19 Mayıs 2011 Perşembe

ABD Tahran'a Oynuyor


Bundan 9 sene önce George W Bush İran, Irak ve Kuzey Kore'yi “şer ekseni” ülkeleri olarak tanımlamıştı. Daha sonra bu ülkelerin yanına Suriye de eklendi. Bu tanımlama entelektüel birikimi ve zekası sürekli dalga konusu olan Bush'un kendi kendine yumurtladığı bir şey değildi. Bu bir sürecin adıydı. Adım adım bu ülkelerdeki rejimlerin ekarte edilmesine dayanan “şer ekseni” siyaseti bugün İran'ın kapısında. İran'ın bölgedeki en yakın ve hatta tek müttefiki Suriye üzerinde bugün yaşananlar İran'a karşı girişilecek harekatın bir adımı niteliğini taşıyor.

Obama idaresi iki aydan bu yana Beşar Esad idaresine karşı harekete geçen muhalefete uluslararası alandaki ilk açık desteğini dün verdi. Esad ve ekibinden altı ayrı isme ambargo koyan ABD idaresi bu kararın yanında ayrıntı gibi duran bir noktayla Şam'a çok sert bir rest çekti.

ABD, Esad ve adamlarının yanı sıra iki İranlı askeri yetkiliye de ambargo koydu. Kasım Süleymani ve Mohsen Cizari olarak kimlikleri açıklanan iki yetkilinin muhalif gösterilerin başladığı günden bu yana Suriye ordusuna toplumsal olaylara karşı alınacak tedbirler konusunda eğitim verdikleri iddia ediliyor.

ABD kararla İran'ın Ortadoğu'daki tek müttefiki konumundaki Suriye yönetimine açık bir şekilde Tahran'la olan ilişkilerini kesmesini istediğini iletti ve talepleri yerine getirilmezse düşman siyaseti izleyeceğini de duyurdu.

Bugüne kadar Arap dünyası içerisindeki siyasi dengelere göre kendini konumlandırıp yaşam alanı bulan Suriye, bu dengelerin altüst olması ve despot Arap rejimlerinin kendi dertlerine düşmelerinin ardından yalnız kalmış durumda. İçine düştüğü durumdan İran'a sarılıp kurtulmanın peşinde olan Suriye'nin bu hamlesinin kendisine pahalıya mal olacağı aşikar. ABD'nin verdiği mesaj da bu yönde.

Suriye'de Esad rejiminin “yola getirilmesi” ya da yıkılarak yerine Sünni Arapların egemenliğinde bir rejim kurulması durumunda İran'ın da bölgedeki nadir etki alanlarından biri de artık tamamen kapanacak ve İran kuşatması da artık nihai noktasına gelecek.

Afganistan müdahalesi, Irak'ın uydulaştırılması, Pakistan'ın pasifize edilmesi ve nihayetinde Türkiye'nin de hizaya sokulmasıyla İran zaten köşeye sıkışmıştı. Suriye rejimine karşı girişilen harekatın sonuçlanması artık çanların Tahran idaresi için çalmaya başladığının resmi oluyor.

İran'a bir operasyon için tüm şartlar olgunlaşmış durumda. Halihazırda uluslararası ambargo altında bulunan İran'a yönelik bir harekatın yakın bir gelecekte yaşanması artık çok muhtemel. Bütün işaretler artık bölgede hiçbir manevra alanı kalmayan İran'ın artık Ortadoğu'daki ABD öncülüğündeki yeniden düzenleme hareketinin son vuruş noktası olduğunu gösteriyor.

Türkiye de artık ABD tarafından İran konusunda ikna edilmiş durumda. Recep Tayyip Erdoğan'ın kardeşim diye hitap ettiği Mahmut Ahmedinejad'a attığı son kazık gündemde hak ettiği yeri bulmadı. Dün İran bankası Bank Mellat'ın başındaki isim olan Yunus Hürmüzi tüm Türk bankalarının kendileriyle olan ilişkilerini ABD'nin bankayı kara listeye almasının ardından kestiğini duyurdu.

Türkiye'nin yine İran ile tüm finansal ilişkileri mercek altına aldığı ve ABD ile bu konuda ciddi bir işbirliği içerisinde olduğu bildiriliyor.

Herhalde ABD Büyükelçisi ile Erdoğan'ın helikopter pistinde ne konuştuğu da herhalde bu gelişmelerden sonra az çok tahmin edilebilir. Bunun dışında ne konuştuklarını da önümüzdeki günler gösterecek.

Hiç yorum yok: