25 Temmuz 2010 Pazar

'Artist' Başbakan



Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanlış meslek seçtiğine inanlardan biriyim. 'Neden bir tiyatrocu, bir komedyen veya mizahçı değil de, siyasetçi olmayı tercih etti' diye düşündüğüm çok olmuştur.

Gerçekten de Türkiye'de, hatta dünyada bu kadar mükemmel bir biçimde rol yapan başka bir artist var mı acaba?

Sanmıyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan'ı aşan başka bir artist yoktur.

Esas itibarıyla, İtalya'yı yöneten güç olan 'gizli loca'nın lideri olduğu iddia edilen Silvio Berlusconi'yi saymazsak, Başbakan Tayyip Erdoğan'dan daha büyük bir dram, komedya ve mizah ustası olan kimsenin, bir başbakanın olduğunu düşünemiyorum.

Bazen, içerisine girdiği farklı tutum ve davranışlardan, bazen ne dediğini bilmediğinden, bazen de bol keseden atıp tutturamadığından dolayı 'atma be Recep, din kardeşiyiz' desek de, ama esas olarak mesleği ve başarılı olduğu alan 'artistlik' alanıdır.

Tayyip Erdoğan gerçekten de iyi bir dram ve komedya ustasıdır. Erdoğan çok farklı iki artistlik alanında da son derece iyi oynamasını bilen bir başbakandır.

Ne mutlu Türk halkına ki hem güldüren, hem eğlendiren ve hem de ağlatan bir başbakanı vardır. Bu başbakan birkaç dakika içerisinde yüzlerce kılıftan kılıfa ve rolden role girmeyi başaran bir başbakandır. Bir bukalemun ancak bu kadar renkten renge girebilir. Eski Yeşilçam oyuncuları bile bu kadar rol yapamaz, bu kadar kılıktan kılığa giremez.

'Bu kadar da olmaz' dedirtecek kadar dram ve komedi oyunlarının baş oyuncusu Başbakan Tayyip Erdoğan, en son bundan üç gün önce Meclis kürsüsünde bir kez daha ağladı.

Başbakan konuşurken önce boğazı düğümlendi, sonra sesi kesildi, ardından gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başladı.

Başbakan neden mi ağladı?

Başbakan 12 Eylül'de idam edilen Erdal Eren, Nejdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu'nun idam edilmelerini keşfettiği için ağladı.

Evet, Başbakan bundan 30 yıl önce 12 Eylül faşizmi ve bu faşizmin estirdiği terör ile öldürdüğü binlerce insanı keşfetti. Bir keşif edası, bir dramı, bir acıyı, bir vahşeti ilk kez dile getirişinin verdiği duygularla ağlamıştır.

İşte, 'artistlik' dediğimiz olay budur. Sadece 'artistlik' de değil, tam bir pişkinlik, tam bir ikiyüzlülük, tam bir takkeciliktir.

Olamaz, bu kadar rol olamaz, bu kadar yalan, bu kadar 'artistlik' olamaz.

Sanki 12 Eylül vahşetini, Erdal Eren ve Nejdet Adalı'nın acı dolu hikayesini kendisi ilk kez açıklıyor.

Sanki bu iki devrimcinin mektuplarını ilk kez kendisi zarftan çıkartıp okuyor...

Sanki Erdal Eren'in yaşı büyütüldükten sonra idam edilmesi olayını ilk kez kendisi kamuoyuna açıklıyor...

Sanki Diyarbakır zindanında olup bitenleri ilk kez kendisi deşifre ediyor...

Sanki Sakine Ana'nın (Arat) acısını ilk kez kendisi hissetmiş gibi...

Zaten bunun için 'olamaz' diyoruz, bunun için bu kadar yalan ve dolan 'olamaz' diyoruz, bunun için ancak bu kadar 'artistlik' yapılabilir diyoruz...

Oysa tüm bu olay ve yaşanan gerçekleri yapan devletin kendisidir. Üstelik Başbakan'ın son on yıldır üzerinde yemin ettiği anayasasının gereği olarak yapılmıştır. Daha da önemlisi tüm bunları yaşayan Kürt ve Türkiye devrimci hareketleri defalarca dile getirmiştir. Erdal Eren'in 17 yaşındayken idam edildiğini bilmeyen var mı?

Tam on yıldır Başbakan'la görüşmek için çalmadığı kapı bırakmayan Sakine Ana'nın onurlu duruşunu bilmeyen var mı? Başbakan Sakine Ana'yı yeni mi keşif etti.

Hayır, Başbakan bir kez daha timsah gözyaşı döküyor, bir kez daha Kürt ve Türk halkının sahte anayasa paketine 'evet' demesi için duyguları okşamaya çalışıyor.

Bak Başbakan, dün Van'da yeni bir Ceylan öldürüldü. Senden alınan emirle vurulan 16 yaşındaki Canan Saldık'ın kanı h‰l‰ orta yerde duruyor. Bırak Erdal Eren'i, Nejdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu'nu, sen önce 13 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın, Ceylan Önkol'un ve daha dün kışladan açılan ateşle vurulan Canan Saldık'ın katillerini yargının önüne çıkart!

'Kadın da olsa, çocuk da olsa gereğini yapın' diyen sen değil miydin? Ve bu nedenle yüzlerce Kürt çocuğunun o körpecik bedenleri delik deşik edilmedi mi? Bunlara bir itirazın var mı, Başbakan?

Yapma! Kendini komik durumlara sokma!

Ama kendini hangi kılıfa sokarsan sok inancım odur ki Kürt halkı sana asla güvenmeyecek ve REFERANDUMA katılım göstermeyecektir...

fuatkav@hotmail.com

Hiç yorum yok: