7 Temmuz 2011 Perşembe

Kalkan: Demokratik Birlik Egemen Güçleri Kaygılandırdı


12 Haziran seçimlerinde Emek Özgürlük ve Demokrasi Blok'unun kazanımlarını değerlendiren KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan...

12 Haziran seçimlerinde Emek Özgürlük ve Demokrasi Blok'unun kazanımlarını değerlendiren KCK Yürütme Konseyi üyesi Duran Kalkan, oluşan demokratik birliği bozmak amacıyla AKP ve egemen güçlerin çok yönlü saldırılara girişebileceği uyarısında bulundu.

Blok'un seçimlerde kazandığı başarının demokrasi güçlerini daha da örgütlü kılacağını ve önümüzdeki süreçte ciddi gelişmelerin yaşanabileceğini ifade eden Kalkan, bu durumun AKP'yi kaygılandırdığını ifade etti.

Demokrasi güçlerinin birliğini bozmakla amacıyla AKP ve egemen güçlerin saldırılara girişebileceğini belirten Kalkan “Demokrasi hareketinin örgütlenmesini engellemek için, ortaya çıkan umudu ve güveni kırmak için çok yönlü saldırı yapacaklar. Öyle serbest bırakacak sanılmamalı. Onun için de bu gerçekler görülür ve yeterli bir mücadele yürütülürse bu adım ilerleyebilir. Yoksa tasfiye edilebilir” şeklinde konuştu.

Seçimlerle birlikte bir demokratikleşme umudunun yaratılmış olduğunu ifade eden Kalkan bunu Blok'un çıkışına bağladı. AKP'nin aldığı oyların aldatıcı oyalamacılığının bir sonucu olduğunu belirten Kalkan, CHP, MHP açısından ise bir değişiklik bulunmadığını kaybetti.

Türkiye'de 40 yıldan bu yana bölünmüş parçalanmış bir demokrasi, sol hareketin varlığına dikkat çeken Kalkan “Kırk yıldır bölünen, parçalanan ve etkisizleştirilen bir demokrasi hareketi var, sol hareket var. Bu harekete dönük komplo, tasfiye girişimi, bölüp, parçalamayla, güvensiz, umutsuz, asla birleşmeyen, hep birbirine karşı rekabet eden, lafta faşizmle, düzenle kavga eden, pratikte ise birbiriyle kavga eden, çatışan grupçuluğun ortaya çıkarılmasıydı. Bu adeta bir kader haline getirilmişti. Şimdiye kadar harcanan çabalar aslında bu durumu gidermeye yetmemişti” ifadelerini kullandı.

Kalkan demokratik birlik konusunda devamla şu değerlendirmelerde bulundu: “Şimdi yeni olan şey; insan net söyleyemese de en azından bir başlangıç adımı düzeyinde, düşünce düzeyinde, bir umut olarak bu durumun kısmen kırılmış olmasıdır. Aşılacağının işaretlerinin ortaya çıkmış olmasıdır. Bu seçimler onu ortaya koydu. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu bunu yarattı. Hem birlik olunabileceğini, hem de toplumdan destek bulunabileceğine dair bir umut ve kendine güven yarattı. Bu önemli bir durumdur.

Aslında özel savaş aşılmaya başlıyor denebilir. 1970’lerde askeri darbelerle ortaya çıkan ve hâkim haline gelen özel savaş sistemi, zihniyette ve örgütlenmede aşılmaya başlıyor denebilir. Çünkü bu durum o zaman ortaya çıkartıldı. Öyle kısa bir sürede de olmadı. Bunu iki büyük darbe; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin sonucu ortaya çıkarmıştı. Şimdi bu darbelerin etkisi aşılıyor. Darbelerin ortaya çıkardığı faşist rejimin sol ve demokratik güçler üzerindeki hâkim etkisi, onları yönlendirici etkisi aşılıyor diyebiliriz. En azından bir girişim oldu, bir başlangıç adımı atıldı ve umut verdi, güven verdi. Sonuç verici olduğu ortaya çıktı. Dolayısıyla da bu kesimler üzerinden ciddi bir etkide bulundu. Eğer çaba harcanırsa, Türkiye demokrasi hareketi 12 Haziran’da çıkan sonuç üzerinde örgütlenebilir”.

Kürt sorununun çözümü açısından Blok'un rolü konusunda da Kalkan şu ifadeleri kullandı: “Bu konuda demokrasi güçleri açısından bir irade, kendine güven, bir umut, birbirini dinlemeye dönük tahammül ortaya çıktı. Bence en önemli durum bu, çünkü şimdiye kadar yaşanan olumsuzlukların altında aslında bu umudun, güvenin, iradenin kaybedilmesi vardı. Zemin yoktu, güç yoktu, çaba yoktu, cesaret, fedakârlık yoktu, sonuç alınamazdı değil de, aslında bu işi yapacak olanların umudu yoktu. Kendine güvenleri yoktu. Dolayısıyla birlik olamadılar. Şimdi bunun önü açılmış oldu. Bu durumun yenilenmesinde, aslında 1970’lerin başından itibaren geliştirilen Türkiye üzerinde bölgeye dönük ABD saldırılarının, demokrasi zemini üzerinde yaratılan tahribatların aşılmasının başlangıç adımları atıldı diyebiliriz. Etkiyi böyle görmek lazım, önemsemek gerekiyor her bakımdan. Fakat tam ete kemiğe bürünmüş, cisimleşmiş bir durum da yok ortada. Mevcut durumun ne anlama geldiğini belki bizden daha fazla sol ve demokratik güçler değerlendiriyorlar.

 
Türkiye demokrasi güçlerinin örgütlenmesi demek, Kürt sorununun çözümünün önünün açılması demektir. Yine Türkiye demokrasi hareketinin örgütlenmesi demek, başta İran ve Suriye olmak üzere Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerinde ve toplumların da demokratik sol güçlerin birleşmesi ve örgütlenmesinin başlaması demektir. Bu durumun bölgesel etkisi var. Sadece Türkiye’ye özgü değildir”. 

Demhat Tolhildan

Hiç yorum yok: