18 Haziran 2010 Cuma

Bu Kez Savas Farklı Olacak

Tarihi bir dönemece daha girdik. Aylardır yazıyoruz, çiziyoruz, uyarıyoruz. Hiçbir zaman yapmadığımız gibi alenen dile getiriyoruz. Ancak kararmış yürekler, taşlaşmış vicdanlar, örümceklenmiş beyinler anlamamakta ısrar ediyorlar. Anlamamanın da ötesinde sanki her şey normal seyrinde izliyor havasını özenle vermeye çalışıyorlar. Hiçbir şey normal değil, bu bilinsin.
Bu kez farklı olacak.
Olup-biten birkaç misilleme girişimi, olup biten birkaç eyleme bakıp “bunlar PKK’nin işi değildir” diyorlar. ‘PKK’nin çizgisine uymuyor’ diyorlar. Bugüne kadar savaşa katılmamış Deniz İkmal Komutanlığına bağlı güçleri HPG güçlerinin hedeflemesi bilinenin dışındaymış, vs …
Şimdi de herkes PKK uzmanı oldu. PKK nasıl eylem yapar, nasıl yapmaz, nerede yapar, nerede yapmaz stratejisti oldu. Bilmeyen derki bu yazarçizerler gerillayla birlikte eğitim görmüşler, strateji ve taktik dersi almışlar.
Bunlar saf olanlar, bunlar savaşın gerçeklerini birebir bilmeyenler, bunlar gerçekten anlamaya çalışanlardır. Ancak bir kesimde var ki, özel savaş lobisinin ya elemanları ya da akıl verenleridir. Danışmanları, danışılanları olmak istiyorlar. Bunlar ise kendilerince gördükleri rüyaları yorumlamaya tabii tutarak savaş lobisinin ve şimdilerde onun ayak işlerini yürüten AKP’nin kuyrukçuları, rant yiyicileridir.
Görünen köy kılavuz istemez diye meşhur bir Türk atasözü var. Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır diye başka bir söz daha var. Bir kere madem o kadar akıl veriyorsunuz o zaman söylediklerimizi biraz takip etmenizi salık veririz. Ya da söylediklerinizin doğru olmasını istiyorsanız, kalkın biraz uyanık halde olup biteni izleyin.
Biz aylardır TC devletinin ve onların Adaletsiz Kafirizm Partisi’nin inceltilmiş, inkârcı, imhacı, tasfiye konseptinin beraberinde çok farklı bir süreci geliştireceğini alenen söyledik. Yazdık, çizdik. Sert cevap vereceğimizi de belirttik. Devletin ve iktidarın bu siyasetine karşı sert cevap verme istemlerimizi Önderliğimiz hep frenledi. Önderliğimiz ısrarla barışçıl, diyalog yöntemine bir şans daha vermek için sabırla, inatla ilişki ve muhatap aradı. Ama AKP, Kürt halkına karşı soykırım girişimlerini uluslar arası sahaya taşıdı. Tüm iyi niyet girişimlerimiz suiistimal edildi. Tüm iyi niyet yaklaşımlarımız sulandırıldı. Tüm barışçıl el uzatmalarımızın kırılması için her şeyi yapıldı. Kendimizi sadece savunma pozisyonda tutmamız zayıflık olarak ele alındı, her fırsatta yoldaşlarımız katledilmeye çalışıldı. Halkımıza yapılan vahşet sınır tanımadı. En son genç kızlarımıza el atıldı. Tecavüz devlet katına taşırıldı.
Bunun için artık bu kez farklı olacak diyoruz.
Bu kez savunma savaşımızı kompleleştirerek Türkiye’ye yayacağız. Öncelikli hedefler şehirler olacak. Ordu’ya para kaynağı, teknik sağlayan, akıl veren, ticaret yapan, siyasi ekonomik destek sunan tüm kesimlerin ama tüm kesimlerin hedefleneceği bir süreç olacak bu süreç. Bu kez Kürdistan’da savaş verilmeyecektir. Savaşın esası Türkiye’de verilecektir. Türkiye’de her ne, her kim, her nasıl, her niçin olursa olsun, Kürt halkına ve onun özgürlük hareketine Türk ordusu ve iktidarının yanında Kürdistan’daki savaşa katılıyorsa -bu manevi olur maddi olur- hedef kapsamında olacaktır.
Bu kez farklı olacak derken yukarıda cüzi bir şekilde dile getirdiklerimizin olacağını öngörmek büyük kâhinlik mahareti de gerektirmez. Aylarca söylemlerimize, çağrılarımıza verilen cevap Xaxurke alanımıza onlarca uçakla bomba yağdırma olmuştur. Ve bu saldırılar olurken de sanki bir şey olmamış gibi yürekleri zift tutmuş bir kararmayla ses seda bile doğru dürüst görülmemiştir.
Bu kez gerçekten farklı olacak…
Doğruluk sonsuzluğun güneşidir derler ve nasıl olsa yeniden bir gün doğar misali yeniden doğruların hak ettikleri yerleri bulması ümidiyle…
Kasım Engin

Hiç yorum yok: