6 Mayıs 2011 Cuma

Ayaklanma

Önümüzdeki dönemde temel güç kaynağımız; savaşan halkımız olacaktır.

Ayaklanma bugün halkımızın tarihini, bir kurtuluş tarihi haline getirecek, onun bütün temel iktidar sorununu çözüme götürecek en önemli araçtır. Dolayısıyla da varlık yokluk sorununda en temel dayanılması gereken bu aracı derinliğine ve genişliğine ülkeye yaymakla, bu temel göreve doğru yaklaşmakla kazanabiliriz. Denilebilir ki, bütün çalışmalarımızı, bu savaş amacına bağlamakla, biricik doğru yolu tutturmuş, yetkin uygulanması doğru uygulanmasıyla da parti doğrultusuna hakim olmuş, halkın beklentilerine tamamen cevap vermiş ve böylelikle kurtuluşun yolunu aralamış oluyoruz. Baştan günümüze kadar bütün parti tarihi, buna ulaşmak için, halkın katılımı buna güç vermek içindir. PKK’de politik gelişme tamamen bu güce ulaşmak için, PKK’nin politik çözümü tamamen buna bağlı olduğu içindir. Konuyu kapsamlı, güçlü, sonuç alıcı ele alıyoruz. Bu tam bir talimat halini alacaktır. Özlü bir talimata dönüştürerek, yararlı bir yaklaşım göstermiş olacağız. 

Diğer konularla bağlantılı olarak halkın öz örgütlenme ve savaş çabaları ele alınabilir. Hiç şüphesiz bizim temel sloganımız savaşan halk gerçeğine ulaşmaktır. Bunun için savaşan bir parti yarattık. Bunun için savaşan bir gerilla durumuna geliyoruz. Bu ikisinin temel amacı nedir? Parti ve partinin gerçekleştirdiği gerilla olmadan, savaşan halk gerçeği olmaz. Savaşan halk gerçeği olmadan da halk cephesi olmaz. Halkın cephesi tamı tamamına öncülüğe ve onun doğru savaşım tarzına bağlıdır. Yıllarımızı bunun için harcadık. Eğer kendiliğinden bir savaşan halk olsaydı veya halkımızın dayanabilecek bir durumu olsaydı, PKK’nin tarihini sağlamaya yönelik çabalarımıza gerek kalmazdı ve bu denli gerillaya ağırlık vermemiz gerekmezdi. İki olayı da sıkı sıkıya ele alışımızın nedeni; savaşan halkı ortaya çıkarmak içindir.
Bugün eğer biraz halkın harekete geçirilişi sağlanmışsa, bunun ne kadar öncü çabaya bağlı olduğunu, dağlardaki direnişe bağlı olduğunu biliyoruz. Ama bunun yanında kendi başına öncü, kendi başına silahlı direnişin yetmediğini, mutlaka halkın da savaşa çekilmesi, savaşan halk gerçeğine ulaşması gerektiğini biliyoruz. Bugün bu noktaya doğru gelinmiştir. Her zamankinden daha fazla bir halk gerçekliğine ulaşma söz konusudur. Dolayısıyla halk köydedir, kenttedir, işindedir ya da işsiz güçsüzdür fark etmez, Kürdistan halkının temel özellikleri, Kürdistan halkının tarih içinde daha çok da belirgin bazı tepkisel durumları vardır. İsyancı, fakat hep yenilgiye uğrayan özellikleri vardır. Biraz burayı görebilmek, PKK öncülüğüyle Kürt halkının durumunda meydana gelen değişikliği, bununla bağlı olarak ele almak ve en çok da savaşan halkın ilk adımlarını attığımız yıllara doğru yaklaşmak açısından da gereklidir. Sanıyoruz günümüzde yaygınca yaşadığımız bir husustur ve önümüzdeki dönemde temel güç kaynağımız; savaşan halkımız olacaktır. Dolayısıyla cephe çalışmalarımız; köyde ve kentte halk örgütlenmesi temelinde olacaktır. Sık sık ele aldığımız bir konu da budur. Daha ayırt edici bir yaklaşım, somut bir programa gitmek, doğru bir çalışma tarzıyla eğitmek gerekir. 


En somutta ele alınması gereken tipik bir köy ayaklanması, kent ayaklanmasının nasıl olması gerektiğidir. Daha dün İdil’in bir köyünde "bir tim geldi, alçakça halkı yere yatırdılar, üzerinden geçtiler, birisi kalkıp karşı koyunca adından köy tarandı, bunun üzerine diğer köyler yürüyüşe geçti" deniliyor. İşte basit bir kent ayaklanması. Demek ki, ufak bir karşı koyuş, derhal bir köy, kent ayaklanmasına dönüştürülebiliyor. Bu konuda ortam oldukça duyarlı ve hassas. Eğer iki tane bilinçli kadro herhangi bir bölgede, köy ve kent konumuna dikkat ederek çalışırsa, ayaklanmayı hızla köyden başlatır kentten çıkarır. Konuyu daha çok somut ele almak, bu nedenle önemlidir. 


Köyleri ayaklanmaya çekmenin düzenini kurmamız gerekiyor. Kent ayaklanmalarını geliştirme düzenine ulaşmamız gerekiyor. Programlarımız veya ayaklanma komitelerimiz, hazırlık için yılları değil, hatta ayları değil, haftaları yeterli görmelidir. Bir kaç haftalığına sığdırılmış bir köy ayaklanması, bir kent ayaklanması politikası gerçekçidir. Konuyu daha çok somut olarak böyle görmek gerekiyor. Bir bölgeye mi indiniz, ovalıktır veya dağla bağlantısı vardır, mühim değil; bu hususları sürekli dikkate alırsınız. Ama oradaki programınız, geçmişte yapıldığı gibi yıllarca propaganda yapmak değildir. Halk bugün esas itibarıyla PKK’ye inanıyor. Yani propaganda gereken rolünü oynamış, hatta ajitasyona da gerek yok. Bol bol çok sayıda kişi toplayıp ajitasyon çekmeye gerek yok. Halk artık ayaklanmak istiyor. Dolayısıyla bu görev günümüz için yakıcı bir biçimde, ayaklanmanın örgütlendirilmesi ve yönetilmesi biçiminde karşımıza çıkıyor. 


Dönem, ayaklanma komitelerini oluşturma dönemidir. 

 
Ayaklanma komiteleri herhangi bir bölgeye indiğinde, artık mevcut durumları gözden geçirir, örgüt yetersizliği varsa onları gözden geçirir, tamamlamaya çalışır. Dağdaki gerillayla bağlantılıdır. Bir eylem planı geliştirir. Bu eylem planı nedir? O bölgedeki hedefler, bu hedeflerin öncelikler sırası, bu hedeflere vuruş tarzı, yolyöntem, nereye, hangi hedefe, hangi yöntemle vurmalı, sabotajla mı, roketle mi veya silahla mı? Silahlarımız bu konuda yetersizdir. İyi değerlendirilmesi gerekir. Sabotaj, yakma, hatta siyasi gösteri, bunun gibi bir sürü eylem biçimi ve vardır. Her bölgeye koşullarına uygun bir şekilde belirlenmelidir. Hedefleri bellidir. Timler, korucular veya devlet kurumları, ekonomik hedefler, askeri hedefler, sosyal hedefler, en önemlisi de daha çok ayaklanmayı besleyebilecek bir biçimde seçilir. Komutası belirlenir. Yani kim bu işe önderlik edecekse örgütlemesi biraz hazırlanır, araç gereci hazırlanır. Bütün bu hazırlıkların iki ayı aldığını düşünelim, ama sonuçta bir ayaklanma patlatılmalıdır. Bundan sonra oluşturulması gereken çalışmalarımız, ister büyük kentte, ister küçük kentte, ister köyde, ister dağda, ister ova köyünde olsun, hiç şüphesiz hepsinin somut özellikleri dikkate alınmalıdır, ama hepsi bir kaç ay içinde, bir ayaklanma hedefini önüne koymalıdır. Ayaklanma uzun ve büyük çaplı olmayabilir, uzun süreli ve şiddete dönüştürülmüş de olmayabilir. Bir gösteri de bir ayaklanmadır. Siyasi bir gösteri önemlidir. Bir boykot önemlidir. Mümkünse yakma yıkma eylemi önemlidir. Halkın ilerleyebileceği veya bizim güç getirebileceğimiz ne yapılabiliyorsa onlar yapılabilir. Soruna bu temelde yaklaşmayı bilmek gerekiyor. 


En can alıcı yönü, bir kaç ay içinde, parti öncülüğümüzde, gerillanın da yardımıyla, Kürdistan’ın bütün bölgelerinde irili ufaklı, basit karmaşık, şiddetli şiddetsiz, silahlı silahsız eylem, yani ayaklanma düzenlerine hızla ulaşmadır. Bu doğru bir yaklaşımdır. Ayrıca savaşan halk gerçekliğine ulaşma, gerillayı yaşatmanın en vazgeçilmez öğesi durumuna gelmiştir. Kürdistan halkı da bunun için çok olgun bir hale gelmiştir. Eskiden yıllar içinde düşünülüyorsa, şimdi bir kaç ay içinde düşünülebilmelidir. Yıllarca çaba harcayıp gerçekleştirebileceklerimiz, şimdi bir kaç ay, hatta hafta içinde gerçekleştirilmelidir. Dönem biraz bunu gerektiriyor. Yeni dönem itibarıyla ayaklanma gerçeğini, savaşan halk gerçeğini, halkın savaşan cephesini değerlendireceğiz. Ucuz propaganda döneminin geçtiğini özellikle bileceğiz ve öyle eski tarz örgütlenmeyi değil, somut ayaklanmaya getiren örgütlenmeyi sürekli göz önüne getireceğiz. Bir köye girdiğimizde o köyü ayaklandıracak biçimde gireceğiz. Gidip kışın üç ay orada kalma veya sık sık köye girip çıkma, yanlış tarzda köy girişlerdir. Bir köye giriş eşittir; önceden hazırlıklarıyla birlikte bir ayaklanmadır. Bir kente giriş eşittir; ön hazırlıklarıyla birlikte bir ayaklanmadır. Örneğin, bir ay içinde planlanır, bu bir küçük ayaklanmaya yol açabilir. Bütün parti öncülüğümüz, partinin teşkil ettiği komiteler köye girişi de, kente girişi de mutlaka bu biçimde düzenlemek zorundadırlar. Hazırlanacak talimat, daha çok bu yaklaşımı esas alacak, görevleri belirleyecek ve bundan sonraki çalışmalara yön verecek bir kılavuzumuz olacaktır.

Nisan 1991

Hiç yorum yok: