31 Temmuz 2010 Cumartesi

Eğitim sistemindeki sömürü düzeni


İnsanlık o kadar içinden çıkılmaz bir durumdadır ki artık ne yaptığını bilemez haldedir. Her tarafımızı sömürücüler, her tarafımızı sömürgeciler, her tarafımızı kan emiciler sarmış durumda. Adım bile atacak durumumuz kalmamıştır. Yaşadığımız her yer bize zindan olmuş. Yaşam ızdırap, hayaller zindan, umut işkence.

İnsanlığın düştüğü bu durum, toplumsal büyük bir devrime dönüşür mü bilinmez ama insanlığın büyük ruhsal bir bunalımda olduğu bir gerçektir. Emperyal düzenin sömürücüleri attığımız her adımda bize bir fatura kesmekte. Bırakın herhangi bir maldan vergi kesmesini, soluduğumuz havadan bile bize bir vergi kesmektedir. Elektrikten, sudan, internetten, beyaz eşyadan, mobilyadan, ticari ve özel taşıtlardan başlayarak çiğnediğimiz ufacık bir sakıza kadar her şeyimizden bilmem yüzde kaç vergi kesiyor. Bu vergilerimiz de gece-gündüz faşistlik yapan palazlı memurların maaşlarına, tamamıyla asimilasyon politikaları için kullanılan TRT'ye, Bölge'de halkın başına bomba yağdıran TSK'ye gidiyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Ve bütün herkesin de buna karşı çıkması lazım. Benden zorla alınan vergilerle beni yok sayan, beni başkasına dönüştürmek isteyen ve beni yok etmek isteyeni besliyorum. Bu bir insanın kendi kendine intihar etmesi gibidir. Düzen, ne kadar sömürücüyse bir o kadar da ahlaksızdır.

Emperyal düzenin palazlı zenginleri ve bu zengilerin koruyuculuğunu yapan şiddet unsuru devlet, en doğal yaşam hakkımız olan dilimizden, kültürümüzden, coğrafyamızdan bizi ayırarak batı illerinde köle gibi sömürdü, yozlaştırdı. Hiçbir alanda bize yaşam hakkı tanımadı. Bize reva gördüğü sadece sömürü düzeninin bir kölesi olmak. Şimdi de devlet, sömürücü gözünü eğitim sistemindeki ranta çevirmiş durumda.

Kendi dilimizin, kültürümüzün dışında egemen ve resmi ideolojinin diliyle en ağır şartlarda okumaya çalıştığımız düzen bile sömürücülerin zoruna gidiyor. İstemeyerek okumak mecburiyetinde kaldığımız eğitim sistemini dahi hükümet aracılığıyla kendi çıkarına göre düzenledi. Genel liseler artık eğitim sisteminde yapılan son değişikliklerle tarihe karıştı. Ve bırakın artık üniversiteye sınavla girmeye, liselere bile artık sınavla girme şartı getirildi. Bu demek oluyor ki, artık dershanelere parası olmayıp gidemeyenler üniversitelere öğrenci yetiştiren liselere gidemeyecektir. Sadece parası olanlar, ilkokuldan beri dershaneye gidenler üniversiteye gidecektir. Yani artık parası olmayan ailelerin çocukları liseden itibaren okullara gidemeyecektir. Liselere giriş sınavını kazanamayıp, Anadolu ve fen liselerine gidemeyen öğrenciler meslek liselerine yönlendiriliyor. Günümüzdeki meslek liseleri ise düzenin çarkına sadece köle yetiştirmekle mükellef durumda. Yani genel liselerin kaldırılması, düzenin çok açık bir oyunudur.

Eğitim sistemi Türkiye'de başlı başına devasa bir sömürü düzeninin rant alanıdır. Çünkü 20 milyondan fazla öğrencisi bulunan ülkemizde, ilkokuldan başlayarak çeşitli sınavlarla öğrenciler birbirine düşman ettirilmekte ve birbiriyle yarıştırılmaktadır. Tabii öğrenciler birbiriyle mücadele ederken, buradaki rantçılar milyarlarca liralık parayı cebimizden çekip alıyor. Her sınav başı ve her yıl öğrencilerden alınan paralar devasa boyutlara ulaştığı için eğitim sistemi, sosyal devlet anlayışı içinde düşünülemeyecek kadar sömürücüler için önemli bir sektör haline gelmiştir. Bu sınavlar sistematik bir şekilde artırılmış, sınavlar artırıldıktan sonra dershane sayısı ve dershaneye giden öğrenci sayısında yüzde üçyüzlere varan bir artış gözlenmiştir. Bu dershanelerin sahipleri kimler bunu çok iyi irdelemek gerekir. Araştırıldığında bu dershane sahiplerinin çok yabancı kişiler olmadıkları ortaya çıkacaktır.

Bu nedenle zaten rezil olan eğitim sisteminin yapılan değişikliklerle daha da kötüye gittiği bir gerçektir. Bu değişikliklerle artık yoksul Türk ve Kürt çocuklarının zaten az olan okuma şansı hiç kalmamıştır. Eğer bu sömürü düzenine karşı hep beraber mücadele edilmezse bu sömürücülerin üstesinden gelinemez. Onun için ya topyekûn mücadele ederek sömürücülerin boğazına yapışıp onları boğacağız; ya da tek başımıza hareket ederek sömürücülere çok iyi bir lokma olacağız.

Yakup ŞİMŞEK

Hiç yorum yok: