19 Mart 2010 Cuma

Taş Atan Çocuklar:"İçeride Islah Olmadık Daha Çok Öfkelendik''...


Gösterilerde polise taş atmakla gündeme gelen ve özel yetkili mahkemelerin verdiği ağır cezalar nedeniyle Diyarbakır'da cezaeviyle tanışan 'Siyasi suçlu' çocuklarla, cezaevi yaşamlarını ve hayata nasıl baktıklarını konuştuk. Tahliye olan ve cezası Yargıtay'da bekleyen çocukların gözü ve kulağı, bugün TBMM Adalet Komisyonu'nda ele alınacak 'taş atan çocuklar tasarısı'nda. Yeniden cezaevi korkusu yaşayan çocuklar, iktidar ve muhalefetin el ele vererek, yasada reform yapmasını istiyor.

Daha çok öfkelendim

Ahmet ve Cıvan Boltan kardeşler, 20 Ekim 2008 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'a gelişi sırasında el ele yolda yürürken gözaltına alınmışlar. 6 ay tutuklu kaldıktan sonra salıverilen ve hakkında 23 yıl hapis istemiyle dava açılan Cıvan Boltan, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "31 çocukla aynı koğuşta kalıyorduk. Ben ıslah yerine daha çok öfkelendim. Hakkımızda bu kadar çok ceza istemeleri sinirime dokunuyor. Bazen düşünüyorum Batı’da böyle bir şey yok. Peki Doğu'da niye var. Acaba Kürt olduğumuzdan mıdır? Cezaevinden çıktıktan sonra yeşil kartımız da iptal edildi. Okulu da bırakmak zorunda kaldım. Farklı gözle baktıkları için okutmadılar ve okuyamadım...

Devletten uzaklaşıyorum

Cıvan'dan bir yaş büyük ağabeyi Ahmet Boltan (19) da cezaevinde kısa bir süre kaldıktan sonra tahliye edilmiş. Tutuksuz yargılandığı davadan 11.5 yıl hapis cezası alan Ahmet'in dosyası da Yargıtay'da. Kardeşiyle internet kafeye giderken polis tarafından gözaltına alınıp, cezaevine giriş sürecini anlatan Ahmet, "Ajanlık teklif ettiler. Taş atmadığım halde bana ceza verilmesine çok öfkeliyim. Devletten uzaklaşıyorum. Sicilimiz bozularak bizi farklı eğilimlere mi sokmak istiyorlar. Şimdi benim gibi binlerce çocuk var. Acaba Kürt olduğumuz için mi böyle yapılıyor diye düşünmeden edemiyorum''

Avukat olmaya karar verdim

DTP'nin organize ettiği bir basın açıklaması sırasında gözaltına alınan ve 15 yaşındayken yedi yıl hapis cezasına çarptırılan Hebun Hakan Akkaya'nın gözü ve kulağı bugün Adalet Komisyonu'nda olacak. Hebun, gözaltı ve cezaevi süreçlerini anlatırken o günlere dönüyor: "Vura vura gözaltına aldılar. Üç gün Çocuk Şube'de kaldık. Geceleri gürültü çıkararak uyutmuyorlardı. Tuvalete gitmek için kameralara el sallayın diyorlardı... Şöyle düşünün bir taş attınız. Bu taş da meçhul. Ama bunun için 23 yıl ile yargılanıyorsunuz ve yedi yıl ceza veriliyor. Küçük bir taş için. Kime zarar verdiği bile meçhul. Zarar verse bile cezası bu kadar ağır olmamalı. Hukuk sisteminde bu böyle olmamalı. Cezaevine girince avukat olmaya karar verdim. Bir tepki olarak gördüm bunu. Burada bir yanlışlık var düzeltilmesi gerekir diye. Ben öfkemi tepkimi böyle dile getirmek istiyorum. Ama herkes de benim gibi düşünmeyebilir. Bu da bir tehlike...."

Örgütü iddianameden tanıdım

Lokantada garsonluk yaparken gözaltına alınan 15 yaşındaki Ali Niçan, yargılama sonucu yedi yıl hapis cezası aldı. Dosyası Yargıtay'da olan Ali, PKK'yı, cezaevinde kendisine gönderilen iddianame ile tanıdığını söylüyor: "7 yıl cezayı düşününce psikolojim bozuluyor. Taş atmanın cezası bu olur mu? Aklım ermiyor. Ben örgüt nedir bilmiyordum. Cezaevine girince gönderilen iddianame ile örgütü tanıdım."

Hayalim okula devam etmek

Geçen 15 Şubat’ta tutuklanan ve hakkında 19,5 ila 44,5 yıl hapis istemiyle dava açılan Kendal Adıgüzel (17), geçen ay tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Evi tıka basa arkadaş ziyaretçileriyle dolup taşan Kendal'ın cezaevinden çıkmasının mutluluğu gülümsemesiyle yüzüne yansıyor. "Gözaltında dayak vardı. Cezaevine girince aynı muamele olur mu diye endişe ediyordum" diyen Kendal'ın en büyük hayali, yarım kalan okuluna devam etmek. Kendal, yaşadıklarına isyanını dile getirirken, "Polislerin hakaret ve dayağına maruz kaldığım için şimdi sokakta polis görsem tepkili oluyorum" diyor.


Hiç yorum yok: