1 Ocak 2010 Cuma

Kapitalist sistem krizde!

İZMİR / Amerika’da mali piyasalarda yaşanan kriz, tüm ekonomileri etkiledi. Hükümetler, iflas eden bankalara ve piyasalara, taze para aktararak krizi ötelemeye çalışıyor. Ancak, uzmanlara göre, 1929 dünya ekonomik krizi ile karşılaştırılan son gelişmeler, devlet müdahalesi ve taze para akışıyla durdurulacağa benzemiyor.   ABD’nde son bir yıl içinde 13 banka iflas etti. ABD’nin 158 yıllık finans devi Lehman Brothers da iflas bayrağını çekti. Amerikan yönetimi, bankalara para aktarımı yaparak, krize müdahale etmeye çalıştı. Amerikan mali piyasalarında yaşanan bu gelişmeler, bütün dünyayı etkiledi, borsalarda sert düşüşler yaşandı. Avrupa ülkeleri, piyasaya taze para sürdü. 1929 dünya ekonomik kriziyle karşılaştırılan gelişmelerin, önümüzdeki günlerde de devam edeceği ortak kanı.   Mortgage kredi kriziyle başlayan ve bütün ekonomileri saran bu krizin gerçek nedeni nedir? Krizin Türkiye ekonomisine etkisi nasıl olacak? Maliye profesörü İzzettin Önder ile Atılım Gazetesi yazarlarından Alp Altınörs, son ekonomik gelişmelere ilişkin olarak ANF’nin sorularını yanıtladı.   “KRİZ, KAPİTALİZMİN BÜNYESİNDE VAR”   Prof. Dr. İzzettin Önder’e göre, kriz, kapitalizmin bünyesine ait bir durum. “Kapitalizm piyasa için üretim yapar” diyen Önder, kapitalist sistemin, 1970’lerin ortalarından itibaren giderek hızlanan bir biçimde finansal kesime savrulduğunu belirtti. Prof. Dr. İzzettin Önder, şunları söyledi: “Finans alanı, köpük alanıdır. Finansın sağlıklı yürütülebilmesi için reel sektörde bunun karşılığının olması gerekiyor. Finans sektörünün büyüklüğü, reel sektörü geçti. Reel sektörde bunun karşılığı ortaya çıkmayınca finans sektörü havada kaldı ve çökmeye başladı. Kapitalizmin bünyesi ise, piyasa için üretimdir. Piyasayı yapay olarak genişletir ve bu ürün ya da kredi geri dönmediğinde kriz ortaya çıkar. Aslında bu kapitalizmin kendisini yenileme sürecidir de. Sonuçta çeki düzen verilecek ve yeni bir finans dünyası oluşturulacak.”   Amerikan Merkez Bankası (FED)’in geçtiğimiz aylarda yaptığı faiz indiriminin işe yaratamadığını belirten Prof. Dr. Önder, “Sonunda, Amerikan hükümeti, önemli para enjekte etmeye başlardı. Bunu yapmak zorundaydı. Çünkü kriz, reel sektöre yansıyarak, gerçek bir depresyona dönüşmeye başladı” diye konuştu.   “AMERİKAN MALİ SİSTEMİ ÇÖKTÜ”   Atılım Gazetesi yazarlarından Alp Altınörs ise gelişmeleri “dünya mali krizi” olarak tanımladı. Ekonomik gelişmeleri, “Amerikan mali sistemi çöktü” sözleriyle özetleyen Altınörs, “Lehman Brothers’ın batışı, bazı bankalara ABD tarafından el konulması, AIG sigorta gibi mali kuruluşlarının sigortası olan kuruluşlara devlet tarafından el konulması krizin ulaştığı derinliği ve çapı ortaya koyuyor. Amerikan mali sistemi çöktü. Bunun başlangıcı, mortgage kredilerinin çökmesi oluşturdu. Ama bu o kadar büyük bir anafor ki bütün bankacılık sistemini etkisi altına aldı. Bundan sonra da çöken bankalar olacak” dedi.   Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in geçtiğimiz günlerde yaptığı “krizin dörtte birini gördük, dörtte üçü arkadan geliyor” sözünü hatırlatan gazeteci Altınörs, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Krizin en derin sonuçları, bundan sonra açığa çıkacak. Dünya mali piyasalarında para olağanüstü değerleniyor. Faizler yükseliyor, sanayinin finansmanı çok daha da güç olacak. Bu durumda, mali krizin, reel ekonomiye ve sanayi üretimine yansıması çok daha derin olacaktır. Belki bir dünya ekonomik krizine doğru gelişmeyi öngörebiliriz. Ya da bir daralma yaşanacaktır.”   “BU SİSTEMDE SERMAYE KAYNAKLARI, SPEKÜLATİF AMAÇLAR İÇİN VARDIR”   Atılım gazetesi yazarlarından Alp Altınörs, gelişmelerin, emperyalist küreselleşmenin öğeleri ışığında değerlendirilmesi durumunda doğru sonuçlara ulaşılacağını hatırlatarak,  “Emperyalist sistem, emperyalist küreselleşme dediğimiz dönemi yaşıyor. Bu dönemin en temel özelliği brikmiş sermaye kaynaklarının, üretken amaçlar için değil, spekülatif amaçlar için kullanılması. Bir taraftan insanlar işsiz kalırken, bir taraftan sermaye, borsalarda spekülatif amaçlı kullanılıyor. Bu spekülatif balonlar bir dönem yüksek oranlı karlar getiriyor. Bir süre sonra ise bu balonlar patlıyor. Milyarlarca dolarlık sermaye kıyımına gidiliyor. Geçtiğimiz Pazartesi günü New York borsasındaki büyük düşüşte 500 milyar dolar bir günde ortadan kayboldu.” diye konuştu.   “TÜRKİYE EKONOMİSİ YAPISAL SORUNLARLA BOĞUŞUYOR”   Prof. Dr. İzzettin Önder, Amerikan ekonomisinde yaşanan gelişmelerin Türkiye ekonomisine etkilerine ilişkin olarak ise, “Türkiye ekonomi yapısal sorunlarla uğraşıyor. İşsizliği yapısaldır, Amerikan yansıyan bir krizin sonucu değildir. Yüksek faiz verildiği için yabancı sermaye Türkiye’ye gelebilir. Türkiye’de risk olmadığını düşünüyorlar ve geliyorlar. Kısa sürede gelip, yüksek faizle kar elde ederek gidiyorlar. Türkiye ekonomisinin temel sorunu, yatırımsız ve verimsiz bir ekonomiye sahip olmasıdır” değerlendirmesini yaptı.   “TÜRKİYE BU SÜRECİN DIŞINDA KALAMAZ”   Atılım gazetesi yazarlarından Alp Altınörs’e göre ise,dünya mali krizi o denli derinleşti ki Türkiye’nin bunu dışında kalma olanakları giderek tükeniyor. Hükümetin “Ekonomimiz iyi, çünkü biz IMF programlarını uyguluyoruz” açıklamasına atıfta buluna Altınörs,  “Bu kriz tam da IMF programlarını çok iyi uygulayan ekonomileri en düzeyde vuracak” dedi.   Gazeteci Altınörs, Amerikan ekonomisinin en büyük mali sermaye kuruluşları batarken, Türkiye’nin bundan etkilenmeyeceğini söylemenin halkı kandırmak anlamına geleceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye ekonomisinde muazzam bir cari açık var. Ve bu açık, spekülatif sermaye ile sıcak para denen borsaya akan paralarla kapatılıyor. Artık o paralar kaçma eğiliminde. Bu spekülatif sermaye geri çekildiğinde, AKP’nin ekonomi için çizdiği pembe tablonun gerçekliği ortaya çıkacak.”   Bu krizin faturasını da halka ödetildiğini hatırlatan Altınörs, “Bu krizin bedeli yine yoksul emekçi halka ödetiliyor, elektrik, benzin ve ekmek zamları ortada. Yoksul halkın buna direnme hakkı vardır. 2001 krizinde, halkımız bir gecede cebindeki paranın yarı yarıya azaldığını gördü. Buna karşı sokaklara da çıktılar” dedi.

Hiç yorum yok: