Başbakan’ın Kürt siyasetini hedef gösteren açıklamaları üzerine Kürt
siyasetçilerinin kitlesel bir şekilde tutuklanmasından sonra yargıdan,
tüm siyasetçiler tarafından kullanılan siyasi argümanların nasıl ceza
gerekçesi yapıldığını gösteren örnekler ortaya çıkmaya başladı. “BDP
muhatap olmuyor, varlık gerekçesini inkar ediyor” şeklindeki siyasi
söylemler, mahkeme kararlarına da konu oldu.‘Suç işlemeye alışmış’
DTK Eşbaşkanı ve Amed Milletvekili Aysel Tuğluk’un, 17 Mart 2010 tarihinde Colemêrg’in (Hakkari) Şemzînan (Şemdinli) ilçesindeki etkinlikte, “PKK’yi terörist ilan edin dediler, dayattılar bunu ve kişiliğimize, kimliğimize ihanet etmemizi istediler. Kendi kültürünüzü, kendi değerlerinizi inkar edin dayatmasında bulundular...” sözlerine 2 yıl hapis cezası verildi. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararında yöresel kıyafet giymek, anadilde eğitim ve Kürtçe isim gibi talepler de suç kapsamında sayıldı.
Mahkemenin gerekçeli kararında, Tuğluk’a yöneltilen suçlamalar arasında şu dikkat çekici siyasi değerlendirme yer aldı: “Milletvekilliği yapan bir şahsın, hitap ettiği kitleye yönelik sarf ettiği bu sözlerin, demokratik siyaset kültürü ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, demokratik çözüm üretmek için kendisini seçen halka yukarıdaki sözler ile seslenen sanığın, terör ve şiddet yöntemini benimseyen terör örgütü propagandası yaptığı izaha mahal bırakmayan niteliktedir. Sanık konuşmasının devamında, ‘...Meclis’te BDP bu halkın temsilcisi olarak oradadır ve muhataptır ve yine Kandil’de muhatap PKK’dir, yine İmralı’da muhatap Sayın Abdullah Öcalan’dır. İşte diyoruz ki, bu meseleyi çözmek istiyorsanız, bu aktörleri görmek durumundasınız’ demektedir. Sanık Kürt sorununun çözümünde BDP yanında terör örgütü lider kadrosunun yer aldığı Kandil’i, PKK’yı, A. Öcalan’ı, adres göstererek adeta siyasi parti olarak kendi varlık nedenlerini inkar etmektedir. Demokratik bir ülkede sorunların çözümünün, demokrasi rejimi içerisinde meşru aktörler ile olabileceğini kabul etmeyen sanık, terör örgütü ve elebaşını muhatap olarak göstermektedir.”
Yapılan bütün bu değerlendirmelerden dolayı Tuğluk’un ifade özgürlüğünü kötüye kullandığına hükmedilerek, 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın sabıkalı geçmişi(!) gerekçesiyle de cezasında indirime gidilmemesine karar verildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder