşçi):
Düzen partilerine karşı gerçek muhalefeti hayata geçireceğiz. Kürt sorununun barışçıl çözümüne katkı sunacağına inanıyorum.

Ziya Ulusoy (Yazar)
: Bu kongre, sosyalist, antifaşist, demokratik güçlerin, Kürt ulusal özgürlük mücadelesi yürüten güçlerin, tek tek bireylerin, aydınların, faşizme ve gericiliğe karşı, emperyalizme karşı, demokratik özgürlükleri Türkiye’de geliştirmek, ezilenlerin hareketini yükseltmek için bir araya geldikleri bir mücadele odağı yaratmayı amaçlıyor. Mahalle mahalle, köy köy meclis örgütlenmesine dayanan bir mücadelenin başarıya ulaşacağına inanıyorum.

Tansu Koç (Öğrenci):
Faşizme ve emperyalizme karşı durabilmek için birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var. Bu kongre bu ihtiyacı karşılıyor.

Suavi (Sanatçı):
Bugüne değin yürüyüşümüzün tamamında umut hep ön cümlemizdi bizim. Dolayısıyla hâlâ umuda yaslandığımız, olasılık olarak baktığımızda olabilirliği yüksek bir yönelim olarak düşünüyoruz. 12 Haziran seçimlerine baktığımızda, blok insanların ezberini bozdu. Belli kriterler çerçevesinde herkesin sözünü söylediği, katıldığı, bu yanıyla geniş bir tabana oturtulmuş, mahalle örgütlenmeleriyle her zaman özlediğimiz bir örgütlenmeyi de amaçlayan bir yapılanma.

Şükrü Günsili (Sendikacı):
İktidarın emekçilere yönelik saldırıları her geçen gün daha da artıyor. Bu saldırıları ancak yan yana gelerek püskürtebiliriz.

Seyithan Korkmaz (İşçi):
İşçilerin birleşik mücadele beklentisi var. Türkiye’de üçüncü cephenin burada olgunlaşabileceğini düşünüyorum. Kongre, genel kitle üzerinde de büyük bir heyecan yarattı.

Hiç yorum yok: