22 Eylül 2011 Perşembe

Belgelerle Deniz Feneri (V): Yeni Şafak Gazetesinin Deniz Feneri Soygunu ile Bağlantısı

Albayrak ailesinin yakın dostu olan Mehmet Gürhan, yani Deniz Feneri soygununun kilit ismi, hem Kanal 7’nin Avrupa temsilcisi, hem Yeni Şafak gazetesinin Avrupa Koordinatörü, hem de Milli Gazete temsilcisi… İslami medyanın eski yeni kadroları, şirketleri iç içe; Erdoğan, Karaman, Albayraklar aileleri de öyle…

Almanya Deniz Feneri’nin parasını zimmetine geçirmek için tam bir şebeke gibi çalışan ve oluşturulan sisteme dâhil olanların arasında ‘Yeni Şafak gazetesi’ ve ‘Albayrak’ ailesi bulunuyor. Bir başka yazıda ele alacağımız gibi ‘AKİT gazetesi’ de bu işin içinde. Son günlerde savaş çığırtkanlığı yapan Yeni Şafak gazetesinin bütün gücüyle AKP’den yana tavır alması bir tesadüf olmayıp Deniz Feneri Soygun Şirketiyle doğrudan ilişkilidir.


Deniz Feneri davasında önemli bir yer işgal eden Yeni Şafak gazetesi, dikkatleri başka noktalara çekmek için çok önemli bir çaba içerisindedir. Amacı, Deniz Feneri dosyasından yırtmak ve hesabına geçirdiği paraların üzerine yatmaktır.


Dava dosyasının 169’uncu sayfasında, 03.10.2003 tarihinde, ‘Yeni Şafak gazetesi’ ile ilgili olarak yayımlanan bir açıklamaya yer verilmiş: “Yeni Şafak gazetesi 20 Ekim'den itibaren Avrupa'daki okuyucuları ile buluşuyor. Yeni Şafak’ın Avrupa baskılarında, Avrupa'da yaşayan Türk okuyucu kitlesinin haber ihtiyacına cevap verilecek. Gazetenin Avrupa Koordinatörlüğünü uzun yıllar değişik basın yayın organlarında üst düzey yöneticilik yapan
Mehmet Gürhan yürütecek. Deneyimli gazetecilerden oluşan bir ekip tarafından hazırlanacak Yeni Şafak Avrupa baskıları, Almanya başta olmak üzere, pek çok Avrupa ülkesinin başkentlerinde de okuyucuları ile buluşacak… Yeni Şafak Europa GmbH Flinschstr.45 60388 Frankfurt/M Tel:+ 49 69 942.100.148 Fax:+49 69 942100248 Mobile:+ 49 171 8074375 mail: avrupa@yenisafak.com”



Burada insanın aklına birkaç soru geliyor. Söz konusu edilen tarihten sonra Yeni Şafak gazetesi Avrupa’da yayımlandı mı? Yayımlanmışsa ne kadar süre devam etti? Günlük satışı ne kadardı? Hangi matbaada basıldı? Almanya’da basıldığına göre Almanya’da vergi dairesine ‘Kar ve Zarar’ bildirimi yaptı mı? Bildiğimiz kadarıyla böylesi bir durum söz konusu değildir. Peki, Almanya Deniz Feneriyle nasıl bir yakınlığı ve ilişkisi olabilir? Biri basın ve gazetecilik şirketi diğer yardım kuruluşudur. Aralarında hiçbir ortak yanları yok. Ama iç içeler. Ne ilginç değil mi?


Deniz Feneri davasının bir numaralı sanığı olarak bütün yolsuzlukları organize eden ve karanlık ilişkilerin içerisinde yer alan Mehmet Gürhan, aynı zamanda, Yeni Şafak gazetesinin Avrupa Koordinatörü ve Yönetim Kurulu üyesidir.



Şimdi savaş çığırtkanlığı yapan Yeni Şafak gazetesinin sahipleri, hangi gerekçeyle Deniz Feneri Soygun Düzeninin bir numarası olarak bilinen Mehmet Gürhan ile ortak bir şirket kurarlar. Albayrak Ailesi, Mehmet Gürhan’ı ne zamandan beri tanıyor? Bunun dışında ne tür bir ortaklıkları bulunuyor? Örneğin YİPYAŞ soygun şirketi döneminde bir tanışmışlıkları var mıdır?


Albayrak ailesinin yakın dostu olan Gürhan, hem Kanal 7’nin Avrupa temsilcisi, hem Yeni Şafak gazetesinin Avrupa Koordinatörü, hem de Milli Gazete temsilciliği yapıyor. Yani önemli İslamcı grup ve şirketlerle önemli bağları bulunmaktadır. Her taşın altında çıkan Mehmet Gürhan ile Yeni Şafak’ın patronları arasında ilişkinin açığa çıkması aynı zamanda kirli ilişkilerin ve soygun şebekesinin mevcut durumunu anlamak bakımından da önemlidir.


Türkiye’deki Yeni Şafak gazetesinin Avrupa’daki kolu olarak işlev gören ‘Yeni Şafak Europa GmbH’ isimli şirketin adresi, Kanal7 Europa GmbH ve Almanya Deniz Feneri Derneği ile aynı olup bu şirketler aynı kişiler tarafından yönetilmektedirler. Diğer şirketler gibi ‘Yeni Safak Europa GmbH’ şirketi de, Flinsch Str. 45, 60388 Frankfurt am Main adresinde bulunuyor. Yani Almanya Deniz Feneri’nin bulunduğu binada.


Yeni Şafak gazetesinin sahibi Albayrak Grubu adına Ahmet Albayrak'tır. İcra Kurulu Başkanı olarak da aynı aileden kardeşi Mustafa Albayrak bulunmaktadır. Böylece kurulan soygun çetesinin içerisine Albayrak ailesi de alınarak genişletilmiş. Albayrak kardeşler, ‘Yeni Şafak Europa GmbH’ şirketini kurduktan sonra, aynı binada bulunan Almanya Deniz Feneri Soygun şirketini sıklıkla ziyaret etmeye başladılar. Amaçları, gazetenin Almanya’da yayımlamasını sağlamak değildi. Biliniyor ki, bu gazetenin Avrupa’da çok ciddi bir etki gücü yoktur.



Şirket kurarak gazete çıkartmak gibi bir görüntü vermeleri tamamen bir oyundur. Amaç, Deniz Feneri soygun şirketi adına toplanan paraların ‘Yeni Şafak Gazetesi’ne aktarılmasıdır. Peki, bunu mantıksal bir ilişki ağı içerisinde mi iddia ediyoruz? Hayır. Elbette mevcut verilerden yola çıkarak bu kadar benzerliğin yan yana gelmesi sonucu mantıksal bir sonuç çıkartmak mümkün. Ancak biz bu ilişki ağını dosyadaki belgelerden tespit ediyoruz.


Dosyanın 320-339 sayfalarında yer alan bilgilere göre, ‘Yeni Şafak Europa GmbH’ şirketinin hisselerinin payı 99 bin € olarak belirleniyor. Bu hisse payının 49 bin € WEİSS/AK Holdinge, 1000 € Zahid AKMAN’a, 16.650 € Ahmet Albayrak’a, 16.650 € Mesut Muhammed Albayrak’a ve 16,700 da Muzzafer Albayrak’a aittir. 17.09.2003 tarihinde noterce satma ve devretme sözleşmesi yapılmıştı. Buna göre hissedarlar şu sermayelerine göre ‘’Europen Food & Marketing GmbH’’ şirketinde hisse sahibi olmuşlardı: Weiss Handels- und Investment GmbH şirketi 49.000,00 € Dr. Aykut Zahid Akman 1.000,00 € Muzaffer Albayrak 16.700,00 € Mesut Muhammed Albayrak 16.650,00 € Ahmet Albayrak 16.000,00 €.



Paralar nereden ve nasıl getirildi? Kimler aktardı bu parayı? Türkiye’den bankalar üzerinde aktarılan bir para söz konusu değildir. Bunlara dair hiçbir belge bulunmuyor. Çok açık ki halktan toplanan paraların hesaplara aktarılması için şirketlerin kurulması bir kurul haline getirilmiş. Bu şirketlerden biri de ‘Yeni Şafak Europa GmbH’dır. 31.12.2003 tarihinde, Yeni Şafak şirketi, 49 bin € ile WEİSS/AK Holdingin hisselerine ortak oluyor. Peki, Yeni Şafak gazetesi adına kurulan bu şirket, hangi paralarla, AK/WEİSS şirketine ortak oldu.



Yani mevcut hisseden 49 bin € yani yüzde 49,5’i Albayrak ailesine aittir. Peki, Deniz Feneri Soygun Şirketi içerisinde yer alan ‘Albayraklar’ın, Erdoğan’ın eniştesi ve Çalık grubunun yöneticisi olan Berat Albayrak ile akrabalık ilişkileri söz konusu mu? Edinebildiğimiz bilgilere göre, bunlar çok yakın akrabalar. Bu sorunun yanıtını sanırım Erdoğan’ın eniştesinin vermesi gerekiyor.


Ayrıca Erdoğan’ın akrabaları Albayraklar ile RTÜK eski başkanı ve yeni yönetim kurulu üyesi AKMAN arasında çok yakın bir ilişki bulunuyor. Bu ilişkinin en önemli yanı, AKMAN’ın doğrudan ortağı olduğu şirketlerden ‘Yeni Şafak Europa GmbH’ şirketine para aktarılmasıdır. Albayrak ailesi, bu şirketi kurarlarken para transferine ilişkin hiçbir veri bulunmamaktadır. Şu anda tutuklu bulunan AKMAN, Deniz Feneri adına toplanan paraları, Albayraklar adına kurulan şirkete aktarmış.


Bir başka nokta, Albayrak’lar 49 bin € ile kurdukları ‘Yeni Şafak GmbH’ şirketinin hisseleri ile bu kez ‘Europan Consulting&Marketing GmbH’ şirketine ortak oluyorlar. Böylece soygun şirketleri birbirini tamamlayarak halktan toplanan paraların şirketler üzerinde hesaplarına aktarıyorlar. Dosyanın 1739’uncu sayfasında Mehmet Gürhan’ın yapılan sorgusunda anlaşılacağı üzere, ‘Yeni Şafak Europan GmbH’ şirketinin, Kanal 7’nin sahibi Zekeriya Karaman’ın bilgisi dâhilinde kurulduğu belirtiliyor. Bu veriler aynı zamanda Yeni Şafak gazetesi ile Kanal 7 arasındaki ilişkinin boyutunu ortaya koymaktadır.




Adı geçen şirket ilişkileri ile ERDOĞAN-KARAMAN-ALBAYRAK ailelerinin ilişkileri birbirini tamamlıyor. Şirketlerin sahipleriyle ailelerin sahipleri aynı ve bunlar bir biçimiyle akrabalık ilişkilerine sahipler. Peki, bu ilişkinin arka planında Başbakan Erdoğan’ın etkisi ne kadardır? Erdoğan’ın eniştesinin kardeşi olan, daha önce de Çalık grubunda yönetici olarak çalışan ve Star gazetesine yöneticisi olarak atanan Serhat Albayrak ile Almanya Deniz Feneri yöneticileri arasında ne tür görüşmeler oldu? Görüşmelerde Zahid AKMAN ve Zekeriya KARAMAN’ın nasıl bir rolü oldu.


Kamuoyunda pek bilinmeyen ama dosya yer alan bilgilerde işaret edildiği gibi, Deniz Feneri adına toplanan paralar, aynı zamanda, Erdoğan’ın çok sevdiği damadı Berat Albayrak’ın yöneticisi olduğu Sabah-Takvim gibi gazetelerin satın alınmasında kullanıldı mı? Dosyadaki belgelere göre, yapılan görüşmelerin amacı, yardım iddiasıyla halktan toplanan paraları, özellikle medyayı ele geçirmek amacıyla kurulan yeni kurulan İslamcı şirketlere aktarmaktır.


Bu planın doğrudan bir parçası olan Yeni Şafak Gazetesi, savaş narası atacağına kamuoyuna bir açıklama yapmak zorundadır. Almanya Deniz Feneri Soygun Şirketi ile olan bütün ilişkilerini açıklamalıdır. Gazetenin namuslu ve güvenilir yazarı görünen ve sonra buradan atılan ve her konuşmasında adalet ve özgürlüğe vurgu yapan Fehmi Koru, bütün bu gerçekleri bildiği halde susuyor. Neden acaba!

Hiç yorum yok: