20 Nisan 2010 Salı

Kurt: Sporda ırkçı saldırıları özel bir birim yürütüyor

İSTANBUL (DİHA) - DİSK'e bağlı Spor Sen Başkanı ve eski futbolcu Metin Kurt, Diyarbakırspor'a saldırıyla başlayan sporda ırkçı saldırıların 12 Eylül sonrası MGK güdümünde kurulan özel bir birimin yürüttüğü çalışmanın sonucu olduğunu söyledi. Kurt, şike iddialarını ise bir ülkenin siyasi-ekonomik yapısının spora yansımasının doğal bir sonucu olarak değerlendirerek, "Metalaşmış spor sistemi var oldukça temiz ve güzel oyun mümkün değildir" dedi.

Türkiye'de spor denildiğinde ilk akla gelen, oyun olan futbol son dönemlerde, milliyetçi şiddet ve şike iddialarıyla çalkalanıyor. Diyarbakırspor-Bursaspor maçında 'PKK dışarı" sloganlarının ardından Diyarbakır'da oynanan maçın rövanşından Diyarbakırspor taraftarlarının tepkisi maçı iptal ettirmişti. Diyarbakır-Bursa çekişmesiyle başlayan olaylar futbolda eskiden beri var olan şiddetin son dönemlerde biçim değiştirerek, ırkçı bir hal alması açısından önemli bir veri oldu. Futbolda ırkçı saldırıların tartışıldığı bir dönemde bu defa "şike" iddiaları gündeme geldi ve eski futbolcuların aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı, 30'a yakın kişi de tutuklandı. Devasa bir sektör olan sporun içinde emekleri çoğu zaman görünmez olan sporcuların örgütlenmesini sağlamak için geçtiğimiz aylarda aralarında eski futbolcular ve sporcuların bulunduğu bir grup tarafından Türkiye'de ilk defa DİSK'e bağlı Spor Emekçileri Sendikası (Spor Sen) kuruldu. Spor Sen Genel Başkanı eski milli futbolcu Metin Kurt, sporda yükselen ırkçı şiddet ve şike iddialarını DİHA'ya değerlendirdi.

'Diyarbakırspor olayı 12 Eylül faşist darbesinin spor politikasının bir ürünüdür'

Bursa'da taraftarların ''PKK dışarı" tezahüratıyla başlayan ve Diyarbakır'da taraftarların buna karşı tepkilerinin sonucunda maçın iptaline kadar giden olayları değerlendiren Kurt, yaşanlarının sebebini 12 Eylül darbesinin dayattığı spor politikalarının bir ürünü olduğunu söyledi. Kurt, "12 Eylül faşistleri özellikle Kürt yurttaşlarımızın yoğun olduğu yerlerde bazı spor politikaları uygulamaya koymuşlardır. Milli Güvenlik Kurulu (MGK) özel kararlarıyla özel ligler özel spor konseyleri oluşturuldu. Bazı takımlar yöre gençlerini politika dışında tutmak ve mücadele ortamından uzak tutmak için kurulmuştu" diye konuştu. Diyarbakırspor'a saldırıyla başlayan sporda ırkçı saldırıların 12 Eylül sonrası MGK güdümünde kurulan özel bir birimin yürüttüğü çalışmanın sonucu olduğunun altını çizen Kurt, Diyarbakırspor taraftarlarının Denizlispor yenilgisinden sonra olağanüstü güzel bir davranışta bulunduğunu ve oyuna gelmediklerini belirtti. Diyarbakır'da yaşanan olayları da eleştiren Kurt, Diyarbakırspor taraftarlarının haklı tepkisi olmasına rağmen bu tepkinin gereken yere değil, yanlış yöne kanalize edildiğini savundu.

'Spor arsada temiz borsada kirlidir'

"Spor arsada temiz ve güzel, borsada ise kirli ve çirkindir" diyerek ayrımcı, ırkçı ve şikelerle dolu spor anlayışına tepki gösteren Kurt, burjuva rekabet ideolojisinin sporu metalaştırdığını ve sporcularında bunun bir parçası haline getirildiğini kaydetti. Türkiye' de bu güne kadar sporun hep yanlış algılandığına ve sporda hep sonuçların tartışıldığına dikkat çeken Kurt, "Kitleler şu anda yanlış bir algı içindedir. Spor ve sporcu anlayışı Türkiye'de gerçek anlamıyla oturtulmuş değil. Spor denilince akla devasa bir sektör geliyor. Bu devasa sektörde sporcunun tanımı bile yok. Sporcu nedir? Kimdir? Patronu kimdir? Bunlar asla sorulmamıştır. Sadece 'Ahmet golü attı mı? Atmadı mı? Bu faul müydü değil miydi?' Gibi sorular konuşuldu. Yani sporda sadece sonuçlar tartışılıyor sporun kendisi değil. Ve böylesi bir spor batakhanesi oluşturulmuş durumda. Spor arsada temiz ve güzeldir, oysa borsada kirli ve çirkindir. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de spor finans kapitalin oyunudur" şeklinde konuştu.

'Temiz oyun güzel oyun bu sitem var oldukça mümkün değildir'

Şike iddialarını bir ülkenin siyasi-ekonomik yapısının spora yansımasının doğal bir sonucu olarak değerlendiren Kurt, ortaya çıkan şike iddialarının buz dağının görünen yüzü olduğunu ve sistemin spor anlayışını doğal bir sonucu olduğunu aktardı. Şikenin, kulüplerin en tepesinden sporcuya kadar bir ağın olduğunu ama en son sorumlunun ise sporcu olduğunu belirten Kurt, "Şike rüşvetin spordaki adıdır. Bir ülkede rüşvet varsa sporda da şike vardır" diye belirtti. Sporun şike ve şiddetten birkaç sporcunu tutuklanmasıyla temizlenemeyeceğini söyleyen Kurt, "Finans kapitalin sporu şike doping şiddet mafya küfür kumar demektir. Metalaşmış spor sistemi var oldukça temiz ve güzel oyun mümkün değildir" dedi.

'Atılan her gol emekçinin kalesine giriyor'

Sporcuların durduğu yeri bilerek örgütlenmesinin sorunlarının çözümünün en büyük anahtarı olduğuna da dikkat çeken Kurt, "Spordaki karanlık odakların aydınlatılmasının tek yolu, sporcuların örgütlü mücadelesidir. Bugüne kadar atılan gollerin hepsinin emekçilerin kalesine girdi. Sporcuların örgütlülüğü sağlandığı takdirde ise goller, sporu metalaştıran burjuvazinin kalesine geri dönecektir" diye kaydetti.
ÇAĞDAŞ KAPLAN

Hiç yorum yok: