19 Mayıs 2010 Çarşamba

Karadeniz: ABD'nin Yeni Ortadoğusu



SSCB’nin yıkılmasından sonra tek süper güç olarak kalan ABD, emperyalist ihtiraslarını gerçekleştirmek üzere 2000 yılından itibaren yeni bölgesel politikalar geliştirdi. Bu politikaları stratejik bölgelerde mutlak söz sahibi olma esasına dayandırdı.


Sanayi ve teknolojideki hızlı gelişme sonucunda, enerjiye duyulan ihtiyaç olağanüstü boyutlara vardı.Hem ABD ve hem de sanayileşmiş ülkelerde kullanılan enerjinin büyük oranda ithal edilen petrol ve doğal gaza dayalı olması onları üretici ülkelere bağımlı hale getirdi. İşte tamda bu noktada,tek süper güç pozisyonunu devam ettirmek isteyen ABD, yeni bir stratejik anlayış geliştirdi.Enerjiyi kontrol eden ülkenin 21 nci yüzyıla hükmedeceği gerçeği.

ABD bu anlayış çerçevesinde, enerji yollarının geçtiği Kuzey Afrika, Kafkasya, Orta Asya ,Hazar havzası,Basra Körfezi,Kızıldeniz,Doğu Akdeniz ve Karadeniz gibi stratejik bölgeleri denetimi altına alarak ‘yeni dünya düzenini’ oluşturmak üzere adımlar attı.Bu adımların en kapsamlısı genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika projesidir(BOP). Bu projenin sınırları Ortadoğu,Türkiye,Kafkasya’dan Asya’nın ortalarına kadar gitmektedir.

ABD’nin yeni politikaları ve stratejik anlayışında Karadeniz havzasının önemi daha da artmıştır.Ortadoğu’nun üzerinde bir şemsiye gibi durmakta olan Karadeniz Hazar havzası ve Orta Asya petrol ve gazının Batı pazarlarına erişiminde etkin bir bölgedir.Ayrıca son senelerde Doğu Karadeniz’de saptanan alternatif enerji hidrojen, bölgenin enerji konusundaki önemini daha da artırmıştır.

Karadeniz Kafkasya’yı doğrudan denetleyebilecek bir konumda olmamasına karşın, Avrupa’daki Rus etkisinin yeniden canlanmasının engellenmesi, Rusya’nın stratejik konumunun daha da kısıtlanması ve ABD elebaşılığındaki emperyalizmin enerji güvenliğinin sağlanmasında önemli bir işlev görecektir. ABD bu üç hedefe ulaşabilmek için NATO’nun genişleme stratejisini kullanarak Karadeniz’de caydırıcı bir askeri güç konuşlandırmakta kararlıdır. Stratejik denklem içerisinde Karadeniz’in rolü ABD açısından olağanüstü artmıştır. Karadeniz 21 inci yüzyıl stratejik denklemi içerisinde ciddiye alınması gereken yeni bir odak olarak ortaya çıkmıştır.



Karadeniz fotoğraf Black Sea photo picture



ABD, Karadeniz denkleminde rol alabilmek üzere 2003 Eylül’ünde Bulgaristan ve Romanya ile bir dizi anlaşmalar yaparak üsler konusunda kolaylıklar sağladı.Yine ‘renkli devrim’leri Ukrayna,Gürcistan gibi Karadeniz ülkelerinde başlattı.Buna ilaveten 2005 senesinde Doğu Akdeniz’de NATO bünyesinde oluşturulan AKTİF ÇABA (Active Endevaur) operasyonu görev alanının Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesi için bölge ülkelerini görüşmeye davet ederek ikinci adımı attı.Karadeniz’in doğrudan kontrol altına alınması ABD’ye,Ukrayna ile ilişkinin perçinlenmesi,Gürcistan’daki Abhazya ve Osetya sorunlarına müdahil olma şansını vermesi, Azerbaycan ile ilişkisini güçlendirmesi, Ermenistan’daki etkinliğini artırması,Hazar havzası ve Orta Asya’daki hareketliliğini kolaylaştırması,bu bölgedeki doğal enerji kaynakları üzerinde kontrol sağlaması,Rusya’nın etkinliğinin kırılması olanağını yaratacaktır.ABD,Irak’a yapacağı müdahaleden önce Trabzon limanında üs kolaylığı isterken de esas olarak bu amacı gütmüştür.

ABD’nin bu girişimini Karadeniz’de kıyısı olan Bulgaristan, Romanya, Ukrayna ve Gürcistan desteklerken Rusya ve Türkiye karşı çıkmıştır. Rusya yumuşak karnı olarak gördüğü Kafkasya’da ABD’nin etkili konuma gelerek egemenliğinin Güney’den daha da sınırlanmasına engel olmaya çalışırken Türkiye, Montrö boğazlar sözleşmesinin ihlali anlamına geleceği ve dolayısıyla boğazlardaki egemenliğinin tartışılacağı kaygısını taşımaktadır.

ABD,2006 senesi Mayıs ayında aniden aktif çaba operasyonu görev alanının Karadeniz’i de kapsayacak şekilde genişletilmesi önerisinden vazgeçtiğini açıkladı. Bunda hiç şüphesiz Irak bataklığında içinden çıkılmaz durumda olması ve daha da önemlisi İran ile olan gerginliğin rolü oldu. ABD, İran sorununda Rusya ve Türkiye’nin etkin şekilde rol alabileceği düşüncesindedir.Keza Türkiye üzerinden Kazak petrolünün Avrupa’ya iletilmesi projesi de etmen olmuştur.Ancak konuya küresel açıdan ve emperyalist ihtiraslar penceresinden yaklaştığımızda geçici geri çekilme olduğu açıktır.Koşullar olgunlaştığında,Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliği gerçekleştiğinde Karadeniz için aktif çaba operasyonu projesinin doğrudan veya ‘küresel NATO’ adı altında tekrar gündeme getirilmesi beklenmelidir.Tabiidir ki Karadeniz konuşulurken Montrö rejiminin revize edilmesi de masaya yatırılacaktır.



ABD’nin Karadeniz’de yükselen askeri varlığı Boğazlardan geçişin önemini artırmış olup ortamı ısıtmaktadır. ABD Karadeniz’in kilidinin Boğazlar olduğunun farkındadır ve bir kez o bölgeye sokulursa çıkarmak mümkün olmayacaktır.


Ahmet HACALOĞLU              www.karalahana.net 

Hiç yorum yok: