9 Şubat 2010 Salı

EZLN

Ezilenlerin umudu: EZLN

1984'de başlayan ve on yıl süren bir hazırlık ardından ortaya çıkan Zapatista Hareketi 1 Ocak 1994'de Chiapas eyaletindeki üç kentte gerçekleştirdiği silahlı ayaklanmayla adını tüm dünyaya duyurdu.

Zapatista Hareketi (EZLN) çıkışını 1994'te gerçekleştirmekle birlikte kendisini Emiliano Zapata'nın ardılı olarak tanımlıyor ve tarihi köylü hareketinin devamı olarak nitelendiriyor. Kendilerine Neo Zapatalar da deniliyor. Yerli halkların haklarının verilmesi ve yasal olarak tanınması talebi öne çıkmış olmakla birlikte Zapatista Hareketi tüm Meksika halkı için demokrasi, özgürlük ve adalet talebini de dile getiriyor. Böylece en başta Maya yerlilerinin hakları temelinde başlattıkları mücadeleyi tüm Meksika halkının talepleriyle bütünleştirmeyi esas alıyor. Bundaki ısrarları daha sonra tüm Meksika'da büyük destek bulmalarını getiriyor.

1994'teki ayaklanma ardından başlayan çatışmalarla sorunlarını gündeme getirebilme şansı buldular. Zapatalar, kamuoyunun ateşkes talebini değerlendirerek tek taraflı ateşkes yaptı ve kendi deyimleriyle söze sarıldı. Bunun üzerine Meksika hükümeti ateşkese uyup, diyaloğa geçeceğini ve siyasal bir anlaşmaya hazır olduğunu açıkladı. Ancak bir yandan da Zapata Hareketi'ni tasfiye etmek için konseptler geliştirmeye başladı. Şubat 1995'te Meksika devletinin gerçekleştirdiği büyük bir imha operasyonu boşa çıkarıldı. Bu gelişmenin ardından Meksika hükümeti EZLN'yle anlaşmaya varmak zorunda kaldı. Sivil toplumun önemli bir rol oynadığı bu süreçte Zapatislarla Meksika hükümeti arasında 'San Andres Anlaşmaları' imzalandı.

Barış görüşmelerine Meksika'nın yerli halkları için mücadele eden pek çok insan ve örgüt çağırıldı ve hükümetle diyaloglar bu kesimlerin ortak perspektifine uygun bir biçimde yürütüldü. Bu anlaşmalarda hükümet, Meksika'nın yerli halklarının haklarını tanıyacağını, kültürlerine saygı göstereceğini ve her şeyi anayasada yasa haline getireceğini kabul etti. Ama anlaşma kağıt üzerinde kaldı. Peş peşe iktidara gelen hükümetler anlaşmanın gereklerini yerine getirmeyerek bunun yerine süreci provoke eden girişimlerde bulunup, saldırıya geçmeyi yeğlediler. Operasyonlara paralel 22 Aralık 1997'de Chiapas'ın Acteal kentinde 45 erkek, kadın ve çocuk ordu güçlerince katledildi.

Zapatista Hareketi bir yandan meşru savunma temelinde direnirken, bir yandan da Meksika'nın öteki yerli halkları ve örgütleriyle diyaloglar geliştirdi. Bu diyaloglar, yerli halkları ve kültürlerinin tanınması için birlikte mücadele etme kararıyla sonuçlandı. Bunun yanında ne için mücadele ettiklerini etkin bir iletişim sistemi kurarak tüm dünyaya anlatma ve dünyadaki ilerici, demokratik aydın, sanatçı, entelektüel kesimlerin, sivil toplum örgütlerinin desteğini alma çabalarını yoğunlaştırdılar. Bu çabalar sonuç veriyor ve dünyadan birçok insan, örgüt, kurum Zapatista Hareketi'ne destek vermeye başlıyor. Sivil toplumun baskı gücünü fark eden Zapatista Hareketi benzer örgütler ile tartışma toplantıları düzenleyerek ilişki ağını alabildiğine genişletti.

Devletin adım atmayışına karşılık

Devletin yaklaşımlarında bir değişiklik olmayınca Zapata Hareketi demokratik mücadelede radikal adımlar ve projeleri gündeme getirdi. Bu temelde 1997'de Mexico City'ye '1111'lerin Yürüyüşü' denilen bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş devlet tarafından engellenmedi ancak devlet anlaşmaların gereğini de yerine getirmedi.

Hareket, 1999'da Meksika'nın tümünü kapsayan bir referandum çalışması yürüttü. 'Danışma Toplantısı' adı verilen bu referandumda Meksika halkının büyük çoğunluğunun yerli halkların taleplerini desteklediği ortaya çıktı. Devlet buna da kulağını tıkayınca 2001'de, Meksika yerlilerinin tanınmasını talep etmek üzere, milyonlarca inanın katıldığı 'Yerli Saygınlığı Yürüyüşü' düzenlendi. Bu yürüyüşe Meksikalıların yanı sıra başka halklardan destekçiler, milletvekilleri, senatörler, aydın, yazar ve sanatçılar katıldı. Yürüyüş sonunda katılımcıların tümünü içeren bir de kongre gerçekleştirilir. Bu da hükümetin talepleri dikkate almasını ve yapılan anlaşmaya uymasını sağlamaz. Meksika devletinin taahhütlerini yerine getirmemesi üzerine Zapatalar Meksika hükümetiyle diyaloğu keserek San Andres Anlaşmaları'na da dayanarak Chiapas'ta yerel hükümetler oluştururlar. Kendi okul ve sağlık sistemlerini kurarak kendi otonomilerini tek taraflı olarak uygulamaya başlarlar. Halkın kendi kendini yönetmesi ilkesine dayanan yerel belediyeler hızla geliştirilir. EZLN yetkilerini halka devreder ve kendini askeri savunma ile sınırlar. 2003'e gelindiğinde EZLN'nin yetkilerini devralan ve seçilmiş halk temsilcilerinden oluşan 'İyi Yönetişim Hükümetleri' ortaya çıkar. EZLN önderliği sivil konularda emir vermez ama halk tarafından demokratik biçimde seçilen otoritelere eşlik ve yardım eder, yine savunmasını üstlenir. Bunun yanı sıra, ulusal ve uluslararası sivil toplumun sağlanan yardım ve bunun kullanımı konusunda bilgilendirilmesi çalışmalarını yürütür.

EZLN 2001-2005 yılları arasındaki direniş sırasında Meksika'dan ve dünyadan edindiği yardımı ve ilişkileri de bu İyi Yönetişim Hükümetleri'ne ve özerk belediyelere devreder. Meksika hükümetinin yaptırdığı bir araştırmaya göre eğitim, sağlık ya da konut gibi yaşama koşullarında düzelme kaydeden yerli cemaatlerin, yalnızca Zapatista bölgesindekiler olduğu ortaya çıkmıştır. Zapata Hareketi'nin kontrol ettiği bölgelerde plantasyonlara el konularak halka toprak dağıtılmış ve toprak sorununda oldukça ilerleme kaydedilmiştir. Ayrıca ulusal ve uluslararası sivil toplumdan gelen destekte de büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.

Bütün bu çalışmalar ve sağlanan ilerleme Zapatista Hareketi'ni başta Chaipas olmak üzere Meksika'nın genelinde en dinamik demokrasi gücü haline getirmiştir. Hareket büyümüş, kadrosal olarak güçlenmeyi ve genişlemeyi yaşamıştır. Bütün bu gelişmelerden hareketle Zapata Hareketi sadece yerli haklarıyla sınırlı kalamayacağı bir noktaya evrilmiş ve Meksika'nın genelini kapsayacak bir yaklaşım ile tüm Meksika halkının demokratik birliğini oluşturmak için girişimlere başlamıştır.

EZLN, Meksika'nın yerli halkları için savaşmayı sürdürüyor, üstelik yalnızca onlar için ve yalnızca onlarla birlikte değil, Meksika'nın tüm sömürülenleri ve mülksüzleştirilenleri için ve tüm ülkede mücadele yürütüyor.

Meksika halkının basit ve mütevazi insanlarına kulak verip aracı olmadan doğrudan onlarla konuşuyor.

Meksika halkının konut, toprak, iş, yiyecek, sağlık, eğitim, bilgilenme, kültür, bağımsızlık, demokrasi, adalet, özgürlük ve barış taleplerini hesaba katan yeni bir anayasa ve yasalar talebi için mücadeleyi yükseltiyor.

'Sözleri silahları' olan ve 'yürürken öğrenen' 'ezilenlerin umudu' EZLN'den öğreneceğimiz çok şeyler var. Zira, onlar 21. yüzyılın sosyalizmine ilk şekil verenler. Meksika dağlarının Güneydoğusu'na selam olsun...

M. UTKU ŞENTÜRK *
* Gazeteci- AB ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı

Hiç yorum yok: