21 Eylül 2011 Çarşamba

Kongre Hareketi Alternatif Oluşturacak

BDP, EDP, EMEP, ESP, SDP ve Yeşiller Partisi genel başkan ve genel başkan yardımcıları, Ekim ayında toplanacak kongrenin halkta büyük bir umut yarattığına dikkat çekerek, düzen karşıtı gerçek alternatifi oluşturma amacıyla yola çıktıklarını belirtti.

BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, EDP Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tutal, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan ve Yeşiller Partisi Genel Başkanı Ümit Şahin, kongre sürecine nasıl bir anlam yüklediklerini ANF’ye anlattı.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Gültan Kışanak, Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren güçlerin bugüne kadar hep ortak mücadele yürütmenin yollarını aradığını belirterek, kongre sürecinin “Daha güçlü bir mücadele aracı nasıl yaratılır?” sorusuna yanıt arama çabasından doğduğunu söyledi.

‘SİSTEME KARŞI GÜÇLÜ BİR İTİRAZ VAR’

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun seçim başarısının “Daha güçlü bir mücadele için toplumda olan potansiyeli gösterdiğini” söyleyen Kışanak, şunları söyledi: “Bunun için ‘siyasi parti formatının dışında başka bir şey yapabilir miyiz?’ diye kendimize sorduk ve bunun bir kongre formatında olmasının daha güçlü bir zemin yaratacağını gördük. Yaptığımız bir dizi toplantıda gördük ki; bu ülkede aslında mevcut sisteme ve statükoya karşı itiraz eden çok fazla zemin var. Bunları bir yerde buluşturmak gerekiyor. Kongre biçimini tartışmaya açtığımızda çok geniş kesimlerden destek gördük.”

BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, Türkiye’de siyasetin iki ana akım üzerinden yürüdüğüne dikkat çekerek, “Bu iki ana akımın özü aynı. Biri merkez sağ, diğeri de merkez sol denilen siyasal akımlar. Partilerin adı değilse de, çizgi olarak aynılar ama bunların her ikisi de mevcut sistemi, bu resmi ideolojisini yeniden yeniden üretiyorlar. Türkiye'nin devrimci direniş odaklarını bastırma konusundaysa hem fikirler. Çünkü korkulu rüya, gerçek alternatif orada. Biz bu kongre hareketiyle gerçek bir alternatif yaratacağız” diye konuştu.

‘DÜZEN ALTERNATİFİ 3. ODAĞI YARATMAK İÇİN’

Eşitlik ve Demokrasi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sinan Tutal da, Kışanak gibi Türkiye'de egemen siyasetin AKP ve CHP'de somutlanan iki kurum üzerinden yapıldığına dikkat çekerek, kongre girişiminin, düzen alternatifi olabilecek 3. bir odağı yaratma amacında olduğunu söyledi. Tutal, kongrenin siyasi gündemiyle ilgili bir soru üzerine, “Bu konu da tartışılıyor. Ancak 'tek bir konu ana gündem oluşturulsun diğer konular bunun etrafında ele alınsın' diye bir yaklaşımı çok doğru bulmuyoruz. Genel olarak Türkiye'de gelişen güncel olaylara karşı - örneğin sınır ötesi operasyon ya da kadın cinayetleri- ciddi olarak sesini yükseltmeli. Tek bir konu odaklı değil, bütün sorunlara değinen bir yapılanma olmalı” diye konuştu.

‘ORTAK MÜCADELE HER ZAMANKİNDEN DAHA ÇOK İHTİYAÇ’

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, Türkiye'nin emek, demokrasi ve özgürlük güçlerinin ortak hareket etmesi gereken bir süreçten geçtiğini belirterek, “Bu herhangi bir dönemde de gerekli olan bir şeydir ancak bugün yaşanan gelişmeler işçi ve emekçilerin ortak hareketine her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Kongre-parti diyalektiği içinde ele aldığımız çalışma da bu ihtiyaçtan ortaya çıktı” dedi.

İmrek, kongre partisinin çatı partisi adıyla birkaç yıldır Türkiye'nin gündeminde olduğunu ancak seçimlerde alınan olumlu sonucun süreci hızlandırdığını anlatarak, “Tüm ezilen ve sömürülen kesimlerin ortak hareket etmesi ihtiyacı çok hızlı bir biçimde bir blok hareketi olarak, ortak parti ve kongre fikri etrafında birleşmeyi güçlü kılmış oldu" diye konuştu.

İmrek, “Kongre partisinin Türkiye'nin hızla değişen siyasi ortamında öncelikli gündemleri ne olacak?” sorusuna, şu yanıtı verdi: "Kürt sorunu çok yakıcı bir sorun. Savaşı sonlandırabilecek demokratik bir çözüm için barışçı bir yolun bulunmasının elzem olduğunu düşünüyoruz. Ama bu sendikalaşma çabası içerisinde olan işçilerin sorunlarını bir kenarda tutup, 'Kürt sorunu var şimdi, diğeri kalsın' gibi mekanik bir yaklaşımla bizim ele aldığımız bir sorun değil. Türkiye'nin bugün karşı karşıya bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar, Gediz'deki çevre sorunu, Karadeniz'deki HES'ler, kadın cinayetleri, sınır ötesi ve sınır içindeki operasyonlar... Bütün bunları komple ele alan bir biçimde hem halkın aydınlatılması hem de ortak tutum alması amaçlanmalı.”

‘SOKAKTAKİ MÜCADELENİN İÇİNDE OLMALI’

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanı Yüksekdağ, kongre sürecine “devrimin ihtiyaçları penceresinden baktıkları”nı belirterek, iki ülke gerçekliğine dikkat çekti, “Şu anki gerçeklik; Kürt bölgesindeki halk mücadelesi ve Türkiye'deki işçi ve emekçilerin mücadelesi bakımından gelişkin ve birleşik mücadele platformlarını zorunlu hale getiriyor” dedi.

Kürt bölgesindeki mücadelenin kazanımlarla ilerlediği ancak Batı'da aynı mücadele dinamizminin görülemediği değerlendirmesini yapan Yüksekdağ, “Bu eşitsizliğin ortadan kaldırılabilmesi bakımından batıda devrimci-demokratik ve kazanım örgütlemeye dönük bir birleşik merkezin oluşturulmasına ihtiyaç var” diye konuştu.

ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, daha önceki birleşik mücadele araçlarının hayattan ve sokaktan kopmasıyla birlikte başarısızlığa uğradığını söyleyerek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kongre girişiminin ve oluşturulacak kongre-parti mücadele merkezinin hayat içerisinden, sokaktaki mücadelenin ve pratik faaliyetin yönlendirilmesi üzerinden geliştirilmesi çok önemli bir yerde duruyor. Daha öncesinde durumu idare etmeye dönük bir birleşik mücadele fiiliyatı ile karşı karşıya kaldığımız için oluşturulan platformlar da uzun ömürlü olamamıştır.”

‘SADECE SEÇİM PARTİSİ OLMAMALI’

SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan da, kongrenin, bütün toplumsal muhalefet güçlerini “emek ve demokrasi programında” birleştiren bir ittifak ve mücadele birliği olması gerektiğine dikkat çekti. Turan, çatı partisinin gözünü yalnızca parlamentoya diken ve kendini parlamenter mücadele ile sınırlayan bir seçim partisi olmaması gerektiğinin altını çizdi. Ancak Turan, kongre partisinin iktidar hedefinden de yoksun olmaması gerektiğine dikkat çekerek, “Çatı partisi bütün örgütlü ve örgütsüz toplumsal muhalefetin bir demokratik ittifak temelinde birleşeceği, irade ve inisiyatifini açığa çıkaracağı, ortak faaliyetin bütün alan ve düzeylerinde söz ve karar sahibi olabilecekleri bir yapısal düzenleme olmalıdır. Seçimlere girmeli, ancak bir seçim partisi de olmamalıdır” diye konuştu.

‘ÖNCELİĞİMİZ KÜRT SORUNU OLMALI’

Yeşiller Partisi Genel Başkanı Ümit Şahin, Kürt sorununun Türkiye'nin en önemli sorunu olduğunu ve “barışçı-şiddetsiz bir yolla çözülmesi” gerektiğini altını çizdi. Şahin, şöyle konuştu: “Bunu sağlamak için de, Kürt sorununda çözümü isteyen hareketlerin ve siyasetlerin birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Kürt halkının bütün demokratik taleplerini karşılayacak bir çözümün ortaya çıkması için katkı sunması gerekiyor. Açıkçası kongre birlikte mücadele etme zemininin bir örneği olacak. Bunun içinde sürecin içinde aktif bir biçimde yer alıyoruz”

Kongrenin öncelikli gündeminin “barış” olması gerektiğini söyleyen Şahin, “Bu kongrede yer alan çeşitli oluşum, hareket ve siyasetlerin hepsinin öncelikleri var. Örneğin Yeşiller Partisi, öncelikli olarak ekoloji, demokrasi, sosyal adalet ve barış için mücadele eden bir parti. Başka partilerin daha farklı öncelikleri var. Bizim görüşümüz önceliğin kesinlikle ve kesinlikle barış meselesine, şu süren kanlı savaşın bir an önce durdurulması, şiddetin bir an önce son bulması meselesine verilmesi gerektiğidir” diye konuştu.

Hiç yorum yok: