20 Mayıs 2010 Perşembe

BDP'li Belediyeler-1

Kazansak da kaybetsek de Yolumuz cezaevi olacak

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir bir anektod aktardı. Baydemir, seçim çalışmalarından bitap düşmüş il yöneticileriyle sohbet ederken bir yönetici, 'Bavullarımızı hazırlayalım. Kazanırsak tatile gideriz, kaybedersek bu kenti terk ederiz' demiş. Baydemir de 'doğru' diye yanıtlamış ve eklemiş: 'Her durumda bavullarımız hazır olsun, kazansak da kaybetsek de yolumuz cezaevi olacak. '

ORADA BİR ŞEYLER OLUYOR

29 Mart yerel seçimlerinin birinci yılında BDP'li belediyeler...

Sınır boylarında demokratik siyaset

29 Mart Yerel Seçimleri'nin üzerinden henüz 15 gün geçmişti. Diyarbakır Adliyesi'nde 14 Nisan operasyonuyla gözaltına alınan arkadaşlarımızın savcılığa getirilmesini beklerken, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir bir anektod aktardı. Baydemir, seçim çalışmalarından bitap düşmüş il yöneticileriyle sohbet ederken bir yönetici 'bavullarımızı hazırlayalım' demiş. 'Kazanırsak tatile gideriz, kaybedersek bu kenti terk ederiz'. Baydemir de 'doğru' diye yanıtlamış: 'Her durumda bavullarımız hazır olsun, kazansak da kaybetsek de yolumuz cezaevi olacak. '

Elbette Baydemir'in bu öngörüsü, parti çalışanlarının, belediye başkanlarının cezaevine gitmeleri için hukuki bir neden olmasından değil, Kürt siyasetine yönelik tasfiye politikalarının yürürlükte olmasındandı. Baydemir biliyordu ki, DTP seçimlerden zayıflayarak çıktığında devlet güçleri açısından moralsiz ve güçsüz bir partiyi daha da güçsüzleştirmek çok kolay olacaktı. Güçlenerek çıktığında da buna neden olan kadroları etkisizleştirmek 'yılanın başını ezmek' gerekecekti. Bunun için yurtiçi ve yurtdışı güçler dizayn edilmeye çalışılıyordu.

TRT 6'nın açılışından, Silopi'de kemiklerin bulunmasından ve 2. Ergenekon iddianamesinin açıklanmasından hemen sonra, Obama'nın gelişinden, Hewler'de yapılması planlanan Kürt Konferansı'ndan hemen önce, sandıklara atılan oylar tüm planları boşa çıkarttı. Politik süreci en iyi Kürt seçmen okudu ve en iyi yanıtı da o verdi.

BİR BAŞARI PANORAMASI

Kürt seçmenin böyle bir yanıt vereceğini bekliyorduk. 29 Mart Yerel Seçimleri'nde, Günlük'e seçim izlenimleri yazmak üzere Veysi Sarısözen'le birlikte Bölge'de uzunca bir süre dolaştık. Pekçok ilin seçim kampanyasını izleme, sokağın nabzını tutma fırsatı bulduğumuzdan, DTP'nin hem oyunu, hem belediye sayısını arttıracağını fark etmiştik. Ama oy oranları tahminimizin de üzerindeydi.

Tahminimizin de üzerindeydi diyorum, çünkü bu defa seçim eskisine göre daha zordu. Geçen yerel seçimlerde 4-5 hatta 6-7 parti arasında dağılan oylar bu kez asıl olarak iki parti tarafından paylaşılacaktı.

Seçim, halk desteğinden başka hiçbir şeyi olmayan DTP ile valisiyle, garnizonuyla, dağıtılan para, erzak, beyaz eşyasıyla, medyasıyla, hükümet olmanın ve devletin imkanlarını kullanmanın avantajlarıyla donanmış AKP arasında geçiyordu.

Burada CHP yoktu. MHP yoktu. Hatta Saadet Partisi'nin tabanı bile kimi illerde son anda AKP'ye destek vermişti.

Buna rağmen DTP büyük bir başarı sağladı. Belediye sayısını ikiye katladı. Iğdır, Tatvan gibi ilk kez belediye başkanlığını aldığı il ve ilçelerin yanı sıra bir dönem arayla Siirt ve Van'da belediye başkanlığını kazanması bizi değil ama pekçok çevreyi şaşırttı. DTP, Ağrı, Muş, Mardin gibi belediye başkanlığını kağıt üzerinde kaybettiği illerde de 1. parti olduğu için il genel meclislerinde çoğunluk oldu.

Aldığı oy oranları itibariyle Türkiye birincisi, ikincisi ve üçüncüsü DTP'li belediyeler oldu. İşte hem politik sonuçları, hem de Bölge'de BDP'nin yerel yönetimler anlayışının daha yaygın bir şekilde hayata geçmesi açısından büyük bir öneme sahip olan 29 Mart Yerel Seçimleri'nin yıldönümünde, BDP'li belediyeler kendisini anlatıyor.

IĞDIR BELEDİYE BAŞKANVEKİLİ HÜSEYİN MALK:

85 yıl sonra ilk kez Iğdır'da huzur sağlandı

  • Iğdır'da ilk kez BDP geleneğinden bir parti belediye başkanlığını kazandı. Bu nasıl başarıldı?

    Iğdır 76 bin nüfuslu bir il. Iğdır'ın nüfusunun yarısı, Azeri yarısı Kürttür. 85 yıldır Kürtler Iğdır'da yerelde iktidar olamamışlardı. Çünkü tekçil bir yönetim altında yönetiliyorlardı. 29 Mart 2009 seçimlerinde Kürtler AKP ve MHP'ye karşı tüm güçlerini birleştirerek yerelde iktidar olmayı başardılar.



  • BDP'nin belediye başkanlığını kazanması Iğdır'da yaşayan diğer halklarla Kürtler arasında bir yaklaşmaya neden oldu mu?

    Iğdır'da BDP seçimleri ilk kazandığında Kürtler'de sevinç, Azeriler'de ise büyük bir üzüntü ve yıkım vardı. Iğdır'da röportaja gelen Azeri televizyonları Iğdır'da yaşayan Azeri halka 'Iğdır'dan kaç Azeri aile göç etti' şeklinde provoke edici sözler söyleniyordu. Fakat durum hiç de öyle olmadı. Hiçbir Azeri evi göç etmedi. Iğdır'da demokratik, adaletli bir yönetim anlayışı ile ilk defa BDP yönetimi döneminde huzur ortamı sağlandı. Iğdır'da tabular yıkıldı. Kürtler ve Azeriler daha da kaynaştı. Halklar arası herhangi bir sorun yok. Sorun sistemde ve 85 yıldır Iğdır'ı yöneten tekçil anlayıştadır.



  • Diğer halklar sizin hizmetlerinizden memnun mu?

    Iğdır'da yaşayan Azeriler ve diğer halklar belediye hizmetlerinden memnun. 1 yıllık bir hizmet döneminde önemli bir hizmet atağı söz konusu.Yaptığımız anketler ve aldığımız duyumlar, belediyemizin hizmetlerinden halkların memnun olduğudur.



  • Bir yıl içinde neler yaptınız, önümüzdeki hedefleriniz neler?

    Iğdır'ın en büyük sorunlarının başında alt yapı sorunu geliyor. Belediyemiz yönetime geldiği günden bugüne içme suyu, kanalizasyon ve asfaltlanmamış yol sorununu büyük oranda çözdü. Katı atık depolama tesisi çalışması başladı. Atıl duran üretim tesisleri üretime başladı. Ekolojik koruma, yeşil alanları çoğaltma, hava kirliliğini önleme çalışmaları başladı. Ulaşım kolaylaştırıldı. Belediyemiz kültürel ve sosyal alanda da birçok faaliyete imza attı. Kısacası Iğdır'da yaşam kalıtesini yükseltiyoruz. En önemlisi de bütün bu çalışmalarla ilgili kararların alınmasına halk katıldı. Kararlara katılmanın ötesinde emeğiyle de katıldı. Çarşının düzenlenmesine çarşı esnafı bizzat emeğiyle katkı sundu.



  • BDP Iğdır'da seçim kazandığında Cemil Çiçek 'Ermenistan sınırına dayandılar' demişti, belediye başkanızın tutuklanmasıyla bu söz arasında bir bağ var mı?

    Iğdır 3 ülkeye sınır bir il. Ermenistan, Nahçıvan ve İran'a sınır olan Iğdır ili, seçimler sonrasında Cemil Çiçek'in provokatif açıklamalarıyla gerildi. AKP hükümeti Iğdır'daki seçim başarımızı hazmedemedi. Iğdır'ın 85 yıl sonra gelen zaferine karşılık belediye başkanımız hukuksuz bir şekilde tutuklandı.

    ŞIRNAK BELEDİYE BAŞKANI RAMAZAN UYSAL:

    İlimizde cumhuriyet tarihinin pekçok ilki yaşanıyor

    Bir çocuk parkı için 80 yıl beklediler. Tarihinde ilk çocuk parkını gördü Şırnak. Ve ilk kültür merkezini. İlk kez bir belediye başkanı halkla toplantı yapıyor. Savaşın en çok tahrip ettiği şehirlerden biri Şırnak. Ama yaralarını sarıyor.



  • Şırnak'ın geçmişi ağır zorluklarla dolu, sosyal ve kültürel açıdan ağır darbe almış bir ilde, yerel yönetici olarak sosyal ve kültürel açıdan neler yaptınız?

    Gerçekten de Şırnak'ın geçmişi ağır zorluklarla dolu. 1990 yılında hükümet tarafından il yapılmış bir köykent Şırnak. 1992 yılı 18 Ağustos'unda 72 saatlik bir silahlı taramadan sonra boşaltılmak zorunda bırakılan bir kent Şırnak. Bir önceki dönemde yapılan seçimlerden sonra DTP'nin belediyeyi almasıyla beraber sosyal ve kültürel açıdan belediyemizin altyapısı oluşturuldu. İlimizde ilk kez bir kültür merkezi, belediyemizin alt katında hizmet vermeye başladı. Yakın bir sürede açmak üzere kültür merkezine ait bir binanın yapımı için de çalışmalarımız devam ediyor. İlimizde ilk kez dengbejler divanı, çocuk korosu ve tiyatro çalışmaları yapıldı. Her üç ayda bir Kürtçe tiyatro gösterileri ve dengbejler divanı yapılıyor. İlimizde ilk kez geçmiş dönemde bir ve şimdiki dönemde de üç adet çocuk parkı yapıldı. Üniversite sınavına girecek olan gençler için sınav öncesi moral konserleri düzenliyoruz. Kısacası ilimizde Cumhuriyet tarihinin pekçok ilki yaşanıyor.



  • Önüzdeki dönemde neler yapmayı planlıyorsunuz?

    Avrupa Birliği hibe kaynakları çerçevesinde kadın ve çocuklara yönelik eğitim ve kaynak sağlanması için 2 proje başvurumuz var, sonuçlarını bekliyoruz. Kültür binamızın yapılması ile birlikte Kürtçe okuma yazma kursları, tiyatro, saz, gitar, halk oyunları ve kadınlara yönelik eğitici kursları açmayı hedefliyoruz. Sosyal açıdan büyük darbeler yemiş olan kentimizin bireylerine yönelik rehabilitasyon seminerleri düzenlemeyi düşünüyoruz. Kurumumuzun imkâları el verdikçe bu tür etkinlikleri çoğaltmak için elimizden gelen her türlü desteği sağlayacağız.



  • BDP'nin halkla birlikte karar alma prensibini uygulayabiliyor musunuz?

    Belediye olarak partimizin prensipleri doğrultusunda her hafta ilimizin değişik mahallelerinde yapılan mahalle toplantılarına bizzat katılıyor, hem sorunlarımızı paylaşıyor hem de halkla birlikte varsa mahalledeki öncelikli sorunları çözmeye çalışıyoruz. Ayrıca bu toplantılarda belediyemizin mali durumu ve yapabilecekleri ile halkın belediyelerine karşı olan sorumlulukları hakkında genel bilgilendirmeleri yapıyoruz. Bunun yanında halkımızın eleştiri ve önerilerini alıp, birlikte çözüm üretiyoruz. Gerek görüldüğünde veya işgücü bakımından eksik kaldığımız durumlarda halkımız su hattı, kanalizasyon hattı ve yol çalışmalarımızda bize her türlü işgücü desteğini sağıyor. Her üç ayda bir belediyemizin toplantı salonunda halk toplantıları düzenliyoruz. Bu toplantılara başta halkımız, kurum amirleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ve mahalle muhtarlarını da davet ediyoruz. Bu toplantılarda belediyemizin 3 aylık periyotlarda yaptığı işler, mali durum ve mahalle toplantılarında öne çıkan konu ve önerilerin çözümü hakkında görüntülü, yazılı ve sözlü bilgilendirmeler yapılıyor. Toplantı sonunda ilimizin sorun ve çözümleri hakkında sohbetler yapılıyor. Biz bugüne kadar olan çalışmalarımız da hep halkımızla birlikte kararlar aldık, bugünden sonra da aynı şekilde elele vererek hizmetlerimizi devam ettireceğiz.



  • 29 Mart Yerel seçimlerinde DTP/BDP'nin başarısını neye bağlıyorsunuz?

    Başarımızın sırrını öncelikle 1980'li yıllardan beri halkımızın mazlumane demokratik mücadele ve direnişine bağlıyorum. 20 yıllık siyasi geçmişimize bakıldığında ülkemizde yaşanan sorunlardan hiçbir zaman tek bir ferdimiz nemalanmamış ve nemalanmayacaktır da. Ülkemizde yaşanan çatışmalı ortamda sürekli barış çağrılarımız, barış çabalarımız ve barış mücadelemiz ne yazık ki bugüne kadar anlamlı bir karşılık bulmamıştır. Ama kulaklarını bugüne kadar tıkayanlar anlayana kadar devam edecektir. Kürtlerin köylerini yakarak, insanlarını zindana doldurarak ve kelle avcılarına öldürterek yok edeceğini anlamayan zihniyetin başarısızlığı bizim başarımız olmuştur. Halkımız; bu güne kadar diline, kültürüne, işine, ekmeğine onuruna değer vermeyen kim olursa olsun kendisine değer vermemiştir, vermeyecektir de.

    Hazırlayan: Filiz KOÇALİ



  • Hiç yorum yok: