26 Temmuz 2010 Pazartesi

Müsle’man Erdoğan

Müslümanların peygamberine karşı duran müşrikler, savaşta öldürdükleri kimselerin intikam amacıyla kulak, burun ve tenasül uzuvlarını kesip, karınlarını yarıyorlardı.
Müslümanların peygamberine karşı duran müşrikler, savaşta öldürdükleri kimselerin intikam amacıyla kulak, burun ve tenasül uzuvlarını kesip, karınlarını yarıyorlardı. Bu geleneğin adı “Müsle” idi. İşte Türk Başbakan dün bu geleneği savundu. Müsleman Erdoğan!..
Kürt mücadelesine karşı oluşturdukları birlik tablosu, sürdürdükleri diplomatik kuşatma ve vahşetle bezedikleri imha konseptini anlatan Türk Başbakan Recep T. Erdoğan, dün neden BDP ile görüşmediğini izah etti. Bu izah, Kürtlerin uzun süredir kendisine sıfat olarak kullandıkları ‘Münafık’ ve ‘Katil’ sıfatlarının Başbakan Erdoğan’a ne kadar uygun olduğunu da bir kez daha gösterdi. Başbakan, BDP’nin gerilla cesetlerine yönelik tahribatı gösteren belgeleri kendisine göndermesiye dalga geçti, görüşmeme gerekçesi yaptı: „Terör örgütünün avukatlığını yapmak BDP sana mı kaldı?’’ 
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep T. Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen ‘Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Kürtlerin gaspedilen hakları için verdikleri mücadeleye karşı topyekün savaşın önemini anlatan Erdoğan, salt hükümetin sadece iktidar partilerinin, belli kurum ve kuruluşların gayretleriyle de neticeye ulaşamayacaklarını söyledi. Erdoğan, askerin, polisin, korucuların, güvenlik boyutunda yer aldığını, ancak işin bir de sosyolojik, psikolojik, sosyo-ekonomik, diplomatik boyutlarının bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, iktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, akademisyenleriyle, medyasıyla her kesimin katkı vermesi, iktidara nasıl yardımcı olabilirim düşüncesi içinde bulunması gerektiğini buyurdu. 
‘Milli bir meselede birlik’
DSP, Saadet Partisi, BBP ve CHP ile görüştüklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: ‘’Terörle mücadele gibi milli bir meseleyi görüşmek amacıyla bir araya gelmemiz, istişarede bulunmamız, hiç kuşkusuz, ülkemiz ve milletimiz adına son derece yararlı olmuştur. Siyasi partiler arasında elbette rekabet, siyasi mücadele olacaktır. Ancak bu durum partilerin bir araya gelmesine, görüş alışverişinde bulunmasına, milli meselelerde ortak hareket etmesine mani değildir, olmamalıdır.“ 
‘Hiçbir eksik yok’
Hiçbir eksiğin olmadığını, her şeyin temin edildiğini ifade eden Erdoğan, şu anda tamamen yerli olan 150 civarında mini insansız hava aracının görev yaptığını, dün öğleden sonra da yapılan törenle tamamen yerli üretim, ilk insansız hava aracının hangar çıkış merasiminin gerçekleştirildiğini belirtti. Bu araçların, heronların sahip olduğu özellikleri taşıdığını ve daha yüksek irtifaya çıkabildiğini kaydeden Erdoğan, 2012 yılında da ilk Türk istihbarat uydusunun fırlatılacağını bildirdi. 
Sınır’sız katliam birlikleri
2 yıl önce çatışma riski yüksek olan bölgelerde iyi eğitimli, uzman personelin değerlendirilmesine karar verdiklerini; önemli sayıda uzman personel görevlendirildiğini anımsatan Türk Başbakan, şöyle devam etti: „İstiyoruz ki sınır boylarında ve riskli bölgelerde tamamen profesyonel personelden oluşan ekipler görev yapsın. Bunlar ayrı bir ordu, özel bir ordu değil. Özel bir ordu kurmuyoruz. Özel bir ordu değil, bunlar hudut birlikleri olacaktır. Özel hudut birlikleri. Mevcut bünye içinde, farklı statüde 5 yıl veya daha uzun süre görev yapacak uzmanlaşmış personel olacak. Bunların değerlendirmeleri yapılıyor, karar verildikten sonra yasal düzenlemesi neyse bunu da süratle yaparak, adımı atacağız. Kritik ve hassas bölgelerde belli bir süre ile sınırlı olarak profesyonel güvenlik gücü şeklinde terörle mücadele edecekler.’’ 
Yol, karakol ve kule
Erdoğan, kırsal bölge ile meskun bölgenin güvenlik ekiplerinin farklı donanıma sahip olmalarının gerekliliğini savundu. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın çalışma yapacağını ve karar verileceğini bildiren Erdoğan, ‘’Sınır güvenliğiyle ilgili ilave tedbirleri de hayata geçiriyoruz. Hudut birlikleri karakollarını daha iyi şekilde yeniden inşa ediyoruz. TOKİ 150 adet iç güvenlik ve hudut karakol tesisi ile 141 adet müstakil gözetleme kulesi, 662 kilometre hudut yolu yapıyor’’ diye konuştu.
Diplomatik kuşatma
Başbakan Erdoğan, Kürt mücadelesine karşı tüm imkanları seferber ettiklerini, diplomatik boyutta da kendisi ve hükümet mensuplarının AB, Irak, İran, Suriye, Rusya, ABD ile görüşmeler yaptığını ve yapmaya devam edeceğini söyledi. Erdoğan, ‘’Çünkü, diplomatik noktada bu temaslar... Eğer dışarıdan kuşatmanın önünü kesmezsek, bu perdelemeyi kesmezsek, oradan gelen destekler ortadan kaldırılmazsa bu sıkıntı yine devam edecektir. Bu adeta kanser mikrobu gibidir. İnşallah bunu vücuttan çıkarmanın gayreti içerisinde olacağız.’’ diye konuştu.
BDP ile niye görüşmedi?
Erdoğan, şöyle devam etti: „BDP ile görüşmememiz, onlardan randevu istemememiş olmamız da zaman zaman eleştirildi ve eleştiriliyor. Tabii ben bugüne kadar sustum, konuşmadım, bu eleştirilere cevap vermedim. Ama şimdi toptan bunun cevabını vereyim. Niye görüşmedim? Parlamento çatısı altında arkadaşlarım ve bir kez de ben aslında kendileriyle görüştüm. Aslında bu olayda da görüşmeyi arzu ediyordum. Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda görüyorum; biz terörle mücadele konusunu görüşmek üzere siyasi partilerden randevu istedik, görüştük, doğru, bundan önce de yaptığımız gibi görüştük. 
Ama terörle arasına mesafe koyup demokrasi ve hukukun tarafında duramayan bir siyasi partiyle terörle mücadeleyi bu şartlarda görüşmenin anlamsız olacağını bana gönderilmiş bir mektupla artık belgeli halde gördüm. Nedir o? BDP, antetli kağıdının bir başında Meclis’in oradaki rozeti, öbür tarafta da kendi partisinin rozeti, antetli kağıtta bana bir yazı göndermiş ve bu yazıda PKK örgütüne mensup, terörle mücadele esnasında öldürüldüğünü iddia ediyorlar, gönderdikleri bir ekteki CD ile bu cesetlerin durumunun bir insanlık suçu olduğunu ve bunun karşısında -teferruatına girmiyorum- ne düşündüğümüzü, ne yapacağımızı soruyor. Kim? Genel Başkan söylüyor.
‘Avukatlık BDP’ye mi kaldı?’
AB üyesi ülkelerin, dünya ülkelerinin büyük bir kısmının, BM’nin terör örgütü olarak ilan ettiği bir örgütün avukatlığını yapmak BDP sana mı kaldı?.. Sen bir siyasi partisin. Senin terör örgütü ile arana bir mesafe koyman şart. Sana avukatlık görevi düşmez burada. Bu çatının altında bunu yapamazsın... Sonra köşe yazarları diyor ki ‘buna rağmen git görüş’. Kusura bakma, o kadar meraklıysanız gidin siz görüşün, bizim bu noktada görüşecek hiçbir şeyimiz yoktur. BDP’yi de ben Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi olarak görmedim, görmüyorum, görmeyeceğim.“ 
Erdoğan niye Müsleman’dır?
Müşriklerin savaşta öldürdükleri kimselerin intikam amacıyla kulak, burun ve tenasül uzuvlarını kesmek, karınlarını yarmak gibi âdetleri vardı. Buna “müsle” denirdi. Hz. Muhammed, Uhud savaşında amcası Hz. Hamza’nın cesedini parçalanmış olarak görünce derin bir üzüntü duydu, “Eğer bana Allah zafer nasip ederse, Hamza’ya yapılanın karşılığında otuz müşrike aynı muameleyi yapacağım” dedi. Bunun üzerine Nahl Sûresi/126 âyeti ile uyarılan Peygamber, yemininden vazgeçti ve keffaret ödedi. Hz. Muhammed, bu anlayışı düşmanlarının ve gayri müslimlerin cenazelerine gösterdiği saygıyla sürdürdü. Fakat Emevi islamcılığı, ‘müsle’ geleneğini Hz. Muhammed’in torunlarına bile reva gördü. Kürt hareketinin, uzun süredir Başbakan ve partisini Emevilerin varisi olarak değerlendirdiği biliniyor.

Hiç yorum yok: