30 Ağustos 2011 Salı

Zalimlerin Korkusu

TC'nin Kürtlere karşı son saldırılarını İslami kanadın iktidar gücüyle gerçekleştirmesi , ellerindeki kozların en sonuncusudur. Kürde karşı kullanılan "Müslüman kardeşliği"nin sahte yüzü bu saldırıyla iyiden iyiye açığa çıkmıştır. TC, İslami kesimden şeriat geliyor korkusu unutulmuşa benziyor. TC nin şimdiki kurtarıcı can simidi İslami kesimdir artık.
TC, özellikle son otuz yılda, en ağır silah
gücüyle Kürtlerin direngen damarına acımasızca saldırdı. Öldürdüğü her Kürt insanının ve genç gerillasının cesedini görmekten büyük bir haz aldı. Bir hafta önce sayısız savaş uçağıyla başlattıkları saldırılar ise insansızlıklarının en son perdesidir. Öldüren ve ölenin insan olduğunu bilmiyorlarmış gibi, Türkün yoksul çocuklarını ölümlere sürmekten de haz alıyorlar. Türk Egemenler için İnsan, ölmesi gereken bir unsurdur.

Görülen şu ki, TC, Kürt özgürlük Mücadelesinin yenilmezliği karşısında panik içindedir.Vurdukça gelişen ve büyüyen Kürt özgürlük Mücadelesi,TC yi psikolojik açmaza sokmuştur. Suriye ayağıyla kapıya dayanan ateş TC'yi ciddi olarak telaşlandırmıştır. Suriye TC
nin iç meselesiymiş! İç meselesi dediği şey, Suriye deki Kürt varlığının özgürleşecek olmasıdır.

Suriye'ye defalarca giden TC Dişişleri Bakanı Davutoğlu, Esad'a kesinlikle şöyle demiştir. Sakın Kürt Nufusuna dokunma, Kürt nüfusuna yönelme, yönelirsen arı kovanına çomak sokmuş olursun. Bu ara
Kürde reform adı altında özgürlükte tanıma! Kamuoyuna bu yanı çok yansımamış olsa da, arka bahçede konuşulan en önemli konu budur. Bu ilişkiyi de, Başbakan Kürtleri Suriye yönetiminden koruyor gibi sunmaya çalışmaktadırlar.

TC'nin söyleminden anlaşıldığı gibi, deniyor ki, amacımız, silahlı gücümüzü gösterip, caydırıcı olmayı sağlamaktır. TC, Kürt Özgürlük Mücadelesi karşısındaki çaresizliğini gizleyememektedir. Topyekün bir Kürt ayaklanması sırasında daha fazla Kürdü öldürmenin çözüm olmadığını bilmektedirler. Bu nedenledir ki, Kürdü parça parça hedef haline getirip vurmayı daha sonuç alıcı bulmaktadırlar.

Kürt, yüzyıllık acı ve son otuz yıllık direngen duruşu ile, Kurtuluş mücadelesinin en uzun soluklu tarihini yazdı. Ödenen bunca bedelden sonra Kürdün kendi kaderini eline almaktan başka seçeneği olamaz. Kürt mücadele sürecinde epeyce deneyim ve tecrübe de kazandı. Acıların ve yoksulluğun en ağır bedellerini ödedi ve hala ödemeye devam etmektedir. Ödenen bunca bedel Kürtte yılgınlık ve umutsuzluk yaratmamalıdır.


Kürt artık kendi tarihini yazıyor. Kürdün
bu yükselişi durdurulamaz. Sömürgeci zalimler ise bir gün Kürde hesap vermekten korkmakta ve hesap vaktini geciktirmek için saldırmaktalar...

devranasmen@hotmail.com

Hiç yorum yok: