7 Mart 2010 Pazar

Madımak Katliamı'nın sanıklarını savundu, AKP'de bakan oldu!

'İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde Dersim'den sürgün edilen ve ailelerinden zorla koparılan çocuklarla ilgili belge var elimde, gerekirse açıklarım!' Tüyler ürpertici bu açıklamayı başbakan, içişleri bakanı hakkında CHP'nin 'gensoru önergesi'nin TBMM'de görüşülmesinden sonra 'il başkanları toplantısında' yaptı!

Diyeceksiniz ki, bu durum zaten biliniyordu neresi tüyler ürpertici?

Düşünsenize, bir başbakanın elinde kendi yurttaşlarının nasıl katledildiği ve nasıl sürgüne gönderildiği hakkında bilgi ve belge var ama bunları açıklamayıp politik taktik malzemesi yapıyor!

Ve üstüne üstlük bu başbakan 'Alevi, Kürt, Ermeni, Roman açılımı' yaptığını iddia ediyor!!!

Başbakan'ın 'açılımları' ne maksatla yaptığının en bariz göstergesi bu açıklamada gizlidir.

Amaç 'açılım' ise aç şu belgeleri de görelim Sayın Başbakan!

Neden insanlık tarihinin en büyük katliamlarından birini CHP'nin 'gensorusuna' karşı siyasi taktik malzemesi yapıyorsun?

'Dersim Katliamı'ndan sonra İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde yapılan sürgünlerin belgesinden' söz eden Sayın Başbakanın hükümetindeki Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın Sivas Madımak Katliamı Davası görülürken, katliam sanıklarının avukatlığını yaptığını biliyor muydunuz?

Ve şimdi devlet bakanı olan Av. Hayati Yazıcı Madımak Katliamının sanıklarını savunurken aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan'ın da avukatlığını yapıyordu.

Söz konusu inkarcılık olunca AKP'nin CHP'den farkı sorunların adını ifade etmektir. Sorunların çözümü için adını ifade etmek dışında demokratik çözüm projesi gerekir. Yoksa 'Alevi, Kürt, Ermeni, Roman açılımı' demekle sorunlar çözülmüyor. AKP ile CHP babadan kalma miras üzerinde kavga eden iki mirasyedi kardeşe gibidir. İkisi için de önemli olan mirası yemektir.

AKP'liler, CHP'li Onur Öymen'in Dersim Katliamı konusundaki açıklamalarını fırsat bilerek, 'Alevi açılımından' da medet umarak Alevilerin AKP'li olacağını sanıyor! 'Hazır Onur Öymen vakası patlamışken, bir de İnönü ile ilgili belgeleri açıklamakla tehdit edersem Alevileri yanıma çekerim.' diye düşünüyor olsa gerek!

Aleviler şunu çok iyi biliyorlar; sadece Dersim katliamında değil Çorum, Maraş ve Sivas Madımak katliamında da CHP iktidardaydı. CHP'nin 'Alevi aşkı' sahte 'Laik Cumhuriyet' üzerine kuruludur. Çarşafa rozet takan, 'Cüppeli Hoca'lardan muhabbetini esirgemeyen CHP'nin AKP'den farkı nedir?...

AKP eskiden beri açıkça çarşaflı ve cüppeliydi. CHP'nin çarşafı ve cüppesi smokinin altında gizliydi 'seçmen tabanı kazanmak için' smokini çıkarınca ortaya çarşaf ve cüppe çıktı.

Ayrıca Aleviler şunu da çok iyi biliyorlar: Bu katliamların tümünde AKP'nin sürgün verdiği kökün de büyük payı vardır.

Ayrıca Madımak ve Maraş için 'katliam' diyen Başbakanın bakanı 'Alevi çalıştayına' Maraş Katliamının bir numaralı sanığı Ökkeş Kenger(Şendiler) ve 'Madımak Oteli'nin ne olacağına ilişkin Sivas'ta yapılan toplantıya' katliamdan sonra katil sürüsüne 'Gazanız mübarek olsun' diyen dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu çağırmıştır.

Öte yandan şu anda mevcut olan ve parti kurma çalışması yapan sol, demokratik partilerin yetkilileri habire 'Aleviler ne yapmalı?' açıklaması yapıyorlar.

Bırakın 'Aleviler ne yapmalı?' sorusunu da 'Partiler olarak biz ne yapmalıyız?' sorusuna cevap bulun!

KEMAL BÜLBÜL

Hiç yorum yok: