27 Mart 2010 Cumartesi

Medya coğrafyası ve Kürdler

İlgimizi Kürdistan’ın doğusuna; Tacikler, Paştolar, Balloçlar, Farslar, Azeriler, Ermeniler ve diğerlerinin yerleşik olduğu Med coğrafyasına çevirmeliyiz. Kürdistan’ın tarih sahnesine çıkışı bu Med topluluklarını da derinden etkilemektedir.


MEDYA COĞRAFYASI VE KÜRDLER
Medya veya Aryen coğrafyası kuzeydoğusunda Tacikistan’la başlayan, Wazırileri ve Paştoları ekleyip güneydoğusunda Balloçlarla doğu sınırını bitiren, Hazaralar, Farslar, Azeriler, derken batısını biz Kürdlerin oluşturduğu ve hemen neredeyse eski Medya İmparatorluğu topraklarını içeren bir kültürel coğrafya. Amerika Ortadoğu’da değil bu bölgede faaliyet görteriyor. Geri kalan tüm coğrafi analizler dikkat dağıtmadır. Bu bölgeyi kısaca ele alıp Kürdlerin bu bölgede tarihte oynamış oldukları rolden hareketle gelecekte neler olabileceği üzerine fikir yürütelim.
TACİKLER
Bir bölümü Sovyet yönetimi altında devletleşmiş, kalanları Afgan topluluğu içinde sayılan bir millet. Kürdleri oluşturan grubun son halkası olan ve Medya İmparatorluğu’nu kuran Aryenlerin bugünkü Tacikistan’dan Medya’nın kalbine göç ettiği tarihçilerin genel fikri. Afganistan’da dominant grup olan Paştolarla şimdilik hafif de olsa etnik rahatsızlıklar yaşamaya başladıkları biliniyor. Aşağıda değineceğimiz Paşto uluslaşması durumunda Taciklerin de kendi ulusal birliklerine yön çevireceklerini öngörmek zor değil. Gelecekte Kürdlerle kendilerini çok yakın saymaları kolaylıkla sağlanabilecek bir durum.
WAZIRİLER
Coğrafi dağılımda Taciklerle Paştolar arasında, onlara komşu Wazıriler var. Henüz aşiret toplumunu aşıp etnik bir kimliğe ulaşabilmiş değiller. Ancak olası Tacik – Paşto çekişmesi durumunda bunun Wazıri aidiyetinde yeni algılara, mevcut anlayışta kırılmalara yol açması olasıdır.
KAŞMİRLER
Wazırilere ve Paştolara komşu olan Kaşmirler Pakistan’da içişlerinde tam bağımsız, Hindistan’da ise esir bir ulus. Kürdler, Basklar, Balloçlar, Uygurlar, Tibetliler veya İrlandalılarla kıyaslanabilecek uluslaşmaları ve bağımsızlık mücadeleleri vardır. Kürdlerle bugünkü veya yarınki ilgileri cılızdır.
PAŞTOLAR
Kürdler, Tacikler ve Balloçlar gibi, toprakları kendilerine danışılmadan ortadan ikiye ayrılmış büyük bir coğrafyaya sahip yaygın bir nüfus. Afganistan’da dominant grup olan (ve Afganistan’ı neredeyse kendilerine ait sayan) Paştolar Pakistan’da horlanmakta, ve ikinci sınıf topluluk muamelesi görüp ayrımcılığa uğramaktalar. Pakistan’da Afgan – Sovyet savaşında mülteci durumuna düşen epey kalabalık bir Paşto nüfus bulunmakta. Bunlar genel olarak Pakistan yönetimi altında bulunan Paştonistan bölgesine (Peşawar gibi) yerleştirilmişler. Bu bölge Pakistan’ın geri kalmış, fakir bölgelerinden. Mülteci Paştolar İslamabad yönetiminin (ayakta kalmayı becerirse) er veya geç kendilerini Afganistan’a göndereceğinden eminler. Geri dönerlerken beraberlerinde yönetimi elinde tutan Pencaplara dair düşmanca bir siyasi düşünce ve hatıralarında nasıl horlandıklarını götürecekleri kesin. Paştolar İran karşıtlığından dolayı kendilerini Türklerle aynı cephede görürler ancak Kürdler uluslararası etkinlik kazandıkça kendilerini Kürdlerle yakın görmeleri muhtemeldir.
HAZARALAR
Afganistan’ın güneyinde ve batısında, Horasan Kürdistanı’na komşu sayabileceğimiz Şii Hazaralar Farslardan tam destek görmekteler, kendilerini Farslara olanca yakın saymaktalar. Hazaraların Farslarla ittfak derecesinde işbirlikleri vardır.
BALLOÇLAR
Balloçlar hem İran’la hem de Pakistan’la bağımsızlık için savaşmaktalar. Tarihlerinde, 11. yy’da Kürdistan’ın batısından bugünkü Ballocistan topraklarına gidip yerli halkı kıyarak kendi yönetimleri kurup bölgeyi ele geçirdikleri yazılı. Hikayenin de anlattığı üzere aslen Kürdler. Çoğunluğu sünni İslam’ı takip eder, şii olanları da vardır. Pakistan ve İran’la çelişkileri antagonisttir. Eski sömürgeci İngiltere’ye ek olarak son zamanlarda ABD’nin de bu grubu perde arkasından desteklediği söylentileri ortadadır ama açık bir destek sözkonusu değildir. Balloçlar Paşto veya Taciklere göre daha somut taleplere sahiptirler (bağımsızlık). Uluslaşmaları kimbilir Kürdlere yakındır, belki de üstündür. Komşuları Hazaralar veya Paştolarla herhangi bir sorunları bulunmamakta. Kültür bakımından ünleri biz Kürdlerinkine benzer. Kürdlere yüksek sempatileri not edilmelidir.
FARSLAR
Coğrafyayı böyle hızlı hızlı geçerken Farslara nasıl değinmek gerektiğini bilemiyorum. Medya’da iktidarı saray darbesiyle ele aldıklarından beri kültür alanında dünyayı etkileyecek derecede ilerlemiş, devlet anlayışlarını dünyaya kabul ettirmede yetkin bu kuzenlerimiz Türklerle beraber en amansız düşmanlarımız. Açık bir milliyetçi söylem yerine tarihi, dini ve kültürel bir çorbadan oluşan ideolojileri Doğu Kürdistan’ın Kermaşan’ında bile kendine müşteri bulabilmekte. Ne ki 21. yy farklı bir tarih yazmayı gerektirmekte. Kürd, Azeri ve Balloç ulusalcılıkları kuşatmasındaki Tahran Fars iktidarının gelişen liberal damar karşısında daha fazla tutunabileceğini beklemek iyimserlik olur. Olayların akışına bağlı olarak hızlı gelişebilecek bir Fars milliyetçiliği bölge denklemlerinin yeniden oluşmasında biz Kürdler için mutlaka faydalı olacaktır.
AZERİLER
Azeriler aslında ne oldukları belli olmayan Türkçe konuşan bir topluluk. Komşularımız olduklarından ve gelecekte her zaman bizim için stratejik olacaklarından, dikkatle ve onları kazanacak şekilde –ama çıkarlarımızı esas alarak– ilişkiye girmekte fayda var. İran’ın Kuzeyinde bulunmaktalar. Kuzey Azerbaycan bağımsız bir devlet iken, ülkenin yaklaşık % 60’ı olan Güney Azerbaycan Tahran yönetiminin bağlı bir bölgesi. Caferiliğin etkisiyle bugün için Farslarla nispeten barış içinde yaşayabiliyor olsalar da İran’da realitede Farslarla eşit değiller, ikinci sınıflar. Azeri devletindeki milliyetçilerin G. Azerbaycan’ı da kendi bayrakları altında görmek istedikleri açık bilgi. Dolayısıyla dikkatleri aslında Azeri sessizliğine çekmeli. Bu yaranın kaşınmayışı neden? Ermenilerle anlaşıp Karabağ’ı gözden çıkaracak bir Azerbaycan gözünü ister istemez Güney Azerbaycan’a dikecektir. Bu durumda Azerilerin ittifakı mecburen Kürdlerledir.Azeri kurnazlığına karşı Kürd kurnazlığı geliştirilirse pekala sağlam bir ittfak kurulabilir.
ERMENİLER
Soykırımdan sonra takatini yitirmiş ama global örgütlülüğü olan, biz Kürdlerle binyıllar boyunca barış içinde yaşayabilmiş zanaatkar bir ulus. Kuşkusuz tarihsel ve haklı toprak talepleri vardır. Diaspora Ermenileri hiçbir zaman topraklarına dönmeyecek olsalar bile, bağımsız bir Kürdistan’ı her zaman tercih edeceklerdir. Diplomasi için soykırımın tanınmasına destek politikası beraberinde bize Ermeni desteğini getirebilir.
GÜNÜMÜZDE ARYEN COĞRAFYASI
Haritayı şöyle bir gözünüzün önüne alırsanız ABD’nin Arap Ortadoğu’da değil, Medya İmparatorluğu’nun Aryen topraklarında faaliyet yürüttüğünü görürsünüz. Medya’dan sonra bu toprakları –tek bir kültür yaratmak adına– Büyük İskender’in efsanevi seferi olmuşsa da, devleti kendisinin ölümünden sonra çok kısa ömürlü ve hedefle alakalı düşünüldüğünde başarısız bir girişim olmuştur.
Farslar tarih içerisinde bölgenin sevilmeyen yöneticileri olmuşlar. İskender’in gidermeye çalıştığı kültürel doğu – batı kamplaşması bugün tortu olarak Türkler ve Farslar arasında devam ediyor sayılsa bile Anadolu Osmanlı ile beraber kendini Avrupa’dan soyutladıktan beri durum Kürdistan açısından İskender’in fethi öncesine, Medlerin (Madaların) bölgede egemenliklerini ilan ettikleri jeopolitiğe gelmiştir.
KÜRDİSTAN
Bugün elbette Kürdlerin bu bölgeyi fethe çıkmalarından bahsedemeyiz. Ama açıktır ki Medya halkları daha önce olmayan bir kimlik bunalımı yaşamaktalar. Tarihsel jeopolitik ilişkilerin kendilerini tekrarladıklarından hareketle, Balkanlara, Kürdistan‘a ve Kuzey Afrika’ya açılması engellenecek Anadolu devletinin (Türkiye’dir bu) tarih sahnesinden çekilmek zorunda kalacağını diyebiliriz. Yerini ne alacak sorusunun cevabı yine tarihte gizlidir. Eğer Balkanlardan fetih gücü gelmez ve Maveraünnehir’den bir güç peyda olmazsa durumun Kürdleri sahneye ittiğini diyebiliriz. Benzeri bir denklem sadece Medya döneminde olmuştur; Saddam’ın imparatorluğu Medlerin Asuru yıktığını hatırlatırcasına onların torunları Kürdlerin varlığında yıkılmıştır; öncülük rolü Medlerin torunlarına düşmüştür. Benzeri bir denklemi yaşadığımızı görüyoruz.
Bu hesapla yüzümüzü ve ilgimizi önce Kürdistan’ın her karış toprağına ve Kürd insanına; sonra Kürdistan’ın doğusuna, Aryen coğrafyasına çevirmeliyiz. Kürdistan, Kürdlere akraba toplulukları da bağımsızlaştıracak gelişmelere sebep olarak tarih sahnesine çıkacaktır. Bu bölgede taşlar yerlerinden oynatılmıştır bir kere, geriye dönüş yoktur.
Mehmet Husedin
mhusedin@yahoo.com

Hiç yorum yok: