23 Temmuz 2010 Cuma

Demokratik Konfederalizm

Demokratik konfederalizm toplumların öz varlık nedeni ve biçimi olan demokratik komünal değerleri ve tarih boyunca insanlığın etnik yapılarda, dinlerde, tarikatlarda, mezheplerde vb. gibi varlık gösteren bütün özgürlük, eşitlik ve demokrasi değerlerine sahip bir anlayıştır.
Uygarlık tarihi boyunca etnik yapıların ve halk tabakalarının eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelelerini kendilerine has bir sistemle taçlandırarak güç olamadıkları ve egemen devletçi sistemin ekseni dışına çıkış alternatif hale gelemediklerinden reel sosyalizm örneğinde görüldüğü gibi ya en kötüsünden bir kopyası ya da uydusu olmaktan kurtulamamışlardır. Demokratik konfederalizm toplumların öz varlık nedeni ve biçimi olan demokratik komünal değerleri ve tarih boyunca insanlığın etnik yapılarda, dinlerde, tarikatlarda, mezheplerde vb. gibi varlık gösteren bütün özgürlük, eşitlik ve demokrasi ırmaklarını kendi nehrine akıtarak tarihsel temel yapan köklü bir kültür ve demokrasi anlayışına sahiptir.

Hakim üst kesimin halkla arasındaki uçurumu daraltma, ilişkilerini yumuşatarak halk tabakalarının tepkisini zamana yayarak marjinalleştirme biçiminde ifade bulan tüm demokrasi biçimlerine ve anlayışlarına karşı demokratik konfederalizmin tabandan halkların komünal değerlerine dayalı demokrasiyi açığa çıkararak geliştirmesi tarihsel bir çıkış olmaktadır. Demokratik konfederalizm kaynağını tarihin derinliklerinden alan özgürlük ve demokrasi gibi değerlerin gücünü olanca saflığıyla güncelleştiren, açığa çıkaran bir organizasyon olduğundan, halka öz güç kazandırıp, iradeli kılarak devletçi sistemden kaynaklı var olan tüm sorunlara çözüm gücü olabilecek kapasite ve potansiyeldedir.

Bu anlamıyla demokratik konfederalizm karmaşık gibi görünen ülke, bölge ve dünya sorunlarına siyasi, politik bir müdahaledir. Söz ve karar gücünü en alta, tabana dayandırarak mahalli komünal ve demokratik yaşam biçimlerin konfederal yapılanmayla bütünleştirerek güçlerine güç katıp sinerji oluşturarak çok daha kapsamlı sorunlara çözüm gücü olmanın örgütlü ifadesidir. Böylelikle yukarıdan aşağıya dikey örgütlenmiş, devletçi yapıya dayanan örgütlülük ve siyaset biçimini aşarak, halkın güç kazandığı bir politik, siyasi tarzın açığa çıkmasına yol açan, yerel gericiliğin ve dogmatik görüşün yine farklı bir iktidarcı zihniyetin hortlamaması açısından da yerel halktan tüm kesimleri ortaklaştırıp, büyük bir dayanışmayla birlikteliği sağlayan organizasyonun adı olmaktadır. Bu örgütlülük biçimiyle bireylerin, birey guruplarının ve tüm halk kesimlerinin siyasete, politikaya yabancılaşması, uzak durması sona erdirilip kendilerine özgüven kazandırarak ve irade olmayı sağlayarak çevrelerine karşı sorumlu, duyarlı hareketli, coşkulu, capcanlı bir siyasal yaşamın oluşması sağlanacaktır.

Demokratik konfederalizm devlet odaklı olmayan, devlet dışı toplum örgütlenmesini esas alır. Halkların devlet olmayan ve coğrafik sınırları esas almayan demokratik öz yönetimi olmaktadır. Öncelikle kadınlar olmak üzere, gençler ve ezilenler olmakla beraber tüm halk tabakalarının kendilerinin demokratik örgütlenmelerine gitmeleri,siyaseti doğrudan özgür yurttaşlık çerçevesinde yerelde kendi komün ve meclislerinde öz gücüne dayanarak, kendine yeterlilik ilkesine uygun yapılmasını ön görür. Piramit tarzı bir örgütlenme yapısına sahiptir. Klasik yapılarda olduğu gibi yukarıdan aşağıya değil de, aşağıdan-tabandan yukarıya doğru örgütlülüğü esas olan bir yapılanmadır.

Demokrasiyi, cinsiyet özgürlüğünü ve yeniden ekolojiye dönüşü olmazsa olmaz temel ilke olarak benimsemektedir. Radikal demokrasinin özüne uygun, her düzey ve kapsamda katılımcılığı ön görmektedir. Halkın öz gücünü ocak, komün, meclis ve kongrelerle açığa çıkarırken, “birey ve toplumun ruhsal, düşünsel ve maddi gelişimini demokratik hak ve özgürlükler çerçevesinde gerçekleştirip ilerletmek. Toplum içinde yaş, cins, sınıf, ulus, etnisite, inanç farklılıklarına özgürlük alanı oluşturarak ve bu farklılıklardan kaynaklanan eşitsizlikleri ortadan kaldırmayı esas almaktadır.

Kürtlerin durumu


Kürtler insanlık tarihi boyunca önemli toplumsal dönemlerde dinamik, üretken ve yaratıcı bir halk olarak öne çıkmıştır. Neolitik dönemin tarımı geliştiren, hayvanları evcilleştiren ve toplumsal devrime yol açan en hareketli halkıdır. Sümerlerin insanı köleleştiren devlet sistemine karşı aşiret örgütlenmesiyle iradelerini korumak için büyük bir özgürlük tutkusuyla direnç gösteren etnisitelerden biri olmaktadır. Köleleşmeye karşı insanlık adına bayrak açan halklara öncülük etmiştir. Bu özgürlük direnişini sergileyen Kürt halkı ilk çağ boyunca halklara moral ve esin kaynağı olmaktadır. Devlete karşı direnen, dağların doruklarında özgür yaşamayı, iradesizleştiren, kullaştıran “uygarlığa” tercih eden halkların önde geleni yine Kürtler olmuştur. Tarihte etnisite esasına dayalı uzun süre gösterdiği direnişlerle özgürlük kültürünü doğuran topluluktur.

Zerdüştün medya yaylalarında geliştirdiği özgürlük kültürünün özü olan; özgür irade ve toplumsal ahlak Kürt halkının gösterdiği bu direnişlerin bir toplamı, birikimi, sentezi olmaktadır. Zerdüştlük, manicilik, Alevilik ve daha birçok hümanist tarikat ve örgütlenmelerle feodal devletin tahakkümcü uygulamalarına karşı koymuştur. Günümüze kadar gelişen tüm özgürlük hareket ve mücadeleleri bu ana kaynaktan mayalanarak beslenmiştir dersek sanırım abartmış olmayız.

Devletçi sistemin üst tabakalarında yer alarak kendini inkar eden işbirlikçi kesimler dışında Kürt halkı özgürlük eğilimini hala önemli oranda geliştirerek korumaktadır. Bundan ötürü eğilimini derinden yaşayan halkında Kürtler olması anlaşılır bir durum olmaktadır. Kürt halkı bilge insan öncülüğünde, tahakkümcü sistemin kendisine benzeştiren veya yedeğine alan tüm araç ve argümanlarına kuşkulu yaklaşarak sorgulamış, “uygarlık” tarihi boyunca hakikat arayışlarının düştüğü tuzağa düşmeyerek kurulu sistemin çeperini kırıp dışına çıkabilmiştir.

Gelinen aşamada toplumsal ve ekolojik tüm sorunların kaynağı durumuna gelerek işlevsizleşen kurulu sistemin içine girdiği kriz ve kaosla var olan mevcut eksenli ve kurulu sistem karşıtı tüm direnişlerin ve örgütlü yapıların yani hakikat arayışçılarının demokratik ekolojik alternatif toplumsal paradigma biçiminde formüle ederek sisteme kavuşturmuş olması halklar ve insanlık adına büyük önem taşımaktadır. Bilge insan tahakkümcü devletçi sistemin tarihi boyunca ürettiği tüm sorunlara çözüm olacak sistemin teorik perspektifini demokratik ekolojik paradigma olarak belirledi.

Bunun pratik, politik ve örgütsel sistemini de demokratik konfederalizm şeklinde tanımladı. Demokratik konfederalizm dört parçaya bölünmüş ve dünyanın dört bir yanına dağılmış Kürt halkına ulaşıp örgütleme ve sınırlara dokunmadan birer köprü olarak değerlendirip ulusun demokratik birliğini sağlamak için en ideal organizasyon olmaktadır. Parçalar arası konfederal ilişki gelişip kökleştikçe Kürt halkının doğal hakkı olan siyasal, kültürel ve ekonomik ilişki ve örgütleme sorunları ortadan kalkmış olacaktır.

Kendi iç örgütlülüğünü sağlayan Kürt halkı, her parçanın bulunduğu komşu halklarla da konfederal temelde ilişkilenerek, bölge halklarının birbiriyle ilişkisini geliştiren, güçlendiren köprü rolünü oynamaktadır. Daha da aktif rol oynadıkları gibi, Ortadoğu’da demokratik konfederalizmin ana ekseni, odağı haline gelmektedirler. Kürt halkı, kendi içinde demokratik konfederal örgütlenme biçimini ve ilişkisini geliştirdikçe, bu durum var olan sorunlara çözüm bulma yaratıcılığına ve politik ufuklarının daha fazla açılmasına yol açmakta, bölge çıkarlarının mevcut sorunlarının çözümüne de her bakımdan daha fazla katkı sunabilecek niteliğe ulaşmaktadırlar.

Ulusal birlik


“Eğer uluslaşma etnisitenin halkların, bireylerin bir biriyle sıkı ilişki ve ortak çıkarlar etrafında örgütlenmesiyle, toplumun konfederal biçimde genişliğine ve derinliğine tümüyle örgütlenmesi o toplumu demokratik ulus haline getirir.” Demokratik konfederalist örgütlenme hem yerel, mahalli, siyasal, kültürel ve ekonomik ilişkilenmeyi derinleştirerek güçlendirir ve hem de ulusun sorunlarını milliyetçiliğe düşmeden demokratik temelde çözüme kavuşturma mücadelesi içerisinde olur. Konfederal ilişki ulus kimliğini somutlaştırarak her ferde-bireye mal eder duruma getirir. Çünkü demokratik konfederalizm tabandan örgütlü, üstten iş ve rol koordinasyon esasına dayalı gerçekleştireceği devr-i daimle her bireyin ve mekanın kendini ulusal kimliğin bir parçası olarak görüp ifade etmesini sağlamaktadır.

Yaşamıyla, kültürüyle, kimliğiyle kendini ulusal bileşenin bir parçası ve bu sorumluluğuyla sahipleniş gelişimine katkı sunar hale gelecektir. Köyü, sokağı, mahallesi, bölgesi, şehri ve dolayısıyla tüm ulusun organik bağ içerisinde olduğu ruhsal, duygusal ve kültürel bağların büyük bir yoğunluğu olan, potansiyel ve kapasite sahibi bir toplumdur. Bu nedenle demokratik konfederalist örgütlenme, tüm olası saldırıları ve yönelimleri boşa çıkartacak örgütlü halk gücü olmaktadır. Demokratik örgütlenmesini ve kültürünü geliştirmiş bir yönelim veya gelişmesi önünde engel oluşturulduğunda direnç gösterir. Yaşamda zerre kadar boşluk bırakmayan, her ayrıntıyı kapsayan ve yanıt olan bir örgütlülük biçimi olduğundan her türlü psikolojik ve özel savaş yöntemlerini işlemez kılarak, devletin etki alanlarını daraltıp zamanla küçülmesini sağlayarak, halkın öz örgütlülüğünü geliştirmekle cevap olmaktadır.

Demokratik konfederalizmin siyaseti; ak-kara mantığına dayalı karşıtlaştıran, cepheden karşıya alan klasik tarzı benimsememektedir. Kurulu devletlerle çatışmayı, sınırlarla uğraşmayı gündemine almamaktadır. Devletten herhangi bir beklenti içerisine girilmediği gibi dar, sekter, isyancı tarzda reddetmektedir. Bu ilkesel duruş esas alınarak barışçıl duygular beslenmektedir. Fakat konfederal örgüt ağına veya hukukuna herhangi bir saldırı olduğunda meşru savunma temelinde kendini sonuna kadar savunma iddia ve kararlığında olmak durumundadır.

Konfederalizm örgütlenmede önceliği ulusun demokratik unsurlarına vererek, üçüncü alan denilen sivil toplum örgütlerini esas alsa da genel itibariyle onları da aşan toplumun tüm kesimlerini kapsamına alarak ulusal bütünlüğü amaçlar. “Sivil toplum örgütleri, siyasal partiler, dernekler, vakıflar, ekonomik kurum ve kuruluşlar, kadın hareketleri, çevreci-ekolojist hareketler, gençlik hareketleri başta olmak üzere toplumun her alanındaki” örgütlü kesimler konfederal sisteme katılıyorlar. Tüm bu alanlar bir biriyle dayanışma içerisinde olmakla beraber, kendi içlerinde de organizeli çalışırlar.

Konfederal sistemin temel birimi bireydir. Bireyin sistem içerisindeki tanımlaması ise; özgür yurttaşlık olmaktadır. Özgür yurttaşlık sistemin kurmay gücüdür. Bundan ötürü görev ve sorumlulukları vardır. En genel anlamıyla temel hedef birey ve toplum arasında minimum dengeyi sağlayıp, toplumun tüm bireylerini özgür yurttaşlık bilinciyle donatarak cinsler arası eşitsizliği ve ekolojik sorunları gidermeye çalışmak olurken, özelde ise; en küçük yerleşim birimi olan köyden başlayarak en küçük komünü olabilir. Bunun üzerinden organlar ve organizmalar geliştirilir. Bundan böyle “her sokakta yaşayan insanların kendi içinde komünler oluşturması ve bu komünlerin de kendi temsilcileriyle mahalle meclislerine katılması, mahalle meclislerinin seçtikleri aracılığıyla kent meclislerine katılması ve gittikçe kentten bölgeye, bölgeden de tüm ülkeyi kapsayabilecek bir sistemi böyle oturtmak gerekiyor”. Böyle olunca kararlar alttan üste doğru gidebilecektir. Ve herhangi bir konfederal örgütlenmenin alacağı kararda bir köy komününde görüşü olabilecektir. Peki, burada üstten alta doğru gelecek olan nedir? İşlerin koordine edilmesini sağlayacak olan, iş ve rol koordinasyonudur. Dolayısıyla yapılacak olan tüm çalışmalar en alttan en üste kadar piramit de yer alan her kesimin denetiminde açık olabilecektir.

Dört bir yandan gerçekleştirilen saldırı ve yönetimlerin yanı sıra, hukuk tanımayan kitlesel tutuklamalarda neyin amaçlandığı gün gibi ortadayken, halkın öz örgütlülükleri olan komün ve meclislerin örgütlenmesine gitmek, yeniden kurulmasında öncülük etmek dönemin en temel görev ve sorumluluklarından biri olmaktadır. En nitelikli katılımın ölçütü, ne kadar komün kurulduğuyla ölçülmelidir.

HÜSEYİN TUNÇ / Kırıklar F Tipi Cezaevi

Yararlanılan kaynaklar:

Sümer Rahip Devletinden Halk Cumhuriyetine
Bir Halkı Savunmak

Hiç yorum yok: