22 Eylül 2011 Perşembe

Devlette Karmaşa, AKP’nin Dilenciliği ve Gidişat

Türkiye’nin fotoğrafına bir bakalım. AKP’lilere göre herşey güllük gülüstanlık! Türkiye’nin kredi notu artıyor, ekonomi tıkırında, Türkiye model, Tayyip Erdoğan da lider örneğiymiş. Devlet bütünlük içinde! Polis asker hepsi artık ortaklaşmış!... PKK bitmiş ya da bitmek üzereymiş! Peki durum öyle mi?Sadece Ankara’da yaşanan son patlama ve AKP’lilerin dış gezilerine bakarak bu durumu bir özetleyelim.

Türkiye’nin başkenti Ankara’da Başbakanlık, Meclis, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Genelkurmay Başkanlığı ve daha birçok devlet bürokrasisinin olduğu “Devletin mahallesinde” bir patlama meydana geliyor. Arabalar peş peşe patlıyor. Dumanlar Ankara semalarında. İnsanlar dehşet içinde olup biteni anlamaya çalışıyor. Devletin yetkilileri patlama mahalline yakın.

Ankara Valisi, “LPG patlaması” diyor, Çankaya Belediye Başkanı “piknik tüpü patladı” diyor. AKP’nin kendinden menkul bakanı Bülent Arınç “bomba patlaması” diyor. “Ölüm yok” diyor biri. Biri 5 yaralı, diğeri 10, bir diğer yetkili 20 diyor. Rakamlar belirsiz. Tamam ilk bilgiler ve olan biteni anlamak için erken denilebilir. Peki devletin bu üst düzey yetkilileri valiler, bakanlar, emniyet müdürleri niye böyle birbirlerinden habersizler! Türkiye’nin başkenti Ankara’da devlet mahallesinde bir patlama meydana geliyor. Patlamanın nedeni hala belli değil. Devlet yetkilileri kendileri ile birbirleri ile çelişkiler yaşıyor. Medya olayı anlamaya ve anlatmaya çalışıyor. Devlet mahallesinde kafalar karışık! Birbirlerinden haberleri yok.

Ankara’daki devlet mahallesinin asıl sakinleri ise yaşanan çatışma ve savaşın daha da artırılması için Ankara dışındalar. Kapı kapı PKK’ye ve Kürtlere karşı yardım dileniyorlar. Huzursuzlar. Abdullah Gül Almanya’ya gitmiş, Tayyip Erdoğan ABD’ye. Bir grup Kürt gösteri yaptığı için TC Cumhurbaşkanı Gül’ün Berlin’de huzuru kaçmış. Almanya’dan PKK’ye karşı yardım diliyor. ROJ TV’yi suçluyor. Tayyip Erdoğan ise ABD’de onun da huzuru kaçmış. O da ABD’de BM binası içinde hangi devletin yetkilisini görse yardım diliyor. ABD’den istihbarat, teknik istihbari bilgi ve insansız keşif uçağı istiyor. İran’dan kara harekatı için lojistik destek istiyor. Komşularla “Sıfır sorun” tezinin sahibi TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, PKK’ye karşı yardım dileniyor. Çökmüş tezlerinin izlerini gizlemeye çalışıyor. AKP yandaşları, cemaat ulakları Ortadoğu’nun yeni Firavun Sultan’ı Tayyip Erdoğan’ı hala bir “kurtarıcı” gibi yansıtma peşindeler. Oysa yaptığı görüşmelere, söylediklerine ve istediklerine bakın orta sınıf tüccarlarının birinin malını diğerine satan, üç kağıtçıları anımsatıyor.

Bir yanı ile “kabadayı” gibi görünen diğer tarafı ile ellerini ovuşturup, boynunu büküp savaş için destek isteyen Tayyip Efendi ve ekibi Türkiye’yi nasıl bir şiddet sarmalının içine çektiklerinin farkında değiller. AKP ve cemaat medyası olanı gizlemeye çalışsa da, Türkiye büyük bir şiddet sarmalının içine hızla yol almaktadır. Gelişmeler ve yaşananlar bunu gösteriyor.

Ankara’daki devlet mahallesinin CHP ve MHP’li muhalifleri ise tam allahlık! Kemal Kılıçdaroğlu siyaset cahili olduğu kadar Kürt cahilliği ile de öne çıkan bir isim. CHP de MHP gibi meselenin müzakereler ile çözülmesi gerektiğini savunmak yerine müzakere ve görüşmelerin şiddetin sebebi sayan bir zekaya sahip.

 “Hakkari ve Şırnak kontrol altına alınacak” denilerek, Kürt kentleri hedef gösteriliyor. Kürdistan’da kar maskeli özel timler ev basıyor. Kürt avına çıkmış Kürtlerin yoksul evlerinin altını üstüne getiriyor. Hergün onlarca insan kelepçelenerek gözaltına alınıyor. Türk Savaş uçakları Libya, Irak ve Afganistan’daki resmi ilan edilen savaşlardan daha fazla sayıda Kürdistan’a sorti yapıyor. Kürtler öfkeli. Öfke giderek yayılıyor. Dipten gelen örgütlü bir dalga kendisini dışavurmak üzere. Oral Çalışlar da yazdı. Kürt gençlerinin dağa çıkış sayısında artış var. Kürtler öfkelerini kuşanıp dağlara doğru yol alıyorlar.

Sonuç şu; içerde kendi içinde çelişkili ve akıl dağınıklığı yaşayan bir devlet, müzakere yerine çatışmayı seçen muhalefet; kişiliksiz politikaları ile kapı kapı savaş için yardım dileyen hükümet; “iyi şeyler olacak” sözünün yumuşaklığı ile Kürtlere demir yumruk gösteren Milli Görüş dönmesi Abdullah Gül hepsini topladığınızda cahillikleri ile Türkiye’yi şiddet sarmalının içine çeken bir fotoğraf karesi görüyorsunuz. Ekonomideki canlılık ve istikrar mı? AKP’nin 9 yıllık iktidarı döneminde savaş hiç yaşanmadı! İstikrar savaşsız yılların toplamı ile oluşuyor. Savaş başladığında, insanlar öldüğünde tıkırında giden ekonominin de canı cehenneme!

Baki GÜL

Hiç yorum yok: