10 Nisan 2010 Cumartesi

Türk-Rus Krizi “Karadullar”

Rus gizli servisi bu eylemci gurup hakkında bu kadar bilgiye sahip iken neden harekete geçmekte bu kadar geç kaldı veya neden harekete geçmedi?

Mart ayının son günlerinde Moskova metroları iki ayrı intihar saldırısı ile sarsıldı. istihbarat karargahının hemen yakınında bulunan metro istasyonu diğer bir istasyonla birlikte Kafkasya’nın “Karadulları”nın saldırısına uğradı. İntihar saldırılarında 39 kişi hayatını kaybederken yüzden fazla kişi de yaralandı. Saldırılardan kısa bir süre sonra 'Kafkas Emiri' olarak anılan Doku Umarov, Moskova'daki metro istasyonlarında düzenlenen intihar saldırılarının sorumluluğunu üstlendi. Umarov, Moskova metrosu saldırılarını şahsen emrettiğini ve Rusya'ya yönelik saldırıların devam edeceğini söyledi. İlk bakışta hemen her kesin tahmin ettiği gibi saldırıları çeçen direnişçiler gerçekleştirdi, ama asıl soru olayın ayrıntılarıyla ilgiliydi.

Rus ordusunun Çeçenistan da yürüttüğü operasyonlar sonucu direnişçi gurupların başka bir dış gücün maddi ve manevi desteği olmadan kendi alanlarında yürüttükleri gerilla savaşı dışında, benzer saldırıları yapabilecek militanlarını eğitmesi ve bunları yaşanan son olaylarda olduğu gibi bir eylem gücüne ulaştırması imkânsız olarak görüldüğünden olacak ki, olaya nasıl bakacağını bilenlerin, bu eylemcileri destekleyen dış güçlerin kimliği sorusu önemli sorulardan biri oldu.

Moskova Labirentleri
Görenler oradaki yoğunluğu ve karışıklığı tarif etmenin ne kadar zor olduğunu bilirler, görmeyenler için kısaca tarif etmeye çalışırsak; Moskova metroları kentin yerlilerinin bile gitmek istediği yer için hatlarını farklı renklerle gösteren özel haritaları kullanmak zorunda kaldığı bir yeraltı labirenti gibidir. Her biri mermer sütunlar, sembolik heykeller, mozaik tablolar veya modern tasarımlarla süslenen bu metrolar, esir alınmış Alman askerleri tarafından kol gücüyle kazılan tünellerdir. Bu metroda her gün milyonlarca insan yolculuk ediyor.

Saldırıların politik faillerine yönelik tartışmalarda örgütlerin yanı sıra bazı devletlerin ismi de geçiyor. Eylemlerin Rus güvenlik güçleri tarafından öldürülen Kafkasya savaşının ideolojik önderlerinden (Said Buryatski) Aleksandr Tixomirov’un intikamına yönelik olduğu yaygın bir kanat olarak öne çıkıyor. Dış istihbarat servislerinin destekleri sorgulanırken, Bu konuda Rusya’nın sabıkalılar listesinde sicili kabarık olanlar Türkiye ve Gürcistan’da yer alıyor.

Karadullar İntikam Örgütü
“Karadullar” Kafkasya’da İslami örgütleri adına intihar saldırıları düzenleyen kadınlara verilen isim. Aslında böyle bir örgüt yok ancak 1990’larda büyük kentlere yönelik intihar saldırılarında yer alan kadınlara bu isim takıldı. Bu kadınlara “Karadul” denmesi Rus-Çeçen savaşlarında babalarını, kocalarını yâda diğer aile fertlerini kaybettikleri için tepeden tırnağa kara giymelerinden kaynaklanıyor. ‘Karadullar’ son iki yılda bulundukları alanlarda önemli saldırılar gerçekleştirdiler. Yakın zamanda Kafkasya’daki eylemlerinin yanı sıra 2002’de Moskova operasında 800 kişinin rehin alınması ve 2004’te Beslan’daki okul eyleminde isimleri geçmişti.

Karadullar Türkiye’de Eğitildi
Saldırılardan kısa bir süre sonra eylemcilerin Türkiye de eğitim gördüğü Mart ayı başında İnguşetya'da Rus askerler tarafından öldürülen 'Buratyalı Said' takma isimli Aleksandr Tixomirov'un, öldürülmeden önceki itiraflarında Türkiye deki medreselere intihar komandosu olarak eğitilmesi için 30’dan fazla çeçen ve inguş kadın gönderdiğini söylemiş ve Rus istihbarat servisi bu kadınlardan 9’unun şimdiye kadar eylemlerde ve operasyonlarda öldürüldüğünü kabul etmişti.

Bu açıklamalardan, Rus gizli servisinin eğitim görmek için Türkiye ye giden 30 kadından haberdar olduğu ve bunlardan eğitimini bitirip geri dönenlerin sayısını ve yer aldıkları eylemleri bildikleri sonucu çıkmaktadır. Şimdi sorulması gereken soru, Rus gizli servisi bu eylemci gurup hakkında bu kadar bilgiye sahip iken neden harekete geçmekte bu kadar geç kaldı veya neden harekete geçmedi?

Türk-Rus Gizli Anlaşması sona mı erdi?
Bilindiği gibi geçtiğimiz yıllarda Rusya ve Türkiye devletleri arasında, Türkiye’deki Çeçen direnişçilerin ve özellikle üst düzey sorumlularının yakalanıp Rusya’ya teslim edilmesi konusunda gizli bir anlaşmaya varılmıştı. Bu doğrultuda bazı üst düzey çeçen direnişçileri yakalanıp Rus devletine teslim edildiler. Ayrıca Rus devletinin teslim almak istemediği bazı üst düzey direnişçilerde faili Rus istihbarat servisi olarak basın yayın organlarında ilan edilen bazı suikastlar sonucu öldürüldüler. Mevcut durumda görünen o ki bu anlaşmada ya bazı değişiklikler yaşanmış ya da taraflardan biri üzerine düşen sorumlulukları artık yerine getirmiyor.

Bu olayın bilinen yönlerinin elbette ki basına açıklanan kadarı olmadığı gibi önümüzdeki ay gerçekleşecek olan Rusya Devlet başkanı Medvedev’in Türkiye gezisi sonrası henüz bilinmeyen diğer kısımlarının da netleşeceği tahminini yapmak fazla zor değil.


Mehmet Şahin

Hiç yorum yok: