6 Ocak 2011 Perşembe

AKP Hizbul-Kontra Ittifakı

AKP Kürdistan’da Kürt sorunu noktasında kaybettiği inisiyatifi kazanmada kullanmak için müebbet ağır hapis cezası verdiği Hizbul-Kontra tetikçilerini...
Ergenekon davası kapsamında yargılanan ve JİTEM’i kurduğunu itiraf eden Albay Arif Doğan daha önce çeşitli itiraflarda bulunmuştu. Doğan itiraflarında; daha önce İstanbul Beykoz’da bir operasyon kapsamında öldürülen Hizbul-kontra lideri Hüseyin Velioğlu’nu tanıdığını, Hizbullah adında bir örgütü bilmediğini ama bölgede Hizbul-Kontra’yı tanıdığını ve araştırılması gerektiğini söylemişti. Kürdistan’da Kürt Özgürlük Hareketinin 90’lı yıllardaki yükselişi ardından Türk özel harp dairesi tarafından daha önce kurdurulan ve JİTEM ile ortak çalışan Hizbul-Kontra, masum yurtsever Kürtlerin katledilmesinde yıllarca kullanıldı.  

‘KARARGÂHLARI JİTEM BİNASININ YANI’

Hizbul-Kontra, Özel Harp Dairesinin komutanlarından General Temel Cingöz tarafından kurdurulacaktı. Cingöz sonradan Hizbul-Kontra’nın başına getireceği Hüseyin Velioğlu’nu Batman’da yüzbaşı olduğu dönemde, Yurtsever devrimci adaylara karşı milliyetçi faşistlerin Batman-Petrol İş sendikasının başkan adayı olarak piyasaya sürmüştü. Zamanın Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek de, “Hizbullah’ın üzerine nasıl gidelim? Karargâhları JİTEM binasının yanındadır” diyordu. 90’lı yıllarda Kürt halkına karşı kirli savaşın yürütüldüğü dönemin Türk içişleri bakanı İsmet Sezgin’de ‘Hizbullah’ın, PKK’ye karşı devlet tarafından örgütlendirildiğini’ birinci ağızdan itiraf etmişti. 

HİZBUL-KONTRA 1 HAZİRAN’DAN SONRA AKP ELİYLE YİNE SAHNEDE

 Türk devleti, Amed, Batman, Nusaybin, Silvan gibi daha birçok Kürdistan kentinde binlerce yurtsever Kürdün kanına giren Hizbul-Kontra’yı uzun yıllar kullandıktan sonra, 2000 yılında kapsamlı operasyonlarla lideri Hüseyin Velioğlu’nu öldürmüş birçok yönetici ve tetikçisini cezaevine atmıştı. Kürt Özgürlük hareketi, AKP hükümetinin zamana yayma ve çürütme politikası ile Kürt özgürlük hareketini tasfiyedeki ısrarına karşı tek yanlı ateşkesi kaldırdı. Ve 2004’te 1 Haziran meşru savunma hamlesini başlattı. Bu Kürt toplumsal direniş hamlesiyle Kürt sorunun çözümünü her zamandan daha fazla kendisini dayatarak AKP’nin çürütme politikası boşa çıkarıldı.  Bunun üzerine AKP Kürt sorununun demokratik çözümünü geliştireceğine, yeni döneme uygun özel-kirli savaş yöntemlerinin arayışına girdi. Tasfiye politikası iflas eden AKP, Hizbul-Kontra’ya örgütleme zemini sunarak Kürt halkının iradesini kırmada yeniden kullanmak istedi.

DEMOKRATİK ÖZERKLİĞE CEVAP

Diyarbakır’da Hizbul-Kontra’ya yakın bir haber kaynağımızdan edindiğimiz bilgiye göre; ‘Yeşil Ergenekon’u örgütleme arayışları çerçevesinde AKP Hizbul-Kontra’nın yöneticileri ve tetikçileriyle ilişkiye girerek kirli bir ittifak kurduğunu, AKP’nin bu ittifak çerçevesinde Hizbul-Kontra’yı önce Amed, Muş, Bingöl’de Mustazaf, Şura-der, İkra-der ve İhya-der gibi derneklerle örgütlendirdiğini belirtti. Yine aynı kaynak; ‘Kürt halkının kendi çözüm modelini geliştirmesi çerçevesinde başlattığı Demokratik Özerkliği inşa hamlesinin ardından AKP daha ileri bir adım atarak tutuklu Hizbul-Kontra yönetici ve tetikçilerini CMK (Ceza Muhakemeleri Kanunun) 5. Maddesinde yapılan değişiklikle bu amaçla serbest bıraktığını belirtti.’ Bu adım AKP’nin Demokratik Özerkliğe cevabıydı. Tahliye edilen 26 kişinin arasında Hizbul-Kontra şura üyesi Edip Gümüş ve askeri sorumlusu Cemal Tutar’ın da bulunması tesadüf olmayıp bu amaçla atılan bir adımdı. 

İYİ ÇOCUKLARA VEFA BORCU

AKP Kürdistan’da Kürt sorunu noktasında kaybettiği inisiyatifi kazanmada kullanmak, için müebbet ağır hapis cezası verdiği Hizbul-Kontra tetikçilerini serbest bıraktı. AKP bunu da Yeşil Türkçü Faşizm örgütlemesinin önemli bir adımı olarak görüyor. AKP’nin diğer örgütlere mensup bazı tutukları serbest bırakması da örgütlemek istediği Yeşil Ergenekon’u kamufle amaçlıydı. Yoksa durduk yerde domuz bağı gibi vahşi yöntemlerle birçok Kürt yurtseverini katlettikleri yüzlerce delille ispatlanan bu suçluları niye bıraksın? Bu yoksa Türk devletinin geçmişte kullandığı iyi çocuklarına AKP eliyle ödediği vefa borcu mu oluyor? Kayseri Tüccar zihniyetine sahip AKP yoksa bu adımı karşılıksız mı attı? 

Artim Ronî

Hiç yorum yok: