28 Ekim 2011 Cuma

Erciş’ten Mektup: ‘Acıda Ayrımcılık Var’

Erciş’teyim.  Acının merkezinde…

Bugün yardım paketlerinden çıkanları görünce, depremden sonra ikinci kez sarsıldık. Kimseye inanamıyoruz artık. Bugün çok vurdular yüreğimize. Ben çadırı faşist zihniyetin elinden zorla, güçle alabildim, ama daha alamayanlar var ve hava çok soğuk. Sizden tek ricam iğrenç faşist ayıpları duyurun!

Olay günü şahsım, ailemden önce, mahsur kalmış Batılı öğretmenleri kurtardım. Bu yaptığım şey hayatıma anlam kattı, vicdanımı salıverdi. O durumda din, ırk ayrımı yapmadık, düşünmedik, zaten yapmayız da, faşist bile olsalar. Ama AKP hükümeti ve onun zihin mahkumları, Van’a ve Erciş’e yardım etme değil,  oylarını kurtarma çabasındaydı. Bunu gördük. Hemen konuyu açayım size. Çadırlar şehrin 10 km dışında bulunan komanda bölüğünde dağıtılıyor ve bunu almak için önce saatlerce kuyruk bekleyip Kaymakamlık’a isim yazdıracaksınız.  5 saat bekledikten sonra yazdırdığınız isimler okunacak, ve artık arabası olan komandoya gidebilir o kağıt parçasıyla! Yoksa yayan gidiyor insanlar yağmurun altında ve yine 5-6 saat bekledikten sonra çadırı veriyorlar. Yeni bir sorun, bu kez de çadırı eve getirecek araç yok! Anlayacağınız yardımı gözümüze sokuyorlar ama ne anlatmaya çalışıyorlar burda tam anlamadık… İsyan çıkardık, ‘Neden mahalle mahalle dağıtmıyorsunuz?’ dedik, ‘Çadırları geri alabilmek için’ dediler. İkinci bir konu da, AKPli vekil burda ilk kendi yakınlarına ve oy verenlerine dağıttı çadırları. Sivillerden gelen yardımlara da ordu el koydu bunun sebebi de yardım orginizasyonunu Çelebibağ Belediyesi’ne bırakmak istememeleri, çünkü Çelebibağ Belediyesi BDP’nindir.

Canlı yayın Tvleri sadece enkazları gösteriyor ve Kızılay çadır kentini kameraya alıyor. Köyler ve mahalle araları hiç iyi değil. Bazı dernekler gösteriş için bu canlı yayın yapan Tv araçlarının yanında duruyorlar. Mahalle içine giren yok. Burda göze çarpan en çok Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin yardımları, kendileri mahallemize kadar geldiler, ama TVlerde yoklar.

Kaymakamlık ve komandonun önünde sırada bekleyen binlerce insan vardı akşamüzeri, yağmurun altında. Kesinlikle ihtimal vermiyorum hepsinin aldığına. Enkaz başında iken (bugün) polisin biri kaldırımda başka bir polisle konuşuyordu. “Bunlara yardım etmeyeceksin, kendi hallerine bırakacaksın’ diye başlayan cümle sırtını döndüğünden yarım kaldı, duyamadım…

Yıkıntılardan oluşan tozdan dolayı başım dönüyor iyi yoğunlaşamıyorum, kusura bakmayın ama dediğim gibi bu kurtarma tamamiyle ideolojiden kurtarma çabaları. Çok duygulanıyorum Güneydoğu’dan gelen yardımları görünce, tabii sivil kurtarma timlerinin de hakkı var. Deprem günü Dicle Üniversitesi’den bir grup Sosyoloji ve Tıp öğrencisi kendi imkanları ile Erciş’e gelmişler, bugün onlarla tanıştım. Bize yardım ettiler. Rektörlük onlara araç vermemiş, otoparkta onlarca aracı olmasına rağmen. Ben de onların bu duyarlılığını karşılıksız bırakmadım. Çevre illerden gelen siviller arabalarına ne bulmuşlarsa doldurmuşlar gelmişler, yemek karavanı bile. İnanın burda olsanız duygu selini siz de anlarsınız.  Hayatımda ilk kez ceset gördüm. İlk kez bir ceset dışında, onlarcasını gördüm. Bir de cesetlerin feci halini. Psikolojim bozuldu bu duruma, enkaza bakıp duruyorum günlerdir.

Bu duruma çok içerleniyorum çok, yapmacık gibi burda herşey, hükümetin amacı  Van’ı değiştirmek, burda gelecek seçimler için bir savaş var. Acı olan bir başka şeyse, bazı vicdansızların çadırları bir şekilde birinden alıp kamyonetlerin sırtında mahalleleri dolaşıp çadırı olmayanlara 150tl karşılığında satmasıdır. Askeriyenin kontrolünde olan bu çadırlar nasıl oluyor da bu kadar çok miktarda vicdansızların eline geçiyor, soru işareti…

Şuan bunları anlatırken bile artçı depremler oluyor, çadırda olmamıza rağmen dışarıya kaçıyoruz, kimi şiddetli artçılarda. İlk gün araçlarda yattık. İkinci gün bahçedeki çardakta kaldık. Bugün çok şükür çadır alabildik.

Prefabrik tuvaletler gönderdik dediler Tvlerde Bakan’lar. Ben bugün çok aradım şehir merkezinde 1 tane bulamadım. Nereye konuldu bu wcler lütfen ilgili makamlardan bilgi alır mısınız? Kadınlar için bu durum daha da zor, korkudan eve de giremiyorlar..

Son olarak PTT kargolarında taş, çakıl, tahta görünce ilk önce “bize inşaat için yapı malzemeleri mi gönderiyorlar” diye düşündük, ama daha altta bayrağı görünce yıkıldık.

Amed News Agency

Hiç yorum yok: