16 Mart 2010 Salı

Ben, Türkiyeli bir Lazım ...

Sadık Varer

Türkiyede, Artvin - Rize sahil şeridinde Pazar, Ardeşen, Fındıklı, Arhavi ve Hopa da yaşayan, Türkler Anadoluya girmeden çok önce kendi tarihini ve kültürünü üreten Lazlar, benim atalarım.

Altı yaşıma kadar Türkçe bilmiyordum. Bir dönem kayıtsız gittiğim köy ilkokulunda bana Lazcayı yasaklayıp Türkçeyi ve Türkçe ile birlikte benim Laz değil, bir Türk olduğumu öğrettiler.

İlkokullu yıllarımın her sabahında, yüksek sesle Türküm, doğruyum, çalışkanımla başlayıp Ne mutlu Türküm diyene ile biten Andımızı okurken Lazlığımı unutmaya, Türklüğü benimsemeye başladım.

Teki bile dünyaya bedel bir Türk olarak liseyi ve yüksek okulu Türkçe okudum. Bu arada müfredat dışı Türkçe kitaplar sayesinde dünyayı yorumlamayı öğrendim.

Sonra, dünyayı yorumlamak yetmez, dünyayı değiştirmek lazım dedim ve olanlar oldu; artık ben bir komünisttim

Bilen bilir; komünistlik başa bela bir şey!... İşkence görmek, tutuklanmak, öldürülmek bir yana, insanda ne Lazlık ne de Türklük bırakıyor; bütün dünyayı memleket ve Lazları, Türkleri, Kürtleri, Arapları, Acemleri, Rusları, Fransızları, İspanyolları, Çinlileri.., velhasıl beyaz ırk, siyah ırk ya da sarı ırk ayrımı yapmadan dünyanın bütün halklarını kardeş saymaya başlıyorsunuz.

Doğal olarak, kardeşlerinizi ilgilendiren her şey sizi de ilgilendiriyor; memleketin herhangi bir yerinde kardeşlerinize uygulanan baskı, terör, sömürü, aşağılama ya da insanlığın yakın geleceğini ciddi olarak tehdit eden ekolojik tahribatlar, sizin ilgi alanınıza giriyor.

Hâl böyle olunca, Güney Afrikada ırkçılık karşıtı mücadelede öldürülen Biko, Gestapo işkencesinden geçirilip idam edildikten sonra ibret olsun diye bir atın arkasında sürüklenen direnişçi genç kız Tanya, asker dipçikleriyle başı ezilip bir kanala atılan Polonya doğumlu Alman teorisyen ve devrimci Roza, Bolivya dağlarında esir alındıktan sonra katledilen Che, Niksarın Kızıldere köyünde öldürülen Mahir ve Cihan.., sizi ilgilendiriyor. Dahası; Che katledildiğinde ben Cheyim!.ya da Ermeni kardeşiniz Hrant göz göre göre öldürüldüğünde ise ben Hrantım Ermeniyim!diyorsunuz.

Ve kaçınılmaz olarak, İsrail saldırganlığı altında acı çeken Filistin halkıyla Filistinli; neredeyse bin yıldır birlikte yaşadığımız ama yüz küsur yıl önce her ulus gibi ben de kendi kaderimi tayin etmek istiyorum dediği için başına gelmedik felaket kalmayan Kürt halkının acısını paylaşırken de Kürt oluyorsunuz.

İşte, bir Laz böylece Kürt olabiliyor !..

Bitirirken; önce asimile edilip ulusal kimliğine yabancılaştırılan, sonra kendi iradesiyle dünyalılaşan bir Laz olarak belirtmem gerekir ki, kendi kaderini tayin etmek isteyen bir ulusun başına gelenlerle ilgilenmek için komünist olmak gerekmiyor.

Tarih bilincine sahip ortalama bir demokrat bile çok iyi bilir; her ulus kendi kaderini özgürce tayin etmelidir sloganı, komünistlerden çok önce, burjuva demokratların sloganı idi ve ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkını savunmak, demokratlığın ölçüsü sayılıyordu. Resmi ideolojinin etkisi altında bellek kaybına uğrayan demokratlara hatırlatırım!...

Sadık Varer

Lazuri.com / 06.04.2008

Hiç yorum yok: