28 Eylül 2011 Çarşamba

HPG Batman Olayının Detaylarını Açıkladı

Batman’da 26 Eylül günü hamile bir kadın, bebeği ve kız çocuğunun AKP polisleri tarafından katledildiğini bildiren HPG, ayrı bir noktada çıkan çatışmada iki gerillanın hayatını kaybettiğini, üçüncü kişinin ise polis tarafından infaz edilen inşaat işçisi olduğunu açıkladı.

HPG Anakarargah Komutanlığı, Batman olayı ile ilgili detaylı açıklamada bulundu. Türk polisinin taradığı belirtilen sivil bir araçta bulunan Mizgin Doğrul isimli 32 yaşındaki hamile kadın ile 3 yaşındaki küçük kızı Sultan Doğrul olay yerinde hayatını kaybetmişti. 8 aylık hamile olan anne Doru'nun yaşamını yitirmesi üzerine ameliyatla alınan bebeği de bugün hayatını kaybetti. ANF, DİHA ve Roj TV’ye konuşan görgü tanıkları da sivillerin polis tarafından katledildiğini ortaya koyarken, bugün DİHA ve ROJ TV tarafından yayınlanan olayın görüntüleri polisin bir kişiyi infaz ettiğini gözler önüne serdi.

MİZGİN VE SULTAN’I AKP POLİSLERİ KATLETTİ

HPG açıklamasında, “26 Eylül günü Batman’da yaşanan olayda yaşamlarını kaybeden Mizgin ve Sultan Doğrul isimli insanlarımızın katledilmesi tamamen AKP polisleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu olayla uzaktan ve yakından herhangi bir alakamız yoktur” dedi.

OLAYIN ASLI

HPG Anakarargah Komutanlığı, “yaşanan olayın aslı şöyledir” diyerek şu bilgileri verdi:

“26 Eylül 2011 tarihinde Batman merkeze 2 kişilik bir gerilla timimiz eylem amaçlı bir aracı gasp ederek şehir merkezine girmişlerdir. Eylem timimiz eylem yapacağı yeri keşfetmeye çalışırken, fark edilip deşifre oluyor. Deşifre oldukları için de şehir dışında bulunan bir inşaata giderek orada gizlenmişlerdir.

GERİLLA İHBARI FARK EDİP ARACI BAŞKA BİR NOKTAYA BIRAKTI

Arkadaşlarımızın gasp ettiği aracın sahibi polise ihbarda bulunmuş ve ardından Türk polisi eylem amaçlı gasp edilen bu aracı aramaya başlamış ve şehir merkezinde bir panik havasına girmiştir. Deşifre olduklarını fark eden arkadaşlarımız, aracı başka bir noktaya bırakarak şehir dışında bulunan bir inşaata giderek orada gizlenmiştir. Arabanın bulunduğu yere gelen AKP polisleri aracı görür görmez yaylım ateşine tutmuştur.

POLİSLER DOĞRUL AİLESİNİN İÇİNDE OLDUĞU ARACI TARADI

Bu sırada oradan geçen Doğrul ailesinin de içinde bulunduğu aracı da tarayan AKP polisleri Mizgin ve Sultan Doğrul isimli insanlarımızı hunharca katletmiştir. Bu olay yaşandıktan iki saat sonra arkadaşlarımızın gizlenmiş olduğu şehir merkezi dışındaki inşaata AKP polisleri gelerek, orada gizlenen gerillalarımızla bir çatışma yaşanmıştır.

İKİ SAAT SONRA GERİLLALARLA ÇATIŞMA YAŞANDI

Yaşanan bu çatışmada Mahsum ve Bager kod isimli 2 yoldaşımız kahramanca çatışarak şehit düşmüştür. Burada inşatta çalışan ve ismini netleştiremediğimiz bir vatandaşta işgalci TC polisleri tarafından vahşice katledilmiştir.”

POLİS ŞEHİR EYLEMLERİNDE SİSTEMATİK OLARAK HALKI HEDEFLİYOR


“Bu da yeşil faşizmin ne kadar hunharca insanlarımızı katlettiğinin açık bir göstergesidir” diyen HPG, gerillanın her şehir eyleminde Türk polisi ve askerinin sistematik olarak halkı hedeflediğini belirtti.

HPG şöyle dedi: “Halkımızın ve demokratik kamuoyunun yakından izlediği gibi bir konsept dahilinde gerillamızın yaptığı her şehir eylemine karşılık TC’nin polis ve askeri güçleri sistematik olarak halkımızı hedefleyerek katletmeyi önlerine koymuşlardır. Erdoğan’ın yaptığı açıklama ardından bu konsept devreye konulmuş bulunmaktadır.”

ERDOĞAN TEHDİTLERİ ARDINDAN SİVİLLER HEDEF OLDU

HPG Anakarargah Komutanlığı son dönemlerde yaşanan sivil ölümleri de hatırlattı. Polis ve askeri sivilleri özellikle hedef almasının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son zamanlardaki tehditleri ardından gelmesi de dikkat çekiyor. Erdoğan 15 Eylül günü, “Geçmişte olduğu gibi bizden iyi niyet ve anlayış beklemesinler. Habur anlayışı bitti. Bu tarz anlayış beklememek lazım artık” diye tehdit etmişti.

İŞTE ASKER VE POLİSİN ÖLDÜRDÜĞÜ SİVİLLER

HPG, Dersim’de, Beytüşşebap’ta Şemdinli ve Çukurca’da Türk asker ve polisinin sivillere yönelik saldırılarına yer verdi:

“Örneğin baharın Dersim şehir merkezine ilişkin yapılan eylemde 4 sivil insanımız TC askerleri tarafından bilinçlice hedeflenerek yaralanmıştı.

Yine Beytüşşebap şehir merkezinin üstünde bulunan tepeye gerillalarımız eylem gerçekleştirdiklerinde ise TC’nin askeri güçleri Beytüşşebap belediye başkanının evini taramış ve tesadüfen hiçbir sivil insanımıza bir şey olmamıştı.

12 Eylül 2011 tarihinde gerillalarımızın Şemdinli şehir merkezinde Şemdinli İlçe Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığı gibi birçok hedefi birlikte vurduklarında TC faşist güçleri Şemzinan-Gever yolu üzerinde bulunan Gunde Mele köyüne havan toplarıyla vurmuştur. Yine eylem yerine çok uzakta bulunan Şapata köyünü bilinçli olarak Kobralarla vurarak 4 insanımızı katletmiştir. Bu saldırıda katledilen yurtsever insanlarımızın üçünün isimleri Necdet Güreli, Tayyar Güreli ve Osman Ertaş’tı.

17 ağustos 2011 tarihinde Hakkâri ile Çele arasında bulunan Kani Ore eylemi ardından faşist TC devleti Çukurca şehir merkezine doğru canlı kalkan olarak giden BDP’li insanımızı başından hedefleyerek Yıldırım Ayhan çok bilinçlice katletmiştir.”

YEŞİL FAŞİZM MEDYASI

HPG açıklamasında devamla şunları kaydetti: “Özcesi TC devleti en son Batman’da görüldüğü gibi çok sistematik olarak şehirlerde her yaptığımız bir eyleme karşı sivil insanlarımızı hedefleyerek katletme kararı almıştır. Hem sivil insanlarımızı vahşice tüm insani duygulardan uzak bir şekilde katlediyor hem de bu insanlıktan uzak davranışını üzerimize atıyor. Bu temelde TC devletinin yapmış olduğu bu saldırılar ve uygulamalar, tamamen TC devletinin kuruluş felsefesine uygun olarak tümden karalama ve psikolojik savaş eksenli kirli bir savaş olmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde psikolojik özel savaş bu düzeyde bir kirlilikte yürütülmemektedir.

En son Batman’da katledilen Mizgin ve Sultan Doğrul ismindeki yurtsever insanlarımızı katletmiş ardından da çirkince yürütülen karalama kampanyasının bir parçası olan Mehmetçik ve yeşil faşist basınıyla da bu vahşeti üzerimize yıkarak hiçbir etik değere sığmayan ve gerçekle hiçbir alakası olmayan manşetler atmışlardır.

HIRSLARINI SİVİL İNSANLARDAN ALIYORLAR

Yukarıda da belirttiğimiz gibi halkımıza karşı yürütülen kirli bir konsept vardır. Bu konseptin başında ise AKP ve Erdoğan bulunmaktadır. Gerillaya karşı başarısız kalan TC devleti, askerleri, polisleri ve cümle cemaat tüm özel savaş uzmanları hırslarını sivil insanlarımızdan almaktadırlar.

TC devleti bir yandan halkımıza vahşice yönelmekte diğer yandan dünyanın en inanılmaz senaryolarıyla Özgürlük Hareketimize karşı alçakça bir karalama propagandası yürütmektedir.

Örneğin 18 Eylül günü YJA Star komutanlığının 2010 yılında jeneratörden çıkan egzoz gazı sonucu zehirlenerek şehit düşen 5 kadın gerillamıza ilişkin açıklama yapması ardından, en aşağılık bir şekilde çarpıtmalarda bulunmuştur.

AKP yandaş medyasının son zamanlarda aslı astarı olmayan birçok özel savaş haberini gündemleştirmeleri boşuna değildir. Bu kadar ahlaki olarak dibe vurmak esasta yaşanan başarısızlığın en bariz ifadesidir.

SİVİLLERE ZARAR GELMEMESİ İÇİN TÜM DUYARLILIĞI GÖSTERİYORUZ

Geçmişte açıkladığımız gibi sivillere dönük eylemlerimiz olmaz, olamaz da. Geçmişten beri sivillere dönük yaşanan yanlış ve yetersiz yaklaşımlarımızı büyük bir açıklıkla halkımız ve demokratik kamuoyuyla paylaştık. Bu anlamda halkımız ve demokratik kamuoyuyla ilkesel olan şeffaf duruşumuz her zaman devam edecektir.

İlkesel olarak sivillere zarar gelmemesi için elimizde gelen tüm duyarlılığımızı göstermekteyiz. Örneğin en son Heşet-Belenoluk karakol eylemimizde bir eylem kolumuz, sivillere zarar gelmesin diye askerlerin öğretmen evine sığınmalarından dolayı saldırabilecekleri durumdayken, saldırmamış ve eylem yerinden geri çekilmişlerdir. Böylece onlarca asker arkadaşlarımızın hedefi olmaktan kurtulmuştur. Bu olay bile en zor anlarda sivillere karşı ne kadar duyarlılık gösterdiğimizin bariz bir örneğidir.

Siirt merkezde polis akademisi istikametinden gelen araca gerillalarımızca yapılan eylem sonucu yaşamlarını yitirin dört insanımız ardından tüm açıklığıyla halkımıza, demokratik kamuoyuna ve yaşamını yitiren insanlarımızın ailelerinden hem özür dilemiş hem de bu olayı tüm yönleriyle araştıracağımıza dönük bir açıklama yapmıştık. TC devleti ve özel savaş güçleri bu olayı kendilerince fırsat bilerek dünyada eşine ender rastlanan bir karalama, psikolojik savaş yürütmeyi sürdürmektedirler. Bu kirli özel savaş yetmeyince insanlarımıza açıkça yönelmekte ve katletmektedirler. Bu gerçeklerin halkımız ve demokratik kamuoyunca bilinmesi gerekmektedir.”

HPG, “Halkımızı, demokratik kamuoyunu ve duyarlı tüm çevreleri, TC devleti, AKP hükümeti ve tüm yeşil-Ergenekoncu yandaş basınlarının bu kirli, iğrenç, ahlaksız ve dibe vuran anti insani yaklaşımlarını görmeye ve bu kirli politikalara karşı tavır almaya çağırıyoruz” dedi.

HAYATINI KAYBEDEN GERİLLANIN KİMLİK BİLGİLERİ AÇIKLANDI


HPG hayatını kaybeden gerillalardan birinin kimlik bilgilerini açıkladı. Mahsun kod adlı diğer gerillanın sicil bilgilerinin ise en kısa zamanda açıklanacağı kaydedildi.

Buna göre hayatını kaybeden gerillalardan biri 1990 Silvan/Diyarbakır doğumlu, 2008 Diyarbakır katılımlı, Bager Andok kod adlı Mehmet Şakir Yavaş.

Açıklamada gerillaya ilişkin şu bilgiler verildi: “1990 yılında Amed de doğup büyüyen Bağer arkadaşımız bir serhildan çocuğu olarak yetişir ve bu serhildan ruhuyla Kürdistan Özgürlük hareketini sahiplenir. Yetiştiği yurtsever çevrenin genç ve dinamik bir üyesi olarak mücadeleyi yükseltme kararlılığını en derin duygularıyla ortaya koyar. Onun bu girişken özelliği Kürdistan dağlarına erkenden ulaşmasının da kaynağı olur.

2008 yılında Özgürlük dağlarına gelen Bager arkadaş Amed ve Garzan alanlarımızda kalır. Hareketi köklü tanıma fırsat ve koşullarına tam erişmemiş olmasına rağmen o bilinç düzeyini en zor koşullarda bile geliştirerek tamamlayamaya çalışır. Arkadaşlarının gözünden bu girişkenliği ve gelişim istemi kaçmaz ve tüm yoldaşları onun bu çabalarını destekler. Coşkulu olmanın yanında görev aşkıyla da çalışmalara katılan Bager arkadaş arkadaş çevresi tarafından çok sevilen bir yoldaşımız olmuştur.

Bager arkadaşımız düşman gücü saldırılarına karşı yoldaşlarıyla birlikte kahramanca direnerek şehitler kervanına katılmıştır.”

Hiç yorum yok: