14 Eylül 2011 Çarşamba

İsrail ve PKK

Cengiz KAPMAZ

Türkiye-İsrail ilişkileri gergin günler geçiriyor. İki ülke ilişkilerini gözlemleyen uzmanlara göre, gerginlik daha da tırmanacak.

İlişkilerin bozulması kuşkusuz pek çok denge ve parametreyi etkileyecek. Etkilenecek parametrelerin başında Kürt sorunu gelecek.


Gerginliğin Kürt sorununa ne şekilde yansıyacağı konusunda iki okuma şeklinden bahsetmek olası.


Birinci teze göre, gerginliğe rağmen Kürt sorunu ilişkilerin etkilenen kartı olmayacak. Çünkü İsrail Kürt kartına oynamaz. Oynasa bile Amerika buna izin vermez. Diğer taraftan bu kart rantabl değil çünkü bu kartın getirisi götürüsünden daha fazla.


İkinci teze göre İsrail Türkiye’nin canını acıtmak, kendisine zarar verecek edimlerden mahrum bırakmak için Kürt kartına oynayacak.


Bunun da ipuçlarını İsrail’de yayın yapan Ahronoth isimli gazete verdi.


Buna göre İsrail, Dışişleri Bakanı Lieberman’ın Türkiye’yi cezalandırmak için belirlediği strateji kapsamında ABD’deki Ermeni lobisi ile işbirliği yapıp PKK’ye askeri destek önerebilir.


* * *


Türkiye’de yaygın okuma şekli ikinci seçenek.


Medyada PKK’nin İsrail’e yanaşmaya başladığı, meydana gelen çatışmaları da bunun dışında okumamak gerektiği yönünde yaygın bir kanaat var.


Kuşkusuz İsrail Kürt kartına oynamak isteyebilir. Hatta PKK’ye de işbirliği önerebilir.


Ancak bu işbirliği önerisinin PKK’de karşılık bulacağını düşünmek gerçekçi değil.


Bunu iki teze dayanarak ileri sürüyorum. Birinci tezim şu: PKK’nin İsrail-Türkiye ilişkilerini algılama hali, çelişki ve çatışmanın derinleşmeyeceği yönündedir.


Bu algı Öcalan’ın AİHM’e sunduğu savunmada yer almaktadır: “Günümüzde AKP’nin İsrail’le yaşadığı çelişki yapaydır ve şaşırtmamalıdır. Aralarında hiç çelişki olmadığı da idea edilemez. Fakat bu çelişkiler aynı hegemonik sistem içinde çözülebilir çıkar çelişkileridir.”


İkinci tezim şu: PKK İsrail’e yanaşmak istemez çünkü buna ideolojik dünya tasavvuru engel. İsrail’in savunduğu değerler manzumesine (ulus-devlete dayalı kapitalist modernite) karşı anti ideoloji ve değerler sistemi (demokratik modernite) inşa eden PKK, kapitalist modernitenin savunuculuğunu yapan stratejik öncü ülke ile işbirliği yaparak kendi ideolojisinin özünü boşaltmak istemez.


* * *


İkinci tezi daha fazla açmam gerekecek. PKK’nin ideolojik dünya tasavvuru Öcalan’ın savunmalarına dayanır. Dolayısıyla PKK için Öcalan lider ve önder olma halinin dışında stratejik ideolojik önderliktir de.


Öcalan, İsrail ve Yahudilere özel bir önem vermiştir. Ancak İsrail’in Öcalan nezdindeki algısı olumlu değil negatiftir.


Öcalan’a göre Hitler’i Yahudiler doğurdu. Yahudilerin geliştirdikleri milliyetçilik yüzünden Ortadoğu’da kan ve gözyaşı yaşanmaktadır. (16 Nisan 2008) (3)


Yine Öcalan’a göre, İsrail, Türk-Kürt çatışmasına dayalı tehlikeli siyasal oyun içindedir. “Kürt milliyetçiliğine el atan” İsrail, Güney Kürdistan’da PKK ve Öcalan’a alternatif bir milliyetçi Kürt oluşumuna yönelmektedir.


Şu tespitler Öcalan’ın AİHM’e sunduğu savunmada yer almaktadır:


“İsrail, Osmanlı İmparatorluğu’nun bilinçli yıktırılışından sonra bölgenin yeni hegemonyasının Çekirdek Gücü olarak tasarlanmış ve inşa edilmiştir. İsrail-Türk ittifakının yerine, benzeri olarak İsrail-Kürt ittifakı devreye, tarih gündemine girmektedir.”


Öcalan, sözlerini şu şekilde açımlıyor:


“Genelde sistemin güvenliği ve petrol ihtiyacı, özelde İsrail’in güvenliği ve hegemonyası için Kürt ulus-devlet çekirdeğinden vazgeçilemeyeceği gibi güçlendirilmesi için ne gerekli ise yapılmaya çalışılacaktır.”


Öcalan, bir Kürt ulus devletinin PKK ve KCK açısından analizini ise şu şekilde yapıyor:


“Irak’la zaten ittifak içinde inşa edilen Kürt ulus-devletini yakında İran, Suriye ve Türkiye’nin tanıması güçlü olasılık dahilindedir. Fakat güçlük, bu tanımanın karşılığında PKK ve KCK’nin tasfiyesi dayatılmaktadır.”


Öcalan’a göre kapitalist modernitenin Ortadoğu’daki hegemon gücü olan İsrail ile bu hegemon güce itiraz eden PKK-KCK gücü arasında çelişki ve mücadele kaçınılmazdır.


Tamamen İsrail çıkarları, güvenliği ve kapitalist modernite için düşünülen Kürt ulus devletine dayalı proje bin yıl sürecek halklar arası boğazlaşma sebebidir ve çözüm değildir.


Öcalan, çok sert İsrail ve Yahudilik eleştirisi yaptıktan sonra İsrail’e “Kürtler ve Türkler üzerinden hayata geçirdiği siyasi oyuna son verme” (9 Nisan 2009) çağrısı yapıyor, amacının da Yahudi karşıtlığı olmadığını vurguluyor.


İsrail nezdinde bu kadar başat bir kapitalist modernite eleştirisi yapan, kendi ontolojik varlığını İsrail’e itiraz üzerinden kurgulayan bir hareketin kendi karşıtıyla işbirliği yapacağını ileri sürmek gerçekçi değildir.


Türk medyası bağımsız bir aktör olmayı önemseyen PKK’yi anlamadı, anlamak istemedi. İsrail konusunda da aynı hatayı sergilemektedir.

Hiç yorum yok: