20 Mayıs 2011 Cuma

Türkiyeye Otoyol,Kürdistana Karakol

 
TİP'in 1965'teki Doğu Mitingleri'nin 'Batı'ya fabrika yol, Doğu'ya jandarma karakol' sloganı bir gerçeği dile getirmeye devam ediyor. Erdoğan da, yine bugün miting için gideceği Wan'da karakol açılışı yapıyor

» 21 İLE SADECE 22 MİLYAR TL

AKP'nin övünerek anlattığı Bölge'deki yatırımlarına bakmakta fayda var. 2010 bütçesi için ayrılan pay 294 milyar TL. Bunun 116 milyar TL'si merkez harcamalara gitti, geriye kalanı 81 il için harcandı. Bölge'nin 21 iline yapılan harcamalar sadece 22 milyar TL. Kişi başına harcama oranı da Bölge'de bin 954 TL iken diğer illerde ise 4 bin 805 TL.

» YATIRIMLARI 110 KARAKOL

2009'da eğitime 2.9 milyar dolar, askeri harcamalara 5.3 milyar dolar ayrıldı. Bu rakam giderek büyüyor. Erdoğan ise askeri harcamaların eğitim ve sağlık harcamalarının altına çekildiğini iddia ediyor. Ancak sadece temmuz ayında yapımı tamamlanacak olan 110 karakol durumu özetliyor. Bölge'deki polis harcamaları da cabası.


'Batı'ya fabrika yol, Doğu'ya jandarma karakol'


Başbakan Tayip Erdoğan, 12 Haziran seçimleri öncesinde miting için gideceği Van'da karakol açılışı yapıyor.


***


Türkiye İşçi Partisi'nin 1965'teki meşhur Doğu Mitingleri'nin sloganı şöyleydi: Batı'ya fabrika yol, Doğu'ya jandarma karakol!


***


TİP'in sloganı bir gerçeği yıllar öncesinden dile getiriyordu. Esasında bölgesel ayrımcılık değildi olanlar, daha da beteri esaslı bir sorundan kaynaklanan ekonomik ve siyasi bir yaklaşım söz konusuydu.


***


Bu esaslı sorun, Kürt sorunudur ve günümüze bakıldığında yıllar öncesinden dile gelen gerçeklerin hala geçerliliğini koruduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.


***


2010 Maliye bütçesi harcamaları için ayrılan pay 294 milyar TL. Bunun 116 milyar TL'si merkez harcamalara gitti, geriye kalanı 81 il için harcandı. Kürdistan'ın 21 iline yapılan harcamalar sadece 22 milyar TL. Bir veri daha; 2008'de Bursa'ya yapılan harcama oranı 19 milyar TL.


Buna göre kişi başına yapılan harcama oranı da Kürdistan'da bin 954 TL, ancak diğer illerde kişi başına yapılan harcama oranı 4 bin 805. Aradaki uçurumu meşrulaştırmak amacıyla da şu argüman ileri sürülüyor: Nüfus oranlarına göre Kürdistan'daki harcamalar ortalamayı buluyor. Yani 21 ildeki yaklaşık 19 milyon nüfus için ayrılan harcama oranı 22 milyar TL ve bu diğer bölge oranlarına göre ortalama düzeyinde. Ancak biz şunu biliyoruz ki, bu bir hesap oyunudur; çünkü kişi başına yapılan harcamalar gerçeğin ne olduğunu ortaya koyuyor.


***


2010 verilerine tekrar bakmakta fayda var. Buna göre, Dersim'e yapılan harcamaların yüzde 51'i asker - polise gitti. Bu oran Diyarbakır'da yüzde 27, Hakkari'de yüzde 33, Şırnak'ta yüzde 47 ve diğer illerdeki tablo aşağı yukarı aynı.


Bir örneğe bakarak, hesap oyununu daha anlaşılır kılmak mümkün. Dersim'de nüfus oranı ve yapılan harcamalara bakıldığında kişi başına yapılan harcama oranı yıllık 6 bin TL'yi buluyor. Ancak bu harcama oranı asker - polise yapılan yüzde 51'lik harcama göz önüne getirilmediğinde hiçbir anlam taşımayacaktır. İşte bundan dolayı kişi başına yapılan gerçek harcama oranı iki binin altına düşüyor.


***


Teşvik yatırımlarına bakalım. 2010'da teşvik belgesi alan projelerin yatırım tutarı 44 milyar TL. Bunun ancak 2 milyar TL'si Kürdistan illerine ayrıldı. Bu da AKP hükümetinin övünerek Kürdistan'a yönelik açıkladığı teşvik yatırımlarının ancak yüzde 5'ine denk geliyor. Yani teşvik yatırımlarına yönelik vaatlerin yüzde 95'i sözde kaldı. Buna rağmen Erdoğan, seçim öncesinde bu konuda çok başarılıymış gibi rekl‰m yapıyor ve yeni vaatlerde bulunuyor.


,***


Kürdistan'da yıllardan beri süren savaşın maliyeti, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in yaptığı açıklamaya göre, 400 milyar Dolar. Tabi son beş yıllık harcamalar da dahil edildiğinde bu rakam 600 milyar Dolar'ı bulabiliyor. Bu parayla maliyeti 1 milyon Dolar olan 500 yataklı kaç hastane, 20 derslikli kaç okul yapılabilirdi?


***


2009'da eğitime ayrılan bütçe 2.9 milyar Dolar. Askeri harcamalar ise 5.3 milyar dolar. Bu rakam her geçen yıl artıyor. 12 Nisan'da Askeri Harcamalara Karşı Küresel Eylem Günü dolayısıyla KAHİP'in (Kamu Harcamaları İzleme Platformu) açıkladığı rapora göre, 2010'da askeri harcamalarda yükseliş söz konusu ve 2011'de bu yükseliş daha da artacak.

 
***

Başbakan'ın iddiası ise askeri harcamaların eğitim ve sağlık harcamalarının altına çekildiği yönünde. Ancak rakamlar böyle olmadığını gördüğünüz üzere ortaya koyuyor. Üstelik verdiğimiz harcama rakamlarına polis giderleri dahil değil. Kürdistan'a yönelik son yıllarda artan polis konumlandırması da göz önüne getirildiğinde ve paralel bir şekilde yapılan polis teçhizat yatırımı da ele alındığında rakamlar belirtilenlerin çok ama çok üstünde olacaktır. 50 bin kişilik özel ordu harcamaları ise cabası...


***


TOKİ maliyeti milyon Dolarlar ile ölçülen karakol projelerine soyundu. Temmuz ayında 110 karakol inşaatı bitirilmiş olacak ve bunların tamamı Kürdistan illerinde inşa edildi. Hedef ise 170 karakol.
***

İki hafta önce Türkiye Skorsky helikopterlerin ihalesini 4 milyar Dolar'a ABD'lilere verdi. Düzenli olarak ABD, İsrail, İtalya, Almanya ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkeden yapılan silah alımı ciddi külfetler oluşturuyor.


***


Polise ayrılan bir yıllık gaz bombası stoku 2011'in ilk beş ayında tükenmiş durumda ve yeni gaz bombalarının alınması için Başbakan Tayip Erdoğan örtülü ödenekten 2.3 milyon (eski parayla trilyon) para ayırdı ve yeni gaz bombalarının alınımı sağladı. Bu gaz bombaları her gün çocukların, yaşlıların yaralandığı, havanın zehir olduğu, yaşamın cehenneme çevrildiği Kürdistan'da kullanılıyor elbette; son 5 ayda Kürdistan'daki manzara nasıl bir gaz savaşı verildiğini anlamak açısından öğretici. Neredeyse gaz yemeyen kalmadı Erdoğan sayesinde!

 
***

Örtülü ödenek demişken, yine kirli savaş uygulamaları akıllara geliyor. Erdoğan gibi silaha yatırım yapmakta başı çeken 1990'lı yılların Başbakanı Tansu Çiller deyince akıllara örtülü ödenek geliyor. Çiller döneminde yargısız infazların yapılması, faili meçhul cinayetlerin ve kayıp olaylarının yaşatılması, suikast gibi eylemlere girişmesi amacıyla Abdullah Çatlı, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Selçuk Parsadan gibi çete ve Ergenekon bağlantılı kişilere milyon Dolarlarca paranın örtülü ödenekten verildiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca Özel Kuvvetler Komutanlığı ve dolayısıyla JİTEM, kontr-gerilla gibi oluşumların harcamaları da büyük oranda resmi olmayan kalemler içinde ve örtülü ödenek kapsamında değerlendirilebilir. PKK Lideri Abdullah Öcalan'a 1996'da yapılan suikast için kontr-gerillaya milyon Dolarlarca para harcandığı daha sonra açığa çıkmıştı. Erdoğan döneminde de görüldüğü gibi örtülü ödenek ve gizli oluşumlara para aktarma konuları gündemdeki yerini koruyor.
***

Peki bütün bu rakamlar neyi gösteriyor. Elbette, Kürt sorununa yönelik yaklaşımı ve izlenen politikaları...

Eğer Kürt sorunu çözülmüş olsaydı, bütün bu harcamalar başka alanlarda ve toplumsal refahı arttıracak düzeyde değerlendirilecekti. Ancak AKP hükümetinin böyle bir politikası yok.

***

Dolayısıyla Kürt sorunu ekonomik bir sorundur diyenlere duyurulur. Kürdistan'da ekonomik sorun dedikleri durum da görüldüğü gibi siyasi bir soruna yani Kürt sorununa tekabül ediyor.

Velev ki, Kürt sorunu ekonomik bir sorun olsun! Peki bu harcamalar neden böyle bir tablo ortaya çıkarıyor? Bu sorunun yanıtı 1965'teki sloganın güncelliğini ortaya koyuyor: Batı'ya fabrika yol, Kürdistan'a jandarma (ve polis) karakol!

Hiç yorum yok: